Aynı üniversitenin aynı bölümünden, aynı dönemde mezun olmuş binlerce öğrencinin meslek yaşamlarında kimileri zirvede iken, kimileri ise neden başarılı olamazlar?

      Her ne kadar içinde yaşadığımız ülke gerçeği bizim dışımızda oldukça önemli bir faktör olsa da meslek başarınızı arttırmak için daha öğrencilikten başlayan gelecek odaklı yaşam tarzınızın çok büyük önemi vardır.

      Siz öğrencilik döneminde ilişki, keyif ve haz odaklı bir yaşamın peşinde mi olacaksınız, yoksa tüm başarılı olanların izlediği yol gibi çoğu zamanlarınızı üniversite sonrası hedeflerin doğrultusunda gelecek odaklı mı geçireceksiniz?

    Örneğin siz matematik bölümünü kazandıysanız, kpss mülakat 400 bin atama bekleyen aday öğretmen öyküleri sizi bunaltmasın. 
Mezun öğretmen adaylarının içinde kağıt toplayan, asgari ücretle taşeron çalışan, kuryelik yapanların yanında öğrencilik döneminde özel ders veren, kurumlarda karın tokluğuna da olsa kendisini yetiştirerek devletten beklentisini sıfırlayanlarda var.

        Ya da öğrencilik dönemlerinde imkanlarını zorlayarak seminer izleyen değil, seminer veren durumuna gelebileceğinin inancı içerisinde kendi bölümün ile ilgili yayınları takip temek, araştırma içinde olma,  bulunduğun bölge mahalli basında yer alarak görüşlerini paylaşmak, STK lar içinde yer alarak sosyal gelişim içinde olmak, iletişim becerilerinin ve farkındalığının gelişmesi için çaba içinde olmak.

     Girin bir işe çalışın, bir kafede çalışın, bir şirkette çalışın, günlük işlere girin ve göreceksiniz ki her yaptığınız iş size çok şeyler katacak sizde değişimlere yol açacaktır.

     “Hocam bu dedikleriniz dile kolay, memleket ne halde işsizlik almış başını gidiyor, üniversite mezunlarının neredeyse %30 u işsiz” diyerek vahim olan, giderek daha da vahimleşen tabloyu hatırlatabilir kendinizi durumun gelişine bırakırsınız.

    Bende diyorum ki siz ne kadar haklı şeyler söyleseniz de elinizden gelmeyenlere değil de, gelenlere odaklanın diyorum.

    Birde diyorum ki,

     Kariyer planlaması için en geç an, üniversite mezun olduğunuz andır.
     Siz bir şirketin sahibi, insan kaynakları sorumlusu olsaydınız nasıl bir insanla çalışmak isterdiniz?
Zamanınızı haz odaklı ilişki odaklı aşırı dışa ya da içe dönük geçiredebilirsiniz, çoğunluk kitle öyle davranıyor zaten.

      Meslek yaşamlarında en başarılı olanlar, öğrenciliğinde gününü gün edenler değil, geleceği planlayarak mesleğine yönelik seminerler, sertifika kursları, yabancı dil ve bilgisayar eğitimi, stklar da görev alma, okuyan ve araştıranlardan olduğu gözlemlenir. 
     Seçtiğiniz bölümü bitirerek başarılı olmuşlarla tanışın, akademik bilgiler kadar önemlidir.


“Hatasız Kul Olmaz” Sözüne Katılırım

*Çıktığımız yolda hiçbirimiz mükemmel davranamayız,  mükemmel olmak insanın doğasına aykırıdır. Mükemmel olmayı değil, elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalıyız.

       “Yürümeyi yeni öğrenen küçük bir çocuğu düşünün. O çocuk düşecek ve sürekli kendisine zarar verecektir ama asla durmayacaktır. Ve hiçbir zaman da yürümek benim için iyi değil, bu konuda iyi değilim diye düşünmeyecektir.”      A. Schopenhauer’

“İsterseniz yanlış düşünün, ama her durumda kendi kafanızla düşünün.” - Doris Lessing

"Daha iyi olanı değil, sana kendini daha iyi hissettireni seçmelisin." Erich Fromm

"Düşüncelerimizin kalitesi yükseldikçe yaşam kalitemiz de yükselir."

*"İste, ama asla isteklerinin bağımlısı olma."

*İnsanlar cehaletlerinin farkına pek varmazlar çünkü kendilerini, benzer düşünen arkadaşlar ve düşündüklerini destekleyen haberlerden oluşan bir yankı odasına kapatırlar ve odada inançları durmadan desteklenirken neredeyse hiç sorgulanmaz.

*Çağ atlatan ilerlemeleri anlamak istiyorsanız antik metinleri ezberleyip tartışmak yerine bilimsel makaleler okumaya zaman ayırmalı ve ilgi alanınıza giren konularda derinlik kazanmaya çalışmalısınız.