Ankara'nın savunma sanayisinin kalbi olan TUSAŞ, karanlık bir geceyi arkasında bırakırken stratejik bir zaafın tüm ülkeyi sarstığı anları yaşadı. Ülkenin ileri teknolojiye dayalı geleceğine darbe vurmaya çalışan bu hain saldırı, hem milletin yüreğinde hem de savunma gücünde derin bir yara açtı. Bu karanlık günde, sadece binalar değil, bir ulusun güvenlik ve umutları da saldırıya uğradı.

Son yapılan saldırıda, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tesislerine yönelik düzenlenen terör saldırısında önemli kayıplar yaşandı. Son güncellemelerle birlikte şehit sayısının 5’e yükseldiği, yaralı sayısının ise 22’ye çıktığı açıklandı. İçlerinden biri kadın makine mühendisimiz evlilik yıldönümü için eşinin gönderdiği çiçeği almak için aşağıya inerken katledildi. Saldırı sırasında, polis özel harekât ekipleri ve diğer güvenlik güçleri ile saldırganlar arasında yoğun çatışmalar yaşandı ve bu sırada polislerden bazıları yaralandı. Saldırının, terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğu kesinleşti.

Saldırganların el bombası ve silahlarla güvenlik güçlerine saldırdığı belirtildi. Biri erkek biri kadın olan 2 terörist önce bir taksiyle Tesisin giriş kapısına doğru saldırıp içeri girerek rastgele ateş edip saldırıda bulundular. Eylemin sonunda yakalanacağını anlayan terörist kendini patlatarak etrafını çevreleyen 7 Polis Özel Harekât mensubunun da yaralanmasına sebep oldu. Ayrıntılar ilerleyen günlerde netlik kazanacaktır.

Eski bir asker olarak bu saldırıyı ve alınması gereken önlemleri değerlendirmek isterim. Ekran ve haber kaynaklarında paylaşılan Teröristlerin Saldırı öncesi Ankara sokaklarında ve Tesis içindeki görüntülerini incelediğimde donuk, soğukkanlı ve sakin bir şekilde durakta, kafede ve yolda hareket ettikleri görülüyor. Tesise giriş ve tesisteki saldırı sırasındaki görüntüleri incelediğimde; duruş, sıçrayış, mevzi alma, ikili ilerlemeleri, silah tutuş ve doğrultma şekilleriyle kesinlikle iyi eğitildiklerini anlamak zor değil. Bu yönüyle baktığımızda Dost ve müttefik ülke ABD tarafından eğitilen dağ kadrosundaki malum örgütün özel birimi olduklarını tahmin etmek de hiç zor değil. Sıkıntı ise bu tip hücrelerin şehirlere sızmış yapılanmaları. Burada MİT’e ve diğer istihbarat birimlerine iş düşüyor.

Gerekirse de bölgedeki ABD görev gücü ile irtibat kurularak bu eğitimleri alanların listesine ulaşılmalı ve gereken yapılmalıdır. Çünkü bu saldırı son anda planlanmış ve siyaset dünyasında yapılan açıklamalara bir cevap olarak verilmiş bir saldırı değil, keşif ve istihbarat çalışması mutlaka çok öncesinde yapılmış ayrıca örgütün yürütülen söz konusu görüşmelerden Türk Kamuoyundan daha çok haberdar olduğu da aşikâr.

Kuruluşu olan 1973 tarihinden beri tesisin merkezi olan 4 milyon metrekarelik Kahramankazan Merkez yerleşkesi TUSAŞ’ın hâlihazırda ürettiği ve üzerinde çalıştığı projelere ev sahipliği yapıyor. Projeleriyle dışa bağımlılığı azaltan tesis T129 ATAK, T70,ANKA ve AKSUNGUR gibi hava platformlarınyanı sıra Milli Muharip uçak KAAN, HÜRKUŞ, HÜRJET, GÖKBEY gibi envanterimize girmeyi bekleyen ürünleri test ediyor. TUSAŞ'a yapılan bir saldırı, Türkiye için oldukça kritik bir olaydır çünkü TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii), Türkiye'nin savunma ve havacılık alanında kilit rol oynayan stratejik bir kuruluştur. Bu tür bir saldırının etkilerini ve ders alınması gereken noktaları birkaç başlık altında inceleyebiliriz:

1. Stratejik ve Ekonomik Kayıplar:

TUSAŞ, Türkiye'nin yerli savunma sanayi projelerinin merkezinde yer almaktadır. Özellikle milli uçak projeleri, insansız hava araçları (İHA/SİHA), helikopter projeleri ve uzay çalışmaları açısından önemli bir sorumluluk üstlenmektedir. Bu nedenle, bu tür bir saldırı doğrudan Türkiye'nin savunma sanayi kapasitesini, kritik projelerin ilerleyişini ve bu projelere yapılan yatırımları hedef almış olur. Ayrıca, bu saldırı Türkiye'nin bağımsız savunma kabiliyetine yönelik bir tehdit olarak da değerlendirilir.

