Başlangıçlar her zaman önemlidir. Giovanni van Bronckhorst, Avrupa Ligi’ne ideal kadro ile başlamak varken gereksiz rotasyonla gereksiz bir riskle başladı.
Ajax maçı, Beşiktaş’ın bu sezonki gidişatını belirleyecek bir maç oldu.
Giovanni van Bronckhorst, yaptığı tercihlerin ve yapamadığı hamlelerin analizini iyi yaparsa, Beşiktaş kaybettiği bir maçtan ders çıkarmış olur. Şayet van Bronckhorst, kazandığı maçlardaki kadrosunu bozmaya devam ederse geri gidiş kaçınılmaz.
Elbette teknik direktörden daha iyi bilecek değilim, fakat uzun zamandır futbol yazan bir futbolsever olarak fikirlerimi söylemek isterim. Böyle bir maça yani Avrupa’daki zorlu bir maça ideal 11’le çıkılır, rotasyon 11’le değil. Beşiktaş’ın bu sezon kadrosunu teknik-taktik anlamda incelediğimizde; kalesinde ve savunma hattında pek değişiklik yapma şansı yok. Kadrodaki oyuncular belli.
Fakat orta saha ve hücum hattına baktığımızda, sakat ya da cezalı değilse büyük maçlarda büyük futbolcular oynar. Rafa varsa 10 numara oynar. Immobile varsa santrfor O’dur. Gedson orta sahada yerini alır, Al-Musrati illa 6 oynayacaksa, Joao Mario 8 oynar. Semih sol önde oynar. Rashica sağ önde oynar. En önemli maçlarda en iyi oyuncular sahada yerini alır. Hadi olmadı Ndour- Salih orta sahası yaparsın. İlla yeni bir şey denenecekse, uygun bir maç seçilir. Avrupa Ligi’nin ilk maçında, üstelik deplasmanda Avrupa’nın iyi takımlarından birine karşı Süper Lig’de tercih etmediğin bir kadroyla çıkmak, açıklanması zor durumlara sebebiyet verir.
Hocanın Ajax karşısında ilk plan olarak maça iki 6 numarayla başlamak istemesini anlarım. Fakat ilk yarı oyunu gördükten sonra değişiklik yapmamasını, Al-Musrati-Onana ısrarını anlamak imkansız. Orta sahaya müdahale gerekirken, 64’te Rafa Silva’yı oyundan alması ve maç ilk bir saatten sonra bitti açıklaması büyük talihsizlik.
Beşiktaş, Ajax’a yenilebilir fakat kendi oyununu oynamadan teslim olması kabul edilemez. En büyük sıkıntı ise; hocanın saha içindeki gidişatı okuyamamış olmasıdır. Maç sonu açıklamalarından anlaşıldığı üzere, ligdeki maçı düşünüp yenilgiyi kabul etmesini Beşiktaş taraftarı kabul etmez. Her ne olursa olsun Beşiktaş, son düdük çalana kadar mücadeleden vazgeçmez.
Van Bronckhrost, Ajax karşısında bir macera peşinde 4 gol yedi. Oysaki, bu ligde az gol yiyen takım çok rahat turlar. Avrupa Ligi’nin yeni formatında 36 takım var. Her takım 8 maç yapacak ve ilk 8'e giren takımlar, bir üst tura yükselecek. 9’dan 24'üncü sıraya kadar olan 16 takımsa play-off’da karşılaşacak. Sıralamada ilk 24'ün dışında kalan takımlar elenecek. Kıran kırana geçecek bir lig olacak ve fazla takım olduğu için averaj çok büyük öneme sahip.
Averaj daha ilk maçta eksiye düştü. Altını çizerek söylüyorum. Beşiktaş’ın yediği 4 golün 3’ünü Mert’e yazarım. Çok basit goller yedi. İlk golde hatası çok büyük. Attığı her uzun top rakip oyunculara gitti. Kalesinden çıktığı, yere yattığı pozisyonların hepsinde golü yedi. Beşiktaş’ın devre arasında ayakları iyi olan bir kaleciye ihtiyacı var. Mert’in kalede rakipsiz olması, onu rehavete sürüklemiş görünüyor.