Steve McCurry’nin gözünden İstanbul manzarası ve Ara Güler’in portrelerinin de bulunduğu 51 fotoğraf, İstanbul Sinema Müzesi’nde 31 Temmuz’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.

İstanbul Sinema Müzesi, 200 yıllık bir tarihi binanın içinde yer alıyor. Üç koleksiyoner ve iki enstitü ile birlikte oluşturulmuş 130 parçalı eşsiz eserleri içinde barındırıyor. İstanbul Sinema Müzesi geçtiğimiz aylarda “Stanley Kubrick“ sergisine ev sahipliği yapmıştı. Şimdilerde ise kapılarını dünyaca ünlü fotoğrafçı Steve McCurry’nin eserlerine açtı. Dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısından biri olan Steve McCurry, “Afgan Kızı: Şarbat Gula” adlı eseriyle ün kazandı. İlklerin ve teklerin sanatçısı olarak bilinen McCurry’nin eserlerini bu tarih kokan binanın içinde göreceksiniz.

Peki, bu sergide bizleri neler bekliyor? İstanbul Sinema Müzesi, ilerleyen günlerde hangi organizasyonlara ev sahipliği yapacak? İstanbul Sinema Müzesi ve Atlas Sineması Genel Müdürü Ceyhun Tuzcu tüm merak edilenleri Melike Eregizli’ye anlattı. İşte İstanbul Sinema Müzesi ve Atlas Sineması Genel Müdürü Ceyhun Tuzcu ile keyifli röportajımız…

Steve McCurry sergisinde bizleri neler bekliyor?

Serginin içerisinde 51 tane eser bulunmaktadır. Steve McCurry’nin 50 yıllık fotoğraf arşivini ziyaretçilerle buluşturma şansımız oldu. Daha önce gün yüzüne çıkmamış, İstanbul karelerini bu sergide ziyaretçilerle buluşturduk. Profesyonel bir fotoğrafçının gözünden, İstanbul manzarasını görme şansı elde edeceğiz.

“SERGİ İÇİN CİDDİ BİR HAZIRLIK SÜRECİNDEN GEÇTİK”

Biz daha önce bir fotoğraf sergisi yapmadık. Batının ve Doğunun bütün tarihini fotoğraf karelerinde barındıran bir fotoğrafçının, maceracı ruhunu İstanbul Sinema Müzesi'ne taşımak istedik. Steve McCurry ile bizi Zihni Tümer buluşturdu. Ciddi bir hazırlık sürecinden geçtik. Magnum fotoğrafçısı unvanına sahip bu üstadı, İstanbul Sinema Müzesi'nde ağırlamamızın bir başka sebebi daha var. Steve McCurry’nin, 2011 yıllarında bir İstanbul seyahati oluyor ve Ara Güler ile buluşup söyleşi yapıyorlar. Steve McCurry, bu seyahat esnasında İstanbul’un manzara fotoğraflarını çekiyor. Dünyaca ünlü fotoğraf muhabirinin gözünden, İstanbul'u anlattığı bir sergi oluşturma şansı elde ettik, bu yüzden çok gururlandık.

“AFGAN KIZI: ŞARBAT GULA” ADLI ESERİYLE DÜNYA ÇAPINDA ÜN KAZANDI

Steve McCurry, Rusya'nın Afganistan'ı işgali sonrasında Afganistan’a gitmek istiyor. Savaş muhabiri olarak orada yaşananları batıya aktarmak istiyor.

Sakalını uzatıp, yerel kıyafetler giyerek, Pakistan sınırından içeriye giriyor. Bütün hikâye orada başlıyor. Ziyaret ettiği mülteci kampında Şarbat Gula ile karşılaşıyor ve yeşil gözlerinden çok etkileniyor. Steve McCurry, objektifini hiçbir şey söylemeden, Afgan kıza doğrultuyor. O sırada Şarbat Gula, ciddi bir korku ve dehşet yaşıyor.

Ne yapacağını bilemiyor ve o sırada peçesi açılıyor. Steve McCurry’de o kareyi ölümsüzleştiriyor. Bu fotoğraf, National Geographic 1985 Haziran sayısında “Afghan Girl” yani “Afgan Kızı“ başlığıyla yayımlandı. Bu başlıkla zulüm altında olan Afgan kızının çığlığını dünyaya duyurmuş oldu.

DÜNYACA ÜNLÜ FOTOĞRAFÇININ GÖZÜNDEN ARA GÜLER

2011 yılında İstanbul’da, iki efsane ismin bir araya gelmesi bizler için çok büyük bir fırsat oldu. İkisi de Magnum Ödüllü‘dür. Magnum, fotoğrafçılıkta önemli bir lobidir. Bu profesyonellere sadece atfedilmiş bir kredidir, ödüldür. 

Steve McCury’nin, İstanbul'a ait ve Ara Güler’in de içinde olduğu bu fotoğrafları saklaması bizler için de çok kıymetlidir.

Sizce, sinema ve fotoğrafı bir araya getiren ortak nokta nedir?

