Şehit cenazesinde…
Adamın biri Ana Muhalefet Lideri’ne yumruğu attı…
Bir grup provokatör etkisiyle linç girişimine yönelik eylem ortaya çıktı…
Kadının biri incecik sesiyle “Yakıııın, yakııııııın burayı” diyerek bağırıyordu…
Sopalılar, demirliler, pazusu güçlü olanlar hepsi ne yapacaklarını biliyorlarmış görüntüsü verdiler…
Yumruk tam sağ yanak ve çene bağlantısından Kılıçdaroğlunu yakaladı…
Yumruk hedefi buldu…
* * *
Yerel seçimler yapıldı…
Seçim sonrası demokrasi gereği sandık galibi açıklansın bekleniyordu…
İstanbul sonuçları Türkiye’yi etkileyecek beklentisi dalga dalga merak konusuydu…
Seçim akşamı Binali Yıldırım bey alır diye düşünenler çoğunluktaydı…
Oda ne!
Muhalefetten Ekrem İmamoğlu son dakika öne geçiverdi ve de sayımlar bitti…
İmamoğlu yeni İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu bu sonuçlara göre…
İtirazlar başladı hemen sonrasında…
* * *
Soluğu kesilmiş izliyordu Dünya Devletleri…
Ne olacak bu İstanbul’un hali beklentisi devam ederken Yumruk olayı patladı…
Aynı günlerde şehit düşen bir askerimizin cenazesinde yaşandı bu yumruk olayı…
Yumruk kime atılmıştı?
Ana muhalefet liderinin yüzüne doğru bir hamle miydi?
Demokrasiye doğru mu?
* * *
Yumruk atanı savunanlar oldu…
Oysa daha bir ay önce Yeni Zelanda da iki camide 50 den fazla insan terörist bir eylemle şehit edildiler…
Sert ve ısrarlı bakma, küfretme, yumruk atma, bıçak kullanma, silah kullanma ve her yol açık terör yapılması ucu açık bir sıralama değimli?
Yumruk eylemli halin başlangıcı durumunda, sonrası nereye kadar gider Allah bilir!
İşte bu nedenle bu yumruk kime atıldı diye sormak gerek…
Soru ve cevap kendimize yönelik olmalı…
* * *
Ana Muhalefet aynen iktidar gibi demek…
Daha doğrusu iktidarın gözetmesi koruması altındaki diğer taraf demek…
Bunun yolu Demokrasi, Adalet ve Güvenlik uygulamalarında sahip çıkmaya dayalı…
Ayrıştırma ve ötekileştirme psiko-sosyal bölünme demek…
Öyleyse yumruk bölünmeye giden yolda bir araç gibi…
Tam provokatif bir eylem…
Hele yanında “yakıııın”diye bağıran bir kadın da varsa…
* * *
Beklenen neydi?
Cumhurbaşkanımızın hemen müdahale edip “Vatandaşlarım merak etmesin, biz demokratik bir ülke olarak her türlü büyük küçük terör eylemine karşıyız. Yumruk atan. Kanunsuz suç, suçsuz ceza olmaz prensibinden hareketle Adalet önünde hesap verecektir” demesi gerekirdi…
Hayal kırıklığı yaşandı.
