Erkekler Nelere Dikkat Etmelidirler?
*Erkek eşine yönelik olarak “yediğin önünde yemediğin ardında. Allah’a şükür ki her şeyimiz fazlasıyla var; biraz şükretmek lazım. Yani bu mutsuzluk nedendir ki?” gibi sözler sarf etmesi eşinde kötü his yaratacaktır.
Bu tip sözler sarf eden erkek “kadının tek ihtiyacı yemek, içmek ve barınmaktır; bunu da ben sağlıyorum; daha ne yapayım ki?” düşüncesindedir. Evliliğin sadece fizyolojik ihtiyaçları gidermekten ibaret olduğunu vurgulamak farkındalık eksikliğindendir.  Çünkü oldukça önemli olan ruhsal, duygusal, sosyal, kültürel yönlerin öneminin farkında olamamak kadın için öfke nedenidir.
*”Ben işimde ve gücümde olan, kötü alışkanlığı olmayan biriyim; benim kıymetimi bilmen gerekir.”
Kendimizi önemsemek karşımızdakinde değersizlik duygusu oluşturacaktır. Zaten olması gereken bazı yönleri övünme vesilesi yapmak, az gelişmişlikle ilgisi vardır. Yani kötü olmamayı meziyetmiş gibi başa kakarcasına dile getirmek kadının değersizlik duygusu yaşamasına neden olur.
*Cinsel yaşamda otoriter tavrın kötü etkisi!
Yaş ne kadar ilerlese de yani 100 yaşına da gelinse cinsel yaşam devam eder. Cinsellik deyince akla ilk gelen sadece bedensel yön değildir. Cinselliğin bedensel olduğu kadar, ruhsal duygusal sosyal kültürel yönlerinden de bahsedebiliriz.  Eşlerin iyi hissettiren bir sohbeti, birlikte içilen çay, gidilen etkinlik, çıkılan seyahat, dokunma, sarılma, güzel söz söyleme, el ele tutuşma  cinsellik tanımına girer.
Yaşı ilerlemiş Temel eşine “ sen suyu ısıt olursa olur, olmazsa çay demler içeriz.” sözü her iki durumda cinsellik içerir.  
Cinsel yaşamda “Ben ne dersem o” davranışı kadının eş rolünü oynamasını engellerken, kendisini evin hizmetçisi, evin annesi rolüne yoğunlaştıracak çok da mutlu olamayan iç dünyası onda ruhsal kaynaklı bedensel sorunlara da neden olabilecektir.
Erkek egemen yapının izlerini taşıyan bu tip tutumlar kadına iyi his yaşatmayacağı aşikardır. Cinsel yaşam, evliliğin tüm alanlarını derinden etkiler.
 *Kadınlığının sorgulanması, başka kadınlarla mukayese edilmesi onarılmaz yara açar.
Kimliğinin yani cinsiyetinin, mesleğinin, etnik kökeninin, mezhebinin aşağılanması her iki taraf içinde yönetilmesi ve unutulması zor kötü his yaşatacaktır. Eşler dahil tüm insanlar kimliklerine sonsuz saygı gösterilmesini isterlerken, kimlikçi tavra öfke duyarlar.
*Başkalarının yanında kötü söz, eleştiri unutulamayacak kötü his yaşatacaktır ve onarılması zordur.
*Ev işleri, çocukların bakımı, eğitimi, takibi tamamının kadına yüklenmesi gerginlik yaratacağından eş rolünü isteyerek içinden gelerek yerine getiremeyecek ve cinsel yaşam olumsuz etkilenecektir
Hayat müşterek ise her alanda, halden anlayarak davranmak gerekir. Mutsuz eşin mutlu etmesi mümkün değildir
*Eşinin ailesini, kardeşlerini, akrabalarını hakir görmek ve dışlamak sıkıntı yaratacağı kesindir.
Erkekler İçin Tavsiyelerimiz Ne Olabilir?
*Çoğunlukla kadınların işitsel yönleri, erkeklerin ise görsel yönleri daha güçlü olduğu bilinir.
Milyonlarca yıldır av peşinde koşarken sessiz kalan ve gördüklerini anlamlandıran mukayese eden ölçen biçen taktik geliştiren görselliği güçlenen erkeğe karşın öncelikle doğurduğu çocuğunun sesine odaklanmış bir annenin işitsel olması sözel yeteneğinin gelişmiş olduğunu biliyoruz.
Kadın iyi bir söze her an ihtiyaç duyar. Eşinize onun duymaktan hoşlanacağı sözler sarf edin ve onu sevdiğinizi söyleyin.
*Erkeklerin karikatürlere de konu olan özel günleri unutma niteliği, kadında yeteri kadar sevilip sevilmediği şüphesi yaratır.
