50 yıldır önümüze bir fırsat geldi ama TC ve KKTC hükümetleri bu fırsatı elleriyle itiyorlar.
12 Temmuz 1878 tarihinden başlayarak yönetimini geçici olmak kaydıyla İngiltere’ye bıraktığımız Kıbrıs tamamen elimizden çıkmıştı.
96 yıl sonra 15 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatıyla Kıbrıs'ın üçte birlik bir bölümünü kontrol altına alabildik.
1571'de II. Selim döneminde Piyale Paşa ve Lala Mustafa Paşa tarafından Osmanlı-Türk toprağı haline getirilen Kıbrıs 307 yıl sonra İngilizlerin eline geçmişti.
Annan Planı'nın Rumlar tarafından reddedilmesiyle KKTC'nin uluslararası düzeyde tanınabilme fırsatı çıkmışken maalesef bu fırsatı reddediyoruz?
Neden reddediyoruz?
Belki Aralık/2004'te Türkiye'ye AB ile görüşme takvimi verecekler diye?
Böyle bir takvim belki alabiliriz ama bu sadece bir takvimdir. Yılbaşında duvara astığımız takvimden daha değerli değildir.
Çünkü Batı'nın emperyalist güçleri bizi donumuza kadar soymadan, bize bir zırnık koklatmazlar.
ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Thomas Weston, Kıbrıs Türkleri için bundan böyle muhatap alacakları ismin, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş yerine, Başbakan Mehmet Ali Talat olacağını söyledi.
Weston, Rum kesiminde yayınlanan Filelefteros gazetesine verdiği demeçte, "Kıbrıslı Türkleri Mehmet Ali Talat temsil ediyor. Rauf Denktaş, Kıbrıs Türk toplumunun eski lideridir" dedi. Tecritin bitmesi için Kıbrıslı Türkler'e yardım etmek niyetinde olduklarını vurgulayan Weston, buna karşın referandumda "hayır" diyen Rumlar'ın cezalandırılmasının söz konusu olmadığını belirtti. Weston'ın sarf ettiği, "Türkler tanınmak ya da bağımsız bir devlet olmak istemiyorlar" sözü dikkat çekerken, "Kıbrıs Türk toplumunun tecrit haline son verilecektir, ekonomik katkımız da sembolik olmayacaktır" ifadesi de haberde yer aldı.
Şu terbiyesizliğe bakınız ki ABD temsilcisi, bundan sonra muhatabımız Talat'tır diyor.
Devlet Başkanı Denktaş'ı görmezden geliyor!?
Denktaş yüzde kaç oyla Devlet Başkanı olmuştu?
Talat yüzde kaç oyla hükümet ortağı oldu?
Sizin bir talebiniz olmazsa, eloğlu zorla size bir şey vermez!?
Bağımsızlık verilmez, alınır!?
Bizim talebimiz yoksa elin ABD'lisi ne yapsın?
Musibet (belâ), yaradılışımızı takviye etmeye yarayan bir tılsımdır.
Balzac