2. Güvenlik Açıklarının Tespit Edilmesi:

Böyle bir saldırı, TUSAŞ gibi stratejik bir kuruluşta olası güvenlik açıklarının değerlendirilmesi gerektiğini gösterir. Siber güvenlik, fiziksel güvenlik ve bilgi güvenliği önlemlerinin yeterliliği sorgulanır. Özellikle, Türkiye'nin savunma ve havacılık projelerinde hassas bilgi ve teknolojilerin korunması konusunda güvenlik standartlarının ne derece etkin olduğu gündeme gelebilir.

3. İstihbarat Zafiyetleri:

Bir saldırının başarılı olabilmesi, istihbarat servislerinin önceden bu tür tehditleri tespit edememesi veya tehdit hakkında yeterli önlemi alamaması ile ilişkilidir. Bu durum, Türkiye’nin stratejik tesislerine yönelik istihbarat toplama ve tehdit değerlendirme süreçlerinin gözden geçirilmesi gerektiğine işaret eder. Dış istihbarat servislerinin TUSAŞ gibi kuruluşlara karşı aktif operasyonlar yürütebileceği de göz önüne alınarak istihbarat birimlerinin güçlendirilmesi bir gereklilik olabilir.

4. Yerli Teknolojilere Yönelik Tehditlerin Artması:

TUSAŞ'a yönelik bir saldırı, Türkiye’nin yerli savunma sanayisi projelerine dış tehditlerin artan ilgisini gösterir. Özellikle kritik projelerin başarıya ulaşması ve küresel pazarda rekabet gücü kazanması, bu tür saldırıları daha muhtemel hale getirebilir. Bu durum, hem teknoloji güvenliği hem de üretim süreçlerinin korunması için daha kapsamlı güvenlik önlemlerinin alınmasını gerektirir.

5. Uluslararası Tepkiler ve İmaj Yönetimi:

Türkiye'nin bu tür saldırılara karşı nasıl tepki verdiği, hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunun dikkatini çeker. Saldırıya karşılık verilirken Türkiye’nin vereceği tepkilerin, müttefikler nezdinde güvenilirlik ve caydırıcılık açısından önemli bir yansıması olacaktır. Ayrıca, bu tür olaylar sonrasında Türkiye’nin savunma sanayii projelerinin olumsuz etkilenmemesi için etkin bir kriz yönetimi ve imaj politikası geliştirilmesi önem arz eder. TUSAŞ'a yapılacak herhangi bir saldırı, Türkiye’nin stratejik savunma projelerine yönelik ciddi bir uyarı niteliğindedir. Bu tür olaylardan alınacak dersler, sadece TUSAŞ özelinde değil, diğer tüm stratejik savunma sanayi kuruluşlarında da uygulanmalıdır. TUSAŞ'a yapılan saldırı, stratejik tesislerin korunmasında zafiyetleri ön plana çıkarır ve ek tedbirlerin gerekliliğini gösterir. TUSAŞ gibi stratejik tesislerin giriş kapısı çevresinde ani saldırı ve terör saldırılarını önlemek için
fiziksel engeller ve güvenlik önlemleri, tehdidin türüne göre planlanmalıdır. Görev yaptığım en basit askeri birliklerin bile giriş kapılarının önünde barikat ve engel tarzı güvenlik önlemleri bulunurdu.

Aşağıdaki fiziksel engeller ve önlemler etkili bir savunma oluşturabilir:

1. Barikatlar ve Güçlendirilmiş Kapılar:

Çıkarılabilir Barikatlar (Roadblockers/Bollards): Çıkarılabilir çelik barikatlar, kapı önlerinde olası araç saldırılarına karşı ilk savunma hattı olarak kullanılmalıdır. Hidrolik sistemle kontrol edilen bu barikatlar, hızla açılıp kapanabilir ve büyük tonajlı araçları dahi durdurabilecek mukavemete sahiptir. Kilitli ve Güçlendirilmiş Kapılar: Giriş kapıları, çelik veya kompozit malzemelerden yapılmalı ve çift katmanlı tasarlanmalıdır. Kapılar patlayıcılara dayanıklı olacak şekilde güçlendirilmelidir.

2. Anti-Ram Rampalar:

Kilitlenebilir Güçlendirilmiş Rampalar: Kapı çevresine konumlandırılan anti-ram rampalar, olası araçlı saldırıları durdurmak için ideal bir çözüm sunar. Bu rampalar, kapıya ulaşan yollar üzerine yerleştirilebilir ve gerektiğinde manuel veya uzaktan kumanda ile indirilebilir.

