Haber: Damla Oya Erman

Abraham Lincoln, derin bir şekilde bölünmüş olan Demokrat Parti'nin üzerine seçilerek, tarihe geçen ilk Cumhuriyetçi Başkan oldu.

Lincoln, sadece toplam oyların yüzde 40'ını almasına rağmen, üç diğer güçlü rakibini rahatlıkla geride bırakmayı başardı. Rakipleri arasında Güney Demokrat John C. Breckinridge, Anayasa Birliği adayı John Bell ve Kuzey Demokrat Stephen Douglas gibi isimler bulunuyordu.

Abraham Lincoln, Kentucky doğumlu bir avukat olarak başladığı siyasi kariyerini, 1858 yılında Illinois için ABD Senatosu koltuğu için yürüttüğü kampanya ile ulusal çapta tanındı. O dönemki senatoryal kampanyası, kölelik konusundaki önemli bir dizi kamusal tartışmaya ev sahipliği yapmış ve bu dönem Lincoln-Douglas Tartışmaları olarak tarihe geçti. Lincoln, köleliğin yayılmasına karşı çıkarken, Douglas ise her toprak parçasının özgür veya köle olup olmayacağına karar verme hakkına sahip olduğunu savunuyordu. Ne yazık ki, Lincoln Senato yarışını kaybetti, ancak bu kampanya, genç Cumhuriyetçi Parti'ye ulusal düzeyde dikkat çekti. 1860 yılında ise Lincoln, Cumhuriyetçi Parti'nin başkanlık adaylığını kazandı.

İngiltere Dışişleri Bakanı Cameron, yapılan saldırıları kınadıklarını bildirdi İngiltere Dışişleri Bakanı Cameron, yapılan saldırıları kınadıklarını bildirdi

Lincoln'ün başkanlık seçimlerindeki zaferi, Amerika Birleşik Devletleri'nin tarihinde büyük bir değişimin başlangıcını işaret etti. Ancak bu zafer aynı zamanda Güney eyaletlerinin ayrılma tehditlerini de beraberinde getirdi. Lincoln'ün 1861 yılında gerçekleşen göreve başlama töreninin ardından yedi eyalet ayrıldı ve Amerika Konfederasyon Devletleri kuruldu. Bir ay sonra ise Amerikan İç Savaşı başladı.

Lincoln'ün Başkan olarak göreve başladığı dönem, büyük bir ulusal krizin ortasına denk gelmişti. Amerikan İç Savaşı'nın patlak verdiği bu dönemde, Lincoln, Birlik'i korumak ve köleliği sona erdirmek amacıyla önemli adımlar attı. 1863'te, Konfederasyon'a karşı üstünlüğünü ilan etti ve isyankar devletler içindeki köleleri özgür bıraktı. 1864'te ise yeniden seçildi.

Ancak Lincoln'in bu zorlu dönemdeki liderliği, ne yazık ki, onun trajik bir sona doğru ilerlemesine engel olamadı. 1865 yılında, Amerikan İç Savaşı'nın fiilen sona erdiği ve Konfederasyon Generali Robert E. Lee'nin Appomattox'ta teslim olduğu bir dönemde, Lincoln, Konfederasyon yanlısı John Wilkes Booth tarafından Washington, D.C.'deki Ford Tiyatrosu'nda suikaste uğradı.

Lincoln, Birliği koruma ve köleliği sona erdirme çabaları, eşsiz kişiliği ve etkileyici konuşmaları nedeniyle, Amerika'nın en büyük Başkanlarından biri olarak büyük bir saygı ve övgü kazandı. Amerikan tarihi için önemli bir dönüm noktasına neden olmuştur.