Bu haftaki yazımızın ana kahramanı Göktürkleri elli yıllık Çin esaretinden ikinci defa kurtararak Gök-Türk hanedanlığını kuran Kutluk Kağan'ın oğlu  Bilge Kağan…

Babası Kutluk Kağan, Kutluk Kağan insanları örgütleyerek 682 yılında isyan etmiş İkinci Göktürk devletini kurmuştur. İkinci Göktürk Devletinin diğer adı Kutluk devletidir.  Kutluk devleti Kurtuluş savaşı vererek kurulan ilk Türk devletidir.

683 yılında doğan Bilge, babasını 8 yaşındayken kaybetmenin acısıyla amcası Kapağan Kağan'ın himayesine sığınır.

Devlet düzenini kuran Kağan, ordunun başına 31 yaşındaki kardeşi Kül Tegin'i, vezirliğe ise kayınpederi Tonyukuk'u getirerek daha da güçlenmiştir.

İkinci Göktürk devletinin en parlak dönemi  “Bilge Kağan” hükümdarlık dönemidir.

Maxresdefault (1)

LİDERİ LİDER YAPAN AKIL HOCALARIDIR!

Tonyukuk Türk tarihinin ilk veziri olarak tarihe geçmiştir.Aynı zamanda İlk Türk Tarihçisidir. Vezir Tonyukuk “apa tarkan” ve “Türklerin Bismarcı” unvanları verilmiştir.

Devlet müşaviri olarak atadığı Tonyukuk, içte ve dışta yaptığı mücadelelerle büyük başarılar kazanmıştır. Göktürk Devleti'nin birliğini yeniden kazandıran Bilge Kağan, Tonyukuk'un öğütlerini dinleyerek Çin ile iyi ilişkiler kurmuş, Çin sınırındaki alışveriş merkezlerinin düzenli işlemesini sağlamıştır. Göktürkler, bu sayede Çin'den sağladıkları ipeğin Asya'da ticaretini yaparak önemli gelir elde etmişlerdir.

Ancak Bilge, Çinlilerle ne kadar iyi ilişkiler kurmak istese de Çinliler Türk birliğini bozmaya yönelik hamlelerini sürdürmeye devam ediyordu. Beşbalık'ta Basmiller ile anlaşan Çinliler Göktürk Devleti'ni yıkmaya yönelik stratejiler geliştirse de bu durum; Çinlileri çok iyi tanıyan ve vaktiyle İlteriş Kağan ile istiklal mücadelesi veren vezir Tonyukuk tarafından önleniyordu. Tonyukuk'un öngörüleri sayesinde Basmiller, Beşbalık'ta kuşatılarak mağlup edildi ve Çin entrikaları sonucu büyük baskı altına alındı. Çin ordusu Kan-Su'da da uğradığı büyük bozgun sonucu saf dışı bırakıldı.

BİLGE KAĞAN’IN DİNİ İNANCI VE TONYUKUK ETKİSİ

İslamiyet’in Türkler tarafından kabul edilmesine kadar Türk Devletleri ve topluluklarında yaygın olan inanış Gök Tanrı inancıydı.

Türk toplulukları Gök Tanrı inancının yanı sıra Hristiyanlık, Budizm , Manihaizm, Musevilik gibi farklı din ve inanışları da kabul etmişlerdir.II. Göktürk Devleti döneminde de Budizm etkisini devam ettirmiş ve Bilge Kağan Budizm’in Çinlilerin kolektif dini olduğu gibi kendi halkının da dini olmasını istemişti .II. Göktürk hükümdarı Bilge Kağan 716-734 tarihleri arasında bir şehir inşa ettirmek ve Budist tapınakları yaptırmak istemiştir.

Ancak Vezir Tonyukuk buna karşı çıkarak nedenini de şöyle açıklamıştır:

“Göktürklerin nüfusu çok azdır ve T’ang Sülalesinin yüzde biri bile değildir; biz onlara karşı koyabilmemizin sebebi ise bizim yaşam tarzımız su ve otları takıp ederek, sabit bir yerde oturmamamızdır; biz avcılık işleriyle meşgulüz, herkes savaş teknikleri öğrenmektedir; kuvvetli durumda hücuma geçerek ganimetleri alıp dönebiliriz, zayıf durumlarda ise dağ ve ormanlara kaçarak sığınabiliriz. T’ang Sülalesinin asker sayısı ne kadar çok olsa bile bizim bu özel durumumuza karşı pek işe yaramıyor. Eğer şehir inşa ederek yerleşik hayata geçip eski geleneğimizi değiştirirsek, bir defe mağluba uğrarsak kesin yok oluveririz. Üstelik Budizm insanı yumuşak yürekli ve zayıf karakterli yapar; bu güçlenme yöntemi değildir “ demiştir.

Tonyukuk Budizm'in insandaki hükmetme ve iktidar duygusunu zaafa uğrattığını, kuvvet ve savaşçılık yolu için bunun doğru yöntem olmadığını, Türk milletinin yaşamının sürmesi için din ve tapınakların ülkeye sokulmaması gerektiğini önermiştir. Ancak Tonyukuk bu tavrıyla Türklüğün İslamiyete girmesinde farkında olmadan büyük rol oynamıştır.