3. Beton ve Çelik Engeller: Beton Barikatlar:

Giriş kapısının önünde ve yan taraflarında araç geçişini sınırlayacak ağır beton barikatlar yerleştirilmelidir. Bu barikatlar, araçların hızlanmasını ve kapıya doğru yönlenmesini zorlaştırır.

Çelik Bariyerler: Özellikle kamikaze tarzı saldırılarda, araçları durdurmak için çelik bariyerler stratejik noktalara yerleştirilebilir. Ayrıca bariyerler, yüksek güvenlikli çitler ile desteklenmelidir.

4. Hendek veya Çukur Sistemi:

Hendekler: Kapının önüne geniş ve derin hendekler kazılabilir. Bu hendekler, hızlıca dolabilen metal köprüler veya otomatik kapanan kapaklar ile desteklenebilir. Saldırganların aracı bu engeli geçemeyecektir.

5. Delici Yüzeyler ve Lastik Parçalayıcılar: Delici Yüzeyler: Kapıdan geçiş sırasında güvenlik kontrolünden geçmeyen araçlar için otomatik veya manuel olarak açılan lastik parçalayıcı engeller kullanılmalıdır. Bu engeller, kapının önünde duran bir araçta kaçışı engeller.

6. Zırhlı Gözetleme Kuleleri:

Zırhlı Kuleler ve Nöbetçi Noktaları: Kapının çevresinde, tüm giriş yollarını ve bölgeyi gözetleyen zırhlı gözetleme kuleleri yerleştirilmelidir. Bu kulelerde, hafif zırhlı araçlar veya nöbetçiler için ateş korumalı alanlar olmalıdır.

7. Akustik veya Uzaktan Durum Engelleyiciler:

Akustik Engelleyiciler: Kapı çevresine, gürültü oluşturan akustik cihazlar yerleştirilebilir. Özellikle psikolojik etki ve saldırganları kaçırmak amacıyla etkili bir yöntemdir. Bu önlemler, hem araç hem de personel girişlerini güvenli bir şekilde kontrol altına almak ve olası saldırıları en aza indirmek amacıyla tasarlanmıştır. Stratejik Tesislerimiz mutlaka şehir içinde kendi yerleşkesinin coğrafik konumlanmasına en uygun güvenlik önlemini kurmalıdır. Tabii ki iş sadece tesislerin girişlerini kontrol altına almakla bitmiyor. Zira bazı özel bankaların genel müdürlükleri bile yukarıda saydığım tedbirlerin çoğunu zaten uygulamaktadır. Söz konusu stratejik tesisler olunca alınması gereken ilave önlemleri de aşağıdaki şekilde özetleyebilirim.

1. Çok Katmanlı Fiziksel Güvenlik:

Stratejik tesislerin fiziksel güvenlik sistemlerinin, modern izleme, alarm ve giriş kontrol teknolojileri ile desteklenmesi önemlidir. Ayrıca, özel kuvvetlerin bu tesislerde hızlı müdahale kapasitesine sahip olması sağlanmalıdır.

2. Personel Güvenliği ve Eğitimi: Stratejik tesislerde çalışan personelin güvenlik eğitimi, farkındalık yaratma ve olası tehditlere karşı eğitimli olması kritik bir noktadır. İnsan kaynaklı hatalar veya içeriden gelebilecek tehditlere karşı düzenli kontroller ve testler yapılmalıdır. Stratejik tesislerde alınacak tedbirler çok katmanlı olmalıdır ve iç-dış güvenliği kapsamlı bir şekilde ele almalıdır. İşte çeşitli askeri, polisiye, taktik ve teknik önlemler:

1. Askeri ve Taktiksel Önlemler

İç Güvenlik Kuvvetlerinin İntikali: TUSAŞ gibi stratejik tesislerin çevresinde, askeri kuvvetler veya jandarma özel birliklerinin sürekli görevlendirilmesi gereklidir. Kritik dönemlerde bu birliklerin varlığı ve devriye faaliyetleri artırılmalıdır. Silahlı Dronelar ve İHA Gözetimi: Tesisin çevresinde 7/24 gözetim sağlayacak silahlı İHA’lar ve keşif droneların görevlendirilmesi önemlidir. Bu dronelar, alanın ihlal edilmesi durumunda anında müdahale edebilirler.

Özel Birimlerin Müdahale Hazırlığı: PÖH veya JÖAK özel kuvvet unsurlarının, stratejik tesislerde oluşabilecek herhangi bir acil duruma hızlı müdahale için yedekte tutulması ve tatbikatlarının yapılması kritik önem taşır.

2. Polisiye Önlemler

Kentsel İzleme ve İstihbarat: Tesislerin bulunduğu şehirlerdeki polis istihbarat birimlerinin artırılması ve olağandışı durumlara karşı daha fazla eğitilmesi gerekir.

