Geçenlerde bir görsel sosyal medyada çok konuşuldu. Tahmin ediyorum birçoğunuz görmediniz ama biz anlatalım. Milli Eğitim Bakanlığı’nın rehber öğretmenlere dağıttığı bir kitapta başı açık olan kadının çocuklara kötü davrandığı, başı kapalı olan kadının ise iyi davrandığı görsellerle belirtilmiş. Bu işin neresinden tutsak elimizde kalır. Yıllardır bu ülke ayrışmalardan kendini sıyırmaya çalışırken, insanlara bir arada yaşama kültürünü aşılamaya çalışırken birden bunun gibi şeylerin ortaya çıkması acı verici.

Kitapta, başı kapalı kadın çocuğu severken mutlu, başı açık kadın severken mutsuz ve hoşnutsuz olarak yansıtılmış. Çocuk bunu gördüğü zaman anlık bir şey anlamayabilir ama bunun gibi şeyler üst üste geldiğinde çocuğun bilinçaltında oluşacak algıyı varın siz düşünün. Bir çocuğun geleceğine bu şekilde müdahale etmek doğru bir yaklaşım değil. Çocuk büyüdüğü zaman patronu başı açık biri olabilir veya evleneceği kişinin de başı açık olabilir. Bu durum, karşısındakine olan ön yargısını tetikleyecektir.

Kız çocukları için de başka bir durum söz konusu. Bir kız çocuğunun bilincinde kapalı olmanın iyi bir insan olmak veya başı açık olmanın kötü bir şey olduğunu düşünmesi, zihnindeki iyi – kötü gibi kavramların alt üst olması demek. Çok zor dönemlerden geçiyoruz ve yeni nesil bu zorluklar içinde büyüyor. Amacımız yeni nesillere birçok şeyi tarafsız öğretebilmek. İyi olmanın veya kötü olmanın dil, din, ırk ve görüntü gibi kavramlardan bağımsız olduğunu anlatabilmeyi başaramıyorken, bunu yapmak zarardan başka bir şey getirmez. 

Üstelik eğitim sistemimizde onca eksik varken bu konuları konuşmak bile zaman kaybı ama maalesef konuşturuyorlar. Unutmamak lazım bu gibi durumlar siyaset üstü, ülke meselesidir. Bir ülkenin geleceği hakkında tahminde bulunmak istiyorsanız o ülkenin eğitim sistemine ve gençlere verilen eğitimlere bakın. 

FATURA ŞİKÂYETLERİ

Kış ayı geldi. Doğalgazlar açıldı. Elektrikler zaten açık. 2019 yılında onca zamdan sonra 2020 yılında da muhtemelen tekrar zam gelecek. Zam elbette yapılsın ama böyle zam yapılmasın. Ülkenin ekonomi göstergeleri iyiye gidiyorsa bunun halka yansıması olmalı. Söylemle uygulamanın tutması gerekli. Mesela Almanya’nın bütçesi 2019 yılında 13 milyar 500 milyon Euro fazla verdi. Bu parayı, vergileri tekrar düzenleyerek halka yansıtmayı düşünüyorlar. Türkiye’de vergileri indirin demiyoruz veya vatandaşa para dağıtın demiyoruz ama bir şeyler iyiye gidiyorsa en azından vatandaşa doğrudan etkileyen yüksek tutarlı faturalarda, durumu iyi olmayan vatandaşlar için devlet desteği gelebilir. 

Bu asgari ücrete bu faturalar gerçekten çok. Ülkenin büyük bir kısmının yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Bence tam bu dönemde vatandaşların, devletin yanında olduklarını hissetmeye ihtiyaçları var. Bir şekilde devletin vatandaşlara bunu hissettirmesi gerekli. Bir vatandaş olarak sokağa çıkıp esnafla veya vatandaşla konuştuğum zaman devletin kendilerini düşünmediklerini belirtiyorlar. Yine faturaya gelicez ama bu düşüncenin oluşma sebebi vatandaşa doğrudan yansıyan masraflardan kaynaklı. Bu masraflar düzenli artarken hiç azalmaması halkı bu tür düşüncelere sevk ediyor. Bizler istiyoruz ki vatandaş hiçbir şekilde devlete küsmesin veya umudunu kaybetmesin. Devletin, halk ile bağını koparmaması için bazı adımlar atması gerekli. Umuyoruz bu adımlar kısa sürede gelir.