Neler oluyor, kim nerede,neler yaşıyor biliyor musunuz? 

Bazılarının, "maşallahları" var. Evde oturarak kısa yoldan meslek sahibi oluvermişler. (!) 

İki tıbbı terımı bilen, bir kaç agrı kesici ilaç ismini bilen kendini “doktor" sanıyor. 

Konu komşuyla sohbet ediyorsun diye Google'a bakıp kendi hastalıklarını öğrenmeye calışırken sanki, psikiyatrist, psikologlar hemen tanı, tedavi vermeye başlıyorlar. 

Kulaktan dolma iki kanun isimini bilen kendisini “hukukçu, avukat, savcı hakim" anayasayı ezberlemiş gibi hissediyor.

Bir cümle bile yazmayı beceremeyen kendini, "yazar, gazeteci yetmezmiş gibi araştırmacı" sanıyor.

Kutsal kitap Kuran'ın anlamını bilmeden herkesler dini fetvalar verip kendini "müftü" sanıyor. 

Yalanları diz boyu olanlar doğrunun yanında" aşağılık duygusuna" kapılıp kendi aptallığıyla karşıdakini aptal sanıyor.

AİLE olmayı beceremeyen, evliliğin kutsiyetini taşımayı yük kabul eden zina yapmanın "modern yaşam" olduğunu kabul ediyor.

10 TL’lik ürünü akrabasına bile 100 TL fiyat veren kendini ticaret yaptı sanıyor.

Dindardan menfaati olan dindarım.

Solcuyu gören solcuyum.

Sağcıyı gören sağcıyım diyor.

Atatürkçüyü gören Kemalist. 

Bozkurtu gören ben de ülkücüyüm diyor. 

Eskiden garibanlar onuruyla çalışmayı sever, kaderine ram olurken, "onlarda başladı bir başkası gibi oluvereyim de para alıp, emekle uğraşmayalım" demeye..

Tembelliği keyif, onuruyla kazanmayı zavallılık görmeye başladılar. 

İnsanlar birbirine sahte gülücükler atıyor. Kimse karşısındakine sevgi, saygı duymazken güven ise zaten kayıp, kendilerine bile güvenmiyorlar. 

Hep arkada konuşma, her arkada kendini haklı hissetme.. 

Kral çıplakta aynı, giysileriyle de aynı bir kargaşa içinde tüm benlikler. 

Bir boşlukta beyınler, o, bu, şu lar ise kemiriyor bilinçleri... 

Duygu durumları birbirine karışmış.

Kim nasıl toparlar kendini, ne zaman insanlar özüne döner bilinmezlikte...!

Herkesler kısa yoldan herşey olmuş. Yada da kendilerini aldatan birer ruh hastası olmuşlar ama kendilerinden haberleri yok.

Hiç kimse, bir mesleği kolay edinmiyor, emek zamanla gençliklerini kitap arasında kaybediyorlar.

Öyle Google'da soru sormaya da benzemez, akıl, azim, akademi emek gerekli.!

Ama dedim ya,

Herkes her mesleğin alaylı profesörü olmuş..!

Ne acı ki, onca emeğe saygı yok. Bilmiyorlar ki, 

Herkes herşey ama herkes hiç bir şey!

Anlayın artık, aynadaki yüzünüze en son ne zaman, "ben kimim, benim eğitimim bu, ederim bu..! " *dediniz. 

Ne ZAMAN, o vakit hangi vakitti? 

Hemen şimdi söyleyeyim mi, 

"geçmiş çok uzun yıllardı!

Bırakın emeğe, göz dikmeyi, yapay yaşamayı bir an önce kendiniz olun..."