Polis, yerel halktan ve çevre kolluk kuvvetlerinden gelen bilgileri hızlıca analiz etmelidir.

Şüpheli Araç ve Kişilerin Tespiti: Stratejik tesis çevresinde sıkı trafik kontrolleri ve şüpheli araçların tespiti yapılmalıdır. Giriş-çıkış noktalarına güvenlik kontrol noktaları ve plaka tanıma sistemleri entegre edilmelidir. Şüpheli Hareketlerin Yapay Zeka ile Analizi ASELSAN’ın yapay zeka destekli görüntü işleme sistemleri, güvenlik kameralarından alınan görüntüleri analiz ederek anormal veya şüpheli hareketleri tespit edebilir. Bu sistemler, özellikle kalabalık alanlarda insan davranışlarını analiz ederek olası tehditleri erkenden belirleyebilir.

3. Teknik Tedbirler

Elektronik Sınır Güvenlik Sistemleri: Çitler ve duvarlar üzerine termal kameralar, hareket sensörleri ve lazer tabanlı algılama sistemleri kurulmalıdır. Bu sistemler, özellikle gece ve sis gibi düşük görünürlük koşullarında da çalışacak şekilde ayarlanmalıdır. Geniş Kapsamlı CCTV Ağları: Hem iç hem de dış alanları izleyen yüksek çözünürlüklü ve yapay zeka destekli CCTV kameralar kurulmalı ve bu sistemler güvenlik kontrol odasında gerçek zamanlı olarak izlenmelidir.

Siber Güvenlik Tedbirleri: Kritik altyapılara yönelik siber saldırı riskine karşı, TUSAŞ’ın tüm dijital ağları ve iletişim kanalları en üst düzeyde korunmalıdır. Verilerin şifrelenmesi, sürekli izleme ve sızma testleri bu kapsama dahildir.

4. Tesis İçi Güvenlik Önlemleri

Çok Katmanlı Fiziksel Güvenlik: Tesis içinde çok katmanlı güvenlik bölgeleri oluşturulmalı. Her katmana giriş, biyometrik kontroller ve personel tanıma sistemleri ile sağlanmalıdır.

Acil Durum Müdahale Planları: Tüm personel ve güvenlik güçleri, acil durum senaryolarına karşı eğitilmeli ve bu senaryolar düzenli olarak tatbikatlar aracılığıyla test edilmelidir.

5. Şehir ve Bölgesel Tedbirler

Şehrin Kritik Noktalarının Güçlendirilmesi: TUSAŞ gibi stratejik tesislere ev sahipliği yapan şehirlerde, kritik altyapı noktalarının (elektrik santralleri, iletişim merkezleri, su kaynakları vb.) güvenliği de artırılmalıdır.

Yerel Halkla İletişim ve Bilinçlendirme: Yerel halk, şüpheli faaliyetleri bildirme konusunda bilinçlendirilmelidir. Halktan alınacak istihbarat, polis ve güvenlik güçleri için hayati önemde olabilir.

Bu tedbirler, hem tesis içinde hem de tesis dışında çok katmanlı bir güvenlik ağı oluşturmayı hedefler. Etkin bir istihbarat ağı, teknik donanım ve eğitimli müdahale ekipleri, bu tür stratejik tesislerin korunmasında büyük rol oynar.

TUSAŞ gibi stratejik tesislerin güvenliği, entegre bir güvenlik anlayışı gerektirir. Bu tür tesisleri korunmasında, Türkiye’nin sahip olduğu teknolojik altyapıların etkin kullanımı çok kritiktir. Detaylı bir strateji, teknolojik sistemlerin, askeri birliklerin ve polis birimlerinin koordinasyonunu sağlamalıdır.

Bu öneriler, Türkiye’nin teknolojik kabiliyetlerini en üst seviyede kullanarak entegre bir güvenlik sisteminin oluşturulmasını hedefler. ASELSAN, HAVELSAN, Baykar, Roketsan ve STM gibi savunma sanayi firmalarının geliştirdiği güvenlik çözümleri ile askeri ve polisiye önlemler entegre edilmelidir.

Bu sayede stratejik tesislerin güvenliği en üst seviyeye çıkarılabilir ve olası saldırılar erken aşamada tespit edilip bertaraf edilebilir. Bu tip saldırıların devamı elbet gelecektir, duygusal temenniler, inşallah bu son olur gibi dilekler bu tip terör faaliyetlerini durduramaz. Dikkatli ve tedbirli olunması şarttır. Ülkemizin ve milli Savunmamızın göz bebeği olan bu tesisleri korumak, yüceltmek bizler için milli bir görevdir. Eski bir asker olarak tek dileğim ifade ettiğim bu güvenlik önlemlerinin yetkililerimizin dikkatini çekmesi ve önlem olarak değerlendirmeye alınmasıdır.