Futbol tarihimde önemli bir yere sahip ilginç bir sezon oldu. Beşiktaş dışında ligin en önemli takımlarının ilk beşe giremediği, ilk kez bir takımın şampiyon olduğu, Trabzonspor'un yıllar sonra yakalamış olduğu şampiyonluk şansını değerlendiremediği, salgın nedeniyle seyircisiz maçların oynandığı hiçte alışık olmadığımız bir lig maratonuydu. 

Futbolun en güzel tarafı da sürprizlerle dolu olması. Şampiyonun belli olduğu ama heyecanın bitmediği bir 34. hafta izledik. Öyle ki hangi takım 3. olacak, hangileri lige veda edecek derken aksiyonu yüksek bir sezon finali oldu. 

Beşiktaş, sezonun son maçında Ankara ekibi Gençlerbirliği karşısında maça çok istekli ve hızlı başladı. İlk 15 dakika rakibi karşısında çok fazla pozisyon bulan siyah beyazlılar, hücum sürekliliğine rağmen son vuruşları bir türlü gole çeviremedi. Son haftalarda 4-1-4-1 dizilişiyle Atiba'yı ofansif oynatan Sergen Yalçın, oyuncusunun bambaşka bir yönünü daha taraftara gösterdi. Beşiktaş'a geldiğinden beri defansif ağırlıklı oynayan Atiba, orta sahanın ilerisinde oynayarak bir de penaltıdan gol attı. Bu tip maçlarda penaltı kullanmak bile gerilimlidir. 

Sergen Yalçın, elindeki kısıtlı kadroyla bahane üretmek yerine çözüm üreterek Beşiktaş'ta gelecek sezonun sinyallerini vermeye başladı. Bu sezon maçları takip eden herkesin en zorlandığı şey; Beşiktaş'ın muhtemel 11'ni bilmek oldu. Son ana kadar sürprizlerle dolu bir Beşiktaş kadrosu vardı. Sergen Yalçın Beşiktaş'a geldikten sonra iki maç dışında siyah beyazlılar 11'de kim oynarsa oynasın kazanma hırsıyla oynadı. Beşiktaş, Sergen Yalçın'la birlikte sürekli hücumu düşünen bir takım görüntüsü verdi. Bu da mental açıdan Sergen hocanın önemli işler yaptığını gösteriyor. Ersin, derbide olduğu gibi Gençlerbirliği karşısında da önemli kurtarışlar yaptı. Sezon başından beri eleştirilen Diaby, istenilen seviyede olmasa da etkiliydi. 

Ligin köklü takımlarından bir tanesi olan Gençlerbirliği ise, hiçbir iddiası olmamasına rağmen son ana kadar mücadeleden vazgeçmeyen oyunuyla keyiflli bir maç olmasında pay sahibi. 

Sergen Yalçın Beşiktaş'ı, camiayı, taraftarı, futbolu ve futbolun içinde bulunduğu durumu o kadar iyi biliyor ki maç sonu söyledikleri çok önemli. Konuşmasıyla hem taraftarına hem de oyuncularına güven veriyor. Sergen hoca siyah beyazlılar için sadece bir teknik direktör değil camiayı bir anda kenetleyen isim oldu. Her ne kadar bu süreçte maçlar seyircisiz oynanmış olsa da Sergen Yalçın'ın gelmesiyle birlikte takım, yönetim ve tribün bir olmayı başardı. Şayet yönetim biraz cesur davranıp geldiği andan itibaren Sergen Yalçın'la başlamış olsaydı Beşiktaş'ın puan tablosundaki durumu çok farklı olabilirdi. Bazen doğru hamleyi tam zamanında yapmak gerekiyor. Yoksa fırsatları kaçırıyorsunuz. 

Futbolda topa düz vurduğunuzda nereye gideceğini herkes bilir önlemini alır. Ama yapılan falsolu vuruşlar topun kendi etrafında dönmesini sağlayarak hedef şaşırtır ve vuran kişiye avantaj sağlar. Sergen Yalçın oynadığı dönemde falsolu vuruşlarıyla önemli maçlar kazandırmış bir isim. Şimdi de kenarda yaptğı falsolu tekniğiyle hedef şaşırtmaya, büyük işler yapmaya devam ediyor...