4-Spor Hukuku, Hukuk Fakültelerimiz de okutulmalı mı?
Eski Adalet Bakanı, YÖK Üyesi, İst. Tic Ünv. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel ÇELİKEL Güncel Hukuk Dergisinin ilk sayısındaki “Türkiyede Hukuk Öğretimi Konusunda Düşünceler “ başlıklı yazısında şu ifadeyi kullanmıştı:
“Küreselleşme olgusu, yeni ihtiyaçlara bağlı olarak yeni hukuk dallarının oluşturulmasını ve öğretilmesini gerekli kılmaktadır. Öğretim programlarında klasik zorunlu derslerin yanında, yeni hukuk dalları seçimlik dersler olarak yer almalıdır”
Bu görüşe katılmamak olası değildir. Ayrıca bu görüşe “Ve bu seçmelik derslerden birisi SPOR HUKUKU olmalıdır” ifadesi de ilave edilmelidir. Dünyada ve ülkemizde sporun toplumlar üzerinde  yarattığı olumlu – olumsuz etkiler, ulaşmış olduğu ekonomik değerler, gerek kamu hukukunda, gerekse özel hukukta oluşturduğu kurumlar, kurallar ve ihtilaflar, konunun yeni bir hukuk disiplini olarak gelişmiş batı ülkelerinin bir çoğunda ders olarak okutulmasının yanında, araştırma merkezleri, enstitüler kurulmasına da neden olmuştur. Bu alan Batıda öylesine iddialı bir hale gelmiştir ki spor hukukunun bazı önde gelen uzmanları “Dünyada iki hukuk düzeni vardır; Devletlerin hukuk düzeni ve sporun hukuk düzeni” demektedirler.
Spor Hukukunun ders olarak okutulmasında gözlemlenmesi gereken noktalardan birisi, bu alanda monografi ve tezler yanında ders kitabı niteliğinde, “TRAITE”lerin yazılmış olup olmadığına bakmamız gereğidir. Bu soruya Batı ülkeleri için vereceğimiz cevap olumludur ve Fransada, İtalyada, İsviçrede, Belçi- kada, İngilterede okutulan Spor Hukuku ders içerikleri hemen tamamen örtüşmektedir. Spor Hukuku Anayasa hukuku, İdare hukuku, Ceza hukuku, Ticaret hukuku, Borçlar hukuku gibi temel hukuk disiplinleri ile yakın ilişkide olup bu dallarla ilgili özel durumlar ortaya koymaktadır. Uluslararası spor teşkilatlanması “Uluslararası Hukuka” ve uluslararası ilişkilere önemli özellikler katmaktadır.
Hukukta bir alanın bağımsız bir disiplin haline gelmesindeki en önemli dinamiklerden birisi de yargı kararlarıdır. Ulusal ve uluslararası spor federasyonlarının disiplin ve tahkim kurullarında verdikleri yargı kararlarının sporcuların kariyerleri ve yaşamları üzerindeki önemli etkileri yanında, esas incelenmesi gereken materyal, bu alandaki özgün üst yargı organlarının içtihatlarıdır.
Merkezi Lozanda bulunan “Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi = C.A.S.” kurulduğu 1986dan günümüze kadar 600ün üzerinde davaya bakmış ve 2003 yılı sonu itibariyle 576 dosyayı karara bağlamıştır.
CAS kararları, davaya neden olan olayların anlatımı, tarafların iddia ve savunmaları, tanık ifadeleri, belgeler, bilirkişi raporları ve nihayet CAS Dava Dairesinin gerekçeli kararından oluşmakta ve bu içerikle her biri 10 ile 60 sayfalık hacme ulaşmaktadır. Ayrıca, İsviçre Federal Mahkemesinin, CASın tarafsızlığı ve kararlarının hukuki nitelikleri hakkında önemli kararları mevcuttur.
Diğer yandan, Avrupa Birliği Adalet Divanı, kamuoyunda en çok bilineni “ Bosman Davası“ olan, 49 adet spor ile ilgili davayı karara bağlamıştır. Bütün bu içtihatlar, spor hukuku dersinde pratik çalışma yapılmasına imkân verecek çok önemli materyeli de sağlamaktadır.
Bütün bunları bir arada gözlemlediğimizde, teorik yaklaşımları, ulusal ve uluslararası teşkilatlanmaları, mevzuatları, yargı kararları ile SPOR HUKUKU komple bir disiplin oluşturmaktadır ve ülkemiz hukuk fakültelerinde okutulması faydalı, gerekli ve kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir. Nitekim deneme niteliğinde okutulmuş olduğu Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesinde, son sınıf öğrencilerinin 30’undan 27’si-nin Spor Hukuku dersini seçmiş olmaları ve bunlardan da 25inin derse fiilen girmeleri, bu alana öğrenci ilgisinin de ne denli yoğun olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
(Devam edecek)