Orhun Yazıtları

ORHUN YAZITLARININ TÜRK TARİHİ AÇISINDAN ÖNEMİ 

Orhun abideleri, Türklerin yaşam tarzı, siyaset anlayışı, yönetim biçimi ve hayata bakışını birinci el kaynaktan direkt olarak günümüze ulaştırmaktadır.

Orhun yazıtları aynı zamanda Türk tarihinin "ilk siyasetnamesi" olarak da geçer.

 Vezir Tonyukuk, Bilge Kağan ve Kültigin adına dikilmiştir. Yazıtları ilk okuyan Wilhelm Thomsen Türklerin ilk milli alfabesi olan “Göktürk alfabesi” ile okumuştur.

Göktürklerin kendi alfabeleri olmaları ulusçu (milliyetçi) olduklarının kanıtlamaktadır.

Orhun Yazıtları Türk adının geçtiği ilk kitabedir. Aynı zamanda Türk tarihinin okunabilen ilk yazılı belgesidir.

KAĞAN'DAN KARDEŞİNE AĞIT

Bilge Kağan, 725 yılında kayınpederi ve akıl hocası Tonyukuk'u, 731 yılında ise kardeşi Kül Tegin'i kaybetti. Bu iki Türk büyüğü, Göktürkler üzerinde büyük üzüntü bırakırken Bilge Kağan'ı da derinden sarmıştı. Orhun Kitabelerinde ise Kağan'ın duyduğu acı şöyle ifade edilmiştir:

" Küçük kardeşim Kül Tegin öldü. Görür gözüm görmez, bilir bilgim bilmez oldu. Zamanın takdiri Tanrı'nındır. Kişioğlu ölmek için yaratılmıştır. Kendimi bıraktım, gözden yaş akıtarak, gönülden feryat ederek yanıp yakıldım"

Bilge Kağan Yazıtı

BİLGE KAĞAN YAZITI

Son olarak böylesine güçlü bir liderden bahsetmişken günümüz anayası ile de bağdaşan ve bizlere nasihat değerindeki Bilge Kağan Yazıtı’nı günümüz Türkçesi ile sizlere sunuyorum.

735 Yılında yazılmış Bilge Kağan yazıtı,devleti,budun’u anlatır devletin direğinin adalet olduğunu vurgular, kişiler arasındaki eşitliğin önemini anlatır öğütler verir.

Anayasa metni:

1-Tengri (Yaratan) tektir.

2-Her kim Tengriden kut almak (mutlu mesut olmak; bahtı açık olmak) dilerse, başkasına yakarmasın.

3- Bir il, bir Kağan, bir Tengri.

4-Bir kına iki kılıç girmez. Bir hatun iki er alamaz ve bir budunda ( boy ,soy biri olan topluluk)iki töre olmaz. Töre tektir. Töre keskin ve kesindir. Kim ki töre uya kutlanır. Kim ki töreye kıya katlanır.

5-kimse töreden üstün değildir. Birlik  ve dirlik için töre budur.(Anayasanın üstünlüğü )

6-Bir çoban sürüsünden, bir er ailesinden, bir Kağan budunundan sorulur.

7-her er eşine, atına,pusatına sahip çıkacak.

8- Ana babaya ve ataya tâzim durulacak.

9-Hısmına sarılacak, komşusunu gözetecek.

10-Er kişi yalan söylemeyecek

11-Mal çalan, mülk çalan misliyle ödeyecek. Hesabı ya malıyla ya canıyla sorulacak.

12-kim ki bir ırza musallat olursa, canından olacak.

13-Her kim olursa olsun haksız, aldatıcı iş tutarsa hesabı hemen sorulacak.

14-Cenkten beri duran ya da kaçan tamuya (cehennem)uçacak.

15-Aman dileyene kılıç üşürülmeyecek, sığınana arka dönülmeyecek.

16-Baş kaldıranın başı alınacak hak isteyenin hakkı verilecek. Hiç kimse üstünlük taslamayacak ne ak etin karadan ne kara’nın kızıldan ne kızılın sarıdan farkı olmayacak. (Modern anayasalarda eşitlik prensibiyle bire bir uyumlu.Yasalar önünde eşitlik)

18-Kin ve gururdan uzak olunacak

19-Mazluma merhamet, zalime azap duyulacak.

20-Zayıfa, yaralıya, çocuğa ve kadına el kaldırmayacak. (Pozitif ayrımcılık)

21-Kızı isteyen Kağan da olsa, beyde olsa kız istediğine verilecek.

22-Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin.(Çevrecilik)

23-bilmeyip de bildim demeyeceksin, bilene danışacaksın.

 24-Bugünün işini yarına bırakmayacaksın.

25-Kusuru görmeyecek, kusur aramayacaksın.

26-Güçlü iken affet zayıfken sabret.

27 -Yazgına asi olma. (Kadere inanmak)

28 -Yaptığın iyiliği unut yapılan iyiliği unutma.

29 -Herkes adaletle iş görecek.(Her şeyin başı adalet)

30-Her ne edersen et, yargılanacağını her daim akılda tut.(Ahiret ve hesap günü)

 31-Milletine yaban kalma. İpeğin iyisine, sözün güzeline kanma, onlara boyanma.

32 -Kağan odur ki adalet üstün tutsun,töreyi yaşatsın. Töre yok olursa il yok olur. İl olmazsa budun kul olur.(Anayasasız,hukuksuz devlet yaşayamaz)

33 -Ey Türk oğuz beyleri, ey milletim işitin!