Özel günleri unutmayın bu bir. İkinci olarak da özel bir gün olmasa da ona sürpriz yapın. Akşam yemeği, onun çok sevdiği ona özel bir eşya, takı, giyecek almanız evinize ya da onun işyerine çiçek göndermeniz onu mutlu edecektir.
*İnsanların içinde onu övün, memnuniyetinizi ve hoşa giden yönlerinde.
*Yanlış bir davranışınız veya sözünüz için özür dileyin ve hoşunuza gitmeyen, sizi rahatsız eden bir yönünü uygun zamanda, uygun ortamda ve uygun ifadeyle dile getirin.
Kadınlar Nelere Dikkat Etmeliler?
* Kadın eşine hitaben ”senin her türlü işin yapılıyor; yemeğin önüne geliyor, çamaşırın yıkanıyor; ütüleniyor, söküğün dikiliyor; daha ne yapabilirim ki…” sözleri çok da iyi his yaşatmazlar. İstenir ki yapılmış bir bölümü karşısında erkeğinde kadınında işiyle ilgili ne kadar çok fedakarlıkta bulunduğuna dair serzenişte bulunması yerine karşılıklı teşekkür, övgü çok daha isabetli olacaktır.
 *Kadınlarda sık gözlemlenen sorunlu davranış olan, cinselliğin ceza ya da koz olarak kullanılmasıdır.
Eşinizin nelerinden hoşlanmıyorsunuz. Hoyrat, bencil davranışları ya da yolunda gitmeyenler nelerdir?
Her konu anlaşılır bir dille, uygun zaman, uygun yerde ve uygun dille gündeme getirilmesi önemlidir.
 Suçlama, bağırıp çağırma, küsme, şiddet uygulama yerine sohbet dili ile görüşülebilmelidir. Eşler iletişim becerileri ve çatışma yönetimi konusunda kendilerini yetiştirmelidirler. Bilinmelidir ki en kaotik sorunlar iletişim becerileri sayesinde basitçe çözülebilir. Aksi durumda yani iletişim beceri noksanlığından dolayı en basit sorunlar kaosa neden olabilir.
*Erkeğin, “sen ne biçim kadınsın, ellerde ne kadınlar var” sözü gibi kadının da “ne biçim erkeksin, elin ne adamları var.” türü sözleri davranışa değil,  kimliğe yönelik olmasından dolayı iletişim engelidir ve yıllarca unutamayacak üzüntü, öfke ve kötü duygu nedeni olacaktır.  
*Ev kadını ya da bir meslek sahibi de olsa üzerine düşen işleri yapmayarak boykot, ceza verme yoluna gitmesi hiçbir sorunu halletmediği gibi haklı da olsa haksız duruma düşebilir.
*Özellikle diğer insanların yanında kocasını eleştirmemesi ve kötü davranmaması önemlidir.
*Çocukların dede ya da neneleriyle ve aile büyükleriyle olan bağının devam etmesi onların aidiyet duygularını güçlendirirken, geçmişiyle bağ kurmasını sağlar.
Bu anlamda eşler çocuklarının bu ihtiyaçlarının giderilmesine özen göstermelidirler.
Kadınlar İçin Tavsiyelerimiz Ne Olabilir?
*Kadınlar daha çok işitsel yönüne karşılık erkeklerin görsel yönü öne çıkar. Bu anlamda görünümünüze hal ve hareketlerinize önem vermeniz oldukça önemlidir.
Kaç yıllık evli olursanız olun, hem kendinize hem de eşinize olan saygınızdan dolayı kılık, kıyafet, makyaj, davranış, diksiyon konularında oldukça özentili olun ve kendinizi yetiştirin.  Görüştüğüm binlerce sorunlu ailede kadınında erkeğinde ilk tanışma dönemlerinde ki özenlerinin kaybolması nedeniyle birbirlerine olan saygı sevgilerinin yok olmasıdır. İlk başlarda yoğunlaşan romantik yönün devam etmesi beklenmez ancak aşkın sevgiye dönüşmesi saygılı sorunlu davranılması önemlidir.
*Erkeklerde tıpkı kadınlar gibi başkalarının yanında kötü söz, olumsuz eleştiri yerine övücü sözler duymaktan hoşlanacaktırlar.
*Eşlerin en önemli görevlerinden biride anne babalarına karşı saygı, sevgi ve sorumluluk içinde olabilmeleridir. Onları özellikle bayramlarda, özel günlerinde ziyaret etmeli, gönüllerini almaları önemlidir.
*Eşler kendi anne babaları ve eşlerinin aileleriyle olan ilişkilerini en sağlıklı düzlemde devam ettirebilmeliler.
*Eşlerin anne babaları ise evlenmiş çocuklarının mutluluğundan mutlu olabilmeliler; damatları ve gelinlerine “el kızı/el oğlu” gözüyle görmemelidirler.