İkisi de sanata hizmet ediyor. Biz, sinemanın çıkış noktası olarak fotoğrafı görüyoruz. Dolayısıyla bir fotoğraf karesi, bir hikâyenin başlangıcı oluyor.

Yeşilçam projeleriniz var mı?

Bunun için çok ciddi bir çalışma gerekiyor. Çünkü hak sahipleriyle ve bakanlıkla birlikte bu süreci yürütmek gerekiyor. Teknik olarak yeterli olsanız da filmler hak sahiplerin de bulunuyor. Bizim kapımız hak sahiplerine ve Yeşilçam yapımcılarına her zaman açık. Kendi kültür mirasımızı genç nesillere bırakmak için elimizden geleni yapacağız.

Yeşilçam filmlerini yapay zekâ kullanarak restore ediyorsunuz. Bize bu çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?

İstanbul Sinema Müzesi gibi bir kurumun işletmesini aldığınız zaman literatüre bir şey bırakmanız beklenir. Dünyada bütün ülkeler sinema tarihlerine sahip çıkıyor. Biz de bunu nasıl bir üst kademeye taşırız diye düşündük. Öncelikle bunu yapabilmemiz için onlarla aynı seviyede başlamamız gerekiyordu. Uzun zamandır devam ettirdiğimiz restorasyon işlemlerini yapay zekâ kullanarak bir üst seviyeye taşıdık. İstanbul Sinema Müzesi, üç koleksiyoner ve iki enstitü ile birlikte oluşturulmuş 130 parçalı eşsiz eserleri ile dünyanın en iyi 3 sinema müzesinden biri haline gelmiştir. Sahip olduğumuz bu kültür mirasımızı; sinemaya ait bütün eserlerimizi tek tek restore edip, temizleyerek ve görüntü kalitelerini artırarak yeni nesillere bırakmayı hedefliyoruz. Bu restorasyon çalışmalarımızdan bir tanesi, “Sultan Vahdettin Cülus Merasimi” filmidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın arşivinden çıkarttığımız bu filmi renklendirdik ve 4K olarak onu gelecek nesillere aktardık. Şimdilerde ise Mustafa Kemal Atatürk’ün daha önce gün yüzüne çıkmamış görüntüleri içinde çalışma başlatacağız.

SİNEMASEVERLER İÇİN ETKİNLİK TAKVİMİ ÇOK YOĞUN

Kısa zamanda çalıştığımız iki tane sergi var. Özellikle de dördüncü çeyrek itibarıyla İstanbul Sinema Müzesi’nde sanatseverlerle buluşturmayı hedeflediğimiz bir sergi var. Aynı zamanda Star Wars sergisinin sonuna geldik. Dünya sinemasında bir ilki gerçekleştirmek için bir çaba sarf ediyoruz. Burada Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da ciddi bir desteği var. Önümüzdeki süreçte dev yönetmen Tim Burton sergisi ile Star Wars sergisine de yer verme şansı elde edeceğiz.

SERGİ SANATSEVERLERİN AKININA UĞRUYOR

Sanatçının daha önce hiç yayınlanmamış eserleri sergi de yerini aldı. Hayranları için eminim, bu çok heyecanlandıran bir haberdir. Biz özellikle fotoğraf sergisi yaparken sektörel bir çalışma olmasını istedik. Ziyaretçilerimiz; ağırlıklı olarak fotoğrafa ilgi duyan, fotoğrafçılığa mutlaka bir şekilde dokunmuş kişilerden oluşuyor. Sergi, sanatseverlerin akınına uğradı. Burada akademisyenleri de ağırlama şansı elde ettik. Bizler içinde çok güzel bir fırsat oldu. Sergi, 31 Temmuz’a kadar ziyaretçilerini bekliyor. 

Gelecek projelerinizi de konuşmak isteriz. Neler söylersiniz?

2023 Mart ayı itibariyle, 150 tane öğrenciye sinema sektörüyle alakalı eğitimler verdik. Bu alanda 80 tane öğrenciyi mezun ettik. İyi bir eğitmen kadrosuyla, gençlerimize sektörde daha rahat rol almalarını sağlayacak bir çalışma yapmanın gururunu duyuyoruz. Şimdi tabii bunu devam ettirmemiz gerekiyor. Atlas 1948, artık mesleki eğitimlere devam edecek. Yani bu nedir? Gerçekten teknik bir eğitim gerekiyor. Sektörde özellikle yapımcılık ve post prodüksiyon tarafında ciddi bir açık var. Eylül sonu itibariyle mesleki eğitim çalışmalarına başlayacağız. Aynı zamanda festivaller devam ediyor. Filmekimi, İstanbul Film Festivali, Suç ve Ceza Film Festivali gibi birçok festivale İstanbul Sinema Müzesi olarak tekrar ev sahipliği yapacağız. Atlas 1948’de, yeni sezonda konser ve tiyatrolar düzenleyerek sanatseverlerle buluşacağız.