Yaratıcılığın kelime anlamı yaratmaktan gelir fakat bildiğiniz yoktan var etmek değil. Elinizde hali hazırda bulunan verilerden veya malzemeden yeni bir şey üretmek. İslam dininde ise yaratmak, sadece Allah’a ait olan bir durum olduğu için İnsanlar bazen “yaratmak” kelimesini dini anlamda düşünüp yanlış anlayabiliyorlar.

Ülkemizde yıllardır üzülerek takip ettiğim bir konu var ki,  o da “yaratıcılık”. Bu konuda birçok alanda engellemeler olduğunu düşünüyorum. Geçmişten gelen alışkanlıklar mı bilinmez ama sürekli geleneklerden kopma korkusuyla işlerimizi yürütüyoruz. Uzay çağında yaşıyoruz fakat zihinler hala çok geride. Bu konuyu ciddi anlamda gündeme getirip konuşan da görmedim. Böyle önemli bir konuyu neden geçiştiriyoruz anlamış değilim. En bariz örneği, film veya sinema sektörümüzde elle tutulur bilim kurgu yapıtlarımız yok. Dünya’da yüksek hâsılat yapan filmlerin çoğu bilim kurgudan oluşuyor. Artık dizi sektörü de bu işin içine girince rekabet ortamı genişlemiş oldu. En çok izlenen yabancı dizilere bakın, bunların birçoğu yine bilim kurgu türünden. 

Biz neden üretemiyoruz? Teknoloji falan da gerekli ama bu iş teknolojiye gelmeden yaratıcı düşünme sürecinde takılıyor. Toplum içinde gereksiz bir iş yapıyormuş havasına sokuluyor. Eğer düzenli bir maaşın ve çalışma saatin varsa bizim toplumumuza göre faydalı bireysin. Bundan ötesi kurtarmıyor.  

Bu iş ailede başlayıp okulda devam ediyor. Çocukların hayal kurma yetileri tetiklenmiyor. Hayal kurmak garip bir şey gibi gösteriliyor. Bir ülke bu konuda teşvik edici adımlar atmıyorsa o ülkeden üretim beklenemez. Bu, kişinin iş hayatı için de geçerli. Hangi şirket veya kurum yaratıcı fikirlere açık? Hepsi aman riske girmeyelim havasındalar yâda aman icat çıkarma modundalar. Çalışanlarının hayal güçlerinden haberleri var mı?

Kavramları bir birine karıştırmadan bu işleri yürütmemiz gerek. Dini anlamda yaratıcılıkla, bilimsel anlamda olan yaratıcılığı bir birine karıştırmamak gerek. Merak etmeyin kimse dinden çıkmaz veya Allah’a şirk koşmaz. İzin verin çocuklarınıza hayal kursunlar. Onların hayal güçlerini tetikleyen etkinlikler veya uğraşlar ortaya koyun.  Dünya çapında en çok okunan kitaplara baktınız mı? Daha önce yazmış olduğum, “Dünya’da kitap okuma oranı ve en çok okunan kitaplar” başlıklı yazıma göz atmanızı tavsiye ederim. O yazımda da açıkça görülüyor bilim kurgu kitaplarının ağırlıkta olduğu. Bizler neden bilim kurgu türünden kitaplar yazıp Dünya çapında okunmasını sağlamayalım.

Çocuğuna hikâye kitabı alıyorsun okuması için ama aldığın kitap bilim kurgu. Ailecek sinemaya gidiyorsun bir bakıyorsun bilim kurgu. Çocuğunun oynadığı oyuncaklar yaratıcılığın ürünü olan bilim kurgu kahramanları. O halde çocuğunun hayal kurmasını neden engelliyorsun? Çocukları ve gençleri yaratıcı olma konusunda köreltiyoruz. Aslında tam da bu işin içindeyiz ama içinde değiliz gibi davranıyoruz. 

Dediğimiz gibi bu iş önce ailede başlıyor. Aile çocuklarını desteklemeli. Bu süreçte aileye düşen sorumluluk daha fazla. Devletin burada yapması gereken iyi bir rehberlik sunması. Bunun yanında öğretmenler çocukları desteklemeli. Belki bununla ilgili ders bile verilebilir. Birçok fikir ortaya konulabilir ama İlk aşamada önemli olan bu konuyla ilgili kamuoyu oluşturmak. Az yâda çok gözle görülür adımlar atıp, gelişme kaydetmek.