Anne babalar, evlenmiş evlatlarının yanındadır ve arkasındadırlar.  Ancak “iyi niyet” adına da olsa onların aralarına hiç girmemeye özen göstermelidirler.
Etkili İletişim ve Beden Dili
Unutmayın ki, beden dilinin bir parçası olan görünümüz, iç dünyanızı yansıtırken aynı zamanda dış görünümün hem erkek hem kadında olumlu olması, ruhsal iyi oluşa neden olacaktır. İnsanlar hissettikleri gibi davranırken davrandıkları gibi de hissederler. Mutlu olunca gülümsediğimiz gibi gülümseyince de mutlu oluruz. Taklit ettiğimiz bedenin ruh haline bürünürüz. Gergin duruş ve sinirli tavır iticidir antipatiktir.
Beden dilimiz, sözümüz ve sesimiz uyum içerisindeyse güven ve sempati sağlarız.
Beden dilinde en önemli organ yüzümüzdür yüzümüzde ise en önemli ve etkili olanı gözümüz ve bakışlarımızdır. Bakışlarımızda ki olumlu olumsuzluk kontrol edilemez.
Gözler yalan söylemez çünkü göz beyin ilişkisi, kulak beyin ilişkisine göre 25 kere daha güçlüdür. İlk defa gördüğümüz ismini öğrendiğimiz bir kişiyi yıllar sonra tekrar gördüğümüzde onu tanırız ancak ismini hatırlamakta zorluk çekeriz.
İnsanları dinlerken onlara bakınız; konuşurken ise konuşmanın durumuna göre ortalama üçte iki süreli bakınız.
Ailede Çatışma Yönetimi Nedir?
Çatışma, kavga etmek taciz etmek, şiddet uygulamak değildir.
Çatışma, gündeme gelen sorunların, farklılıkların, rahatsızlık veren davranışların, sohbet ortamında, halden anlamasına dile gelmesidir.
 Çatışma yönetiminde sorunların çözümü için iki tarafta birbirlerinin iletişim dillerinin farkındadırlar. Çözüme ulaşmak için fedakarlıkta bulunmak önemlidir.
On binlerce çift arasında yapılan araştırmalarda en mutlu ailelerde sorunlar uygun şekilde dile gelirken, en mutsuz ailelerde sorunlar çeşitli çekinceler yüzünden hasıraltı edilirken “mış” gibi yaşamlar gözlemlenir.
Söze gelmeyen, içe atılan sorunlar ruhsal, bedensel rahatsızlık nedeni olmaya başlayabilir.
İnsanların en büyük ihtiyacı anlatmak ve anlaşılmaktır. Anlaşılmasına dinlenilmiş olmasından dolayı kendisini iyi hisseden kişi daha olumlu bir dil kullanma eğilimine girecektir.
Sağlıklı Aile Nedir?
Sağlıklı aile, iletişim becerileri ve oluşan farkındalıkları sayesinde sağlıklı ilişkiler kurabilen, sorun çözme yetenekleri gelişmiş olan ailedir.
Sağlıklı ailede en zor sorunlar kolaylıkla çözülebilirken, sağlıksız ailelerde en basit orunlar kaosa neden olabilir.
Ne kadar kişilik uyumu ve iyi niyetli de olunsa  çatışmanın olmaması mümkün değildir. Sağlıklı ailelerde konuşulması gereken hiçbir konu hasıraltı edilmeden doğru zamanda, doğru ortamda ve doğru biçimde gündeme gelir.
Biriktirilenler, içe atılanlar ve söylenemeyenler ‘mış’ gibi davranışlar “biz eşimizle hiç tartışmayız” benzeri sözler, ilişkinin sağlıksız olduğuna işaret eder.
“Mış” gibi yaşamlar nedeniyle bozulan ruh halimiz, bedensel sorunlara neden olabilir.
İçe atılan, anlatılmayan, paylaşılmayan çözümsüz kalmış sorunlar bitmemiş işler olarak kalan konular, takıntı-zorlantı bozukluğu (OKB) dolaşım, boşaltım sorunları, kalitesiz uyku, sinirlilik, depresif yapı gibi rahatsızlıklara neden olması kaçınılmazdır.
 Çocuklar Anne babalarının birbirlerini sevmeleri, birbirlerine olan olumlu ilgileri, onları mutlu ederken, ilişkilerin olumsuz olmasından ise üzülür ve mutsuz olurlar.
Çocuklar anne ve babalarının sevgili olmalarından çok fazla mutlu olurlar.
Mutlu evlilik için doğru eş seçmek kadar, doğru eş olabilmek de önemlidir.
İyi birer eş olamayanların, iyi birer anne baba olabilmeleri de mümkün değildir.