Uluslararası ilişkilerin önemli bir konusu haline gelen Ortadoğu'da yaşanan olaylar ve son zamanlarda yaşanan İran ile ABD arasındaki gerilim, yeni bir dünya savaşı söylentileriyle birlikte 'Armagedon Savaşı' nı ve buna dair inançları sorgulamayı gerektirdi. Özellikle İran’nın Altıncı Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın twitter hesabından yaptığı ‘2020’de Mehdi gelecek’ söylemleriyle 'Kurtarıcı Mesih' beklentisinin arttığını gözlemleyebiliriz. Peki, Ahmedinejad kime hizmet ediyor? Hristiyan ve Yahudilerdeki Mesih inancının oluşumunda yer alan Evanjelistler kimdir?
Tanrıyı kıyamete zorlamak.. İşte bu söz evanjelistlerin ortak görüşünü savunan tez. İnancımıza her ne kadar ters gelse de evanjelistlerin ve hatta onların üstünde de olan büyük güçlerin hedefi dünyanın hâkimi olmak ve tek din siyasetiyle hükmetmektir.
Evanjelizim hakkında on sene öncesine kadar bir takım teoriler atılmış, hatta bunların komplo teorileri olduğu görüşüyle birçok başarılı akademisyenin emeğini görmezden geldiğimiz zamanları hatırlamak utandırıcı. Ancak günümüzde gelişen dünya bilgi yayınıyla evanjelistlerin ismini çok sıkça duyuyor ve Türkiye’nin bulunduğu topraklar üzerinde asırlardır planlanan projelerin adımlarını çok net görebiliyoruz. Bu insanlığın gelişimi açısından büyük bir adımdır.
Peki Evanjelizm nedir, nasıl ortaya çıkmıştır?
Evanjel kelimesinin kaynağı Yunancada "İyi haber" veya "Müjde" anlamına gelen "evangelion"dur. Dolayısıyla Evanjel, İncil anlamına gelmektedir.Evanjelizm "Kutsal kitaba yönelmek" demektir.Genel anlamıyla İncil'ler hakkında vaaz vermektir. İsa üzerinde yoğunlaşan bu vaazların amacı Hristiyan olmayanları bu dine davet etmektir.
Evanjelist ve Evanjelik kelimeleri de farklı anlamlara gelmektedir. Evanjelist sözcüğü en basit anlamıyla “Hristiyanlık bildirisini vaaz eden, yayan kişi” anlamına gelir. Evanjelik sözcüğü ise daha çok Protestan Kilisesi’nin muhafazakâr kesimini nitelemek için kullanılır. Evanjelikler, ABD’yi kuran ve tutuculuğuyla bilinen Protestan mezhebi Puritenler’in devamıdır. Evanjelizm merkezli bu akımın mensuplarına ve zamanla liberal Protestanlar haricindeki tüm Protestanlara Evanjelik denmeye başlanmıştır. Evanjelizm adını ilk kullanan kişi, Reform hareketinin lideri Martin Luther'dir.Ayrıca Martin Luther, reformları esnasında kurduğu kilise hareketi için bu ismi kullanmıştır. Martin luther hareketi ile 1517ler’de ortaya çıkan akım,daha sonrasında yayılmaya başlamıştır.Bu nedenle Evanjelik sözcüğü, Protestan veya Lutherci olarak algılanır.
Evanjelizm, Amerika'daki Hristiyan toplumunun en tutucu ve radikal dinci kanadıdır. Aslında kapitalizmin gizli dini Evanjelizm’dir, diğer ezoterik ve masonik yapılar bu şeytani dinin mezhepleri konumundadır.
Neye inanır bu evanjelistler?
Evanjelistler her dinin mensubunda olduğu gibi kendi dinlerinin en son din olduğuna inanırlar. Ve kendilerinden sonra oluşan bir din olarak gördükleri Müslümanlığı ve Müslüman olmayı seçen toplulukları; Hristiyanlıktan kaçan, ana akım anlayıştan sapmış, sapkınlar olarak değerlendirilirler.
Vaat edilmiş topraklar…
Bugün Evanjelistlerin, ABD'nin ulusal ve uluslararası politikalarını etkileyecek güçte olduğu tartışılmaması gereken bir gerçektir. Evanjelistlerin "Yahudilere vaat edilmiş topraklar" ve "Armageddon Savaşı" inançlarıyla birebir ilişkili olduğu anlaşılmaktadır.Bu inanışta Mesih’in gelmesi için Ortadoğu’da çokuluslu savaşlar ve kaos gerektiği beklentisi vardır. Evanjeliklerin ve Siyonist Yahudilerin rüyalarını süsleyen bu sahne, yani Ortadoğu’nun Cehenneme dönmesi ne yazık ki gerçekleşti ve gerçekleşmeye devam edecek.
Vaat edilmiş topraklar Fırat’dan Nil’e kadar olan bölgedir. Yani içinde Türkiye de bulunmaktadır.
Arap baharı ile başlayıp bölgede sözde demokrasi getirmek amacıyla oluşturulan devrimler, darbeler, kaosların amacı yönetimlerin değişmesi için miydi? Yoksa sınırların parçalanması sonucu İsrail’e yeni küçük devletcikler oluşturmak; Ortadoğu’yu, Suriye’yi hatta Türkiye’yi yakın plandan takip etmek için mi?
Türkiye’deki maalesef en büyük temel problem dünyayı genel olarak tartışmamaktır. Dünyayı anlamak, ülkeler arası ilişkileri yakından takip etmek, içinde yaşamış olduğun ülkenin milli sınırlarını daha güvenli hale getirmek için ne yapılması gerektiği konusunda kişiyi bilgi sahibi yapar.15 Temmuz 2016’da yaşamış olduğumuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ ‘nün dinler arası diyalog adı altında birçok hain planlara hizmet ettiğini biliyoruz. Martin Luther 'in başlattığı bu şeytani akım ile FETÖ' ye destek veren akımın farklı olduğunu düşünmüyorum. Bu tarz örgütlü yapıların amacı ulus devletleri ele geçirmek ve parçalamaktır. İşte bu yüzden altını çizerek dünya siyasetini ve tarihini çok iyi anlamamız ve tartışmamız gerektiğini savunuyorum. Dünyayı anlamamak ülkemizde oluşan hain örgütlere prim vermek, onları beslememize neden olacaktır.