Haber: Damla Oya Erman
Salı günü yapılan açıklamada, platform, Casey Newton tarafından ihlal edilen içerik kurallarını belirten bir liste sunulmasının ardından beş yayını kaldırdığını bildirdi.
Bu karar, Substack'ın içerik moderasyonunda daha etkin bir tutum benimsemesine işaret ediyor. Platform, genellikle yazarların ücretsiz veya ücretli haber bültenlerini yayımlayabileceği bir abonelik ağı olarak biliniyor ve moderasyon konusunda genellikle daha serbest bir yaklaşım izliyordu.
Ancak, The Atlantic'in Kasım ayındaki bir makalesinde belirtildiği gibi, platformda Nazi sembollerini içeren en az 16 farklı bülten ve aşırı sağ görüşleri destekleyen daha birçok bülten bulunuyordu. Bu durum, Substack yazarlarından değişiklik talepleri gelmesine neden oldu.
Platform liderliği, içeriği kaldırma kararını reddederek serbest konuşma ve açık tartışma özgürlüğünü sınırlamamak adına karşı durmuştu. Ancak daha sonra, Substack'ta binlerce ücretli abonesi olan Nazi ve beyaz milliyetçi görüşleri destekleyen bültenlere karşı çıkarak, platformun bu içeriği desteklemesi ve bundan kar sağlaması üzerine 200'den fazla yazarın imzaladığı bir mektup yayımlandı.
Substack, bu içerikleri kaldırmasına rağmen, şu anda içerik moderasyonunda değişiklik yapmayı düşünmediğini belirtiyor. Şirketin kurucu ortağı Hamish McKenzie, geçen Aralık ayında yaptığı açıklamada, içerik moderasyonunu sınırlamanın sorunu daha da artıracağını savunarak, platformun okuyucu ve yazarlara güç veren merkezi olmayan bir yaklaşım benimsemeye devam edeceğini belirtti.
Bu gelişmeler, Substack'ın içeriğini daha yakından kontrol etme ihtiyacı duyduğunu gösteriyor. Platform, şu anda 35 milyonun üzerinde aktif aboneye sahip ve 2 milyondan fazla ücretli aboneliği bulunuyor. Tartışmaların bir sonucu olarak, birçok bülten platformdan ayrıldı veya ayrılmakla tehdit etti. Gelecekteki içerik moderasyonu konularında platform içindeki ayrılıkların devam etmesi bekleniyor.