Türkiye Cumhuriyeti sıradan bir ülke değildir. Türkiye çok başka ve özel bir misyonu olan devlettir. Bu gerçeği bilmek ve bu gerçeğin geçmişte oluşturduğu hususları iyi analiz etmek gerekir.

Türk Devleti bölgesinde her daim büyük bir denge unsuru olmuş ve bu dengeyi sağlayan en önemli ağırlık merkezini oluşturmuştur. Geçmiş yıllardan beri bu coğrafyada en önemli kırılma noktalarında hep biz olduk. Geçmişin gücü her dönem olduğu gibi çağın gerektirdiği koşullar ve zamanlarda devam ederek sürekliliğini korumuştur. Bu sürekliliği sağlayan derin bir akıl ve kadim bir yapı hep var olmuştur. 2200 yıllık Kadim Türk Devletimizin bin yıldır bu coğrafyada varlığımızı sürdürmesine ve devamlılığını sağlayacak olan bu yüce yapıya güvenimiz tamdır...

Bizim diğer medeniyetlerden ve devletlerden farklı olarak bu hakimiyet alanımızda sorumluluğumuz çoktur. Unutmamak lazımdır ki: Türk Devleti demek sadece bugün ki Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını belirtmez. Bu aynı zamanda büyük bir coğrafyanın geçmişten gelen hakimiyet nişanesinin en önemli tezahürüdür. 

Türk Devleti demek: Balkanlar demek, Kafkaslar demek, Ortadoğu demek, Türkistan coğrafyası demek, Afrika demek ve en önemlisi Dünya’nın kalbi Anadolu demektir… Bu tarihi bütünlük ve bilinç içinde hareket edildiğinde, Türkiye’nin derin gücü daha iyi anlaşılabilir. Bunu idrak etmek çok önemlidir. 2200 yıllık Kadim Devlet geleneğimiz bu noktada gayet önem taşımaktadır. Türkiye geçmişin gücü ve bugünün stratejisi ile küllerinden yeniden doğmaya hazırdır. Türkiye’nin bölgedeki derin kökleri ise uyandırılmak için tek bir yere bağlıdır. 

Türkiye’nin bu noktadaki tarihi misyonu ve sorumluluğu çok önemlidir. Bu misyonun diri kalmasında rol oynayan karar alıcılarının da önümüzdeki dönemlerde daha da aktif olacağını düşünüyorum. Yaşanan bazı şeyler insanımızı ümitsizliğe düşürse de inancımızı ve umudumuzu her daim diri tutmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sadece 1923’de kurulmuş bir devlet değildir. Türkiye kendi içinde 2200 yıllık Kadim Devlet anlayışına ve mirasına sahip büyük bir devlettir. Bu bağlamda da Küresel güç odaklarının da planlarını her daim bozabilecek kuvvet ve kudrete muktedirdir. 

Ve son söz: “Türkiye'nin, kişileri ve olayları da aşan ilahi bir misyonu var. Her ne olursa olsun bu Misyon bir gün tecelli edecektir.”