İnsanları belli tarihlerden sonra normale dönecekmiş beklentisine sokmak strateji olabilir mi? Evet olur. Olur ama bu stratejiyi kalıcı hale getirirseniz olur. 

Mesela devlet bir politika belirler. Salgın bitecek der ve bitirme çalışmalarına başlar. Tarihler belirlenir ve o tarihlere göre stratejiyi uygular.

Peki bizim bir stratejimiz var mı? Elbette yok. Bayramdan sonra virüs bir anda ortadan kaybolacak gibi bir hava oluştu. 

Bu havayı yaratanlar elbette vatandaşlar değil. Normalleşme süreci çalışmalarında belli stratejimizin olmamasından.

Virüs bitecek mi? Virüsle yaşamaya alışacak mıyız? İkisinin de yolu ve yordamı çok farklı. Ne olmuş yani ikisi de aynı kapıya çıkıyor diyemezsiniz. 

Eğer belli tarihten sonra normale dönemeyeceksek ve uzun bir süre daha tedbirli yaşayacaksak insanların gevşememesi gerekir. İnsanlar gevşerse ne olur? 

İnsanları bir daha toparlayamazsınız. Kendinize inandıramazsınız. Virüs konusunda ciddiyetinizi kaybedersiniz. 

Salgınla ilgili mücadelede giriş kısmı biraz da olsa eksik kaldı. Bazı önlemleri almakta geciktik. Öyle ya da böyle bir süre sonra toparladık.

Gelişme kısmında iyiydik fakat bazı söylemler insanları tatmin etmedi. “Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” söylemi havada kaldı. Çünkü bu söylem halkın kendisinde tam olarak karşılık bulmadı.

Yaşlıların ve gençlerin sokağa çıkmasını engellemek, yerinde ve doğru bir karar. Bu karar salgınla mücadelede büyük etken oldu.

Sonuç kısmında ise stratejimiz olmadan ilerliyoruz. Bayramdan sonra normale dönme sinyalleri verildiği andan itibaren insanlar maskesiz sokağa çıkmaya başladı. 

Salgın gibi konularda sonuç kısımları daha önemlidir. Sonuç stratejiniz yoksa, giriş bölümüne dönebilirsiniz. İstanbul gibi kalabalık şehirlerde insanların kurallara uyması zorlaşır. 

Kalabalık şehirde yaşayan insanların en büyük alışkınlığı olan “alışveriş merkezleri” de açıldı. Haliyle insanların bağımlılıkları depreşti ve alışveriş merkezleri doldu taştı.

Bunca şeyi yaparken stratejimiz olmadığı için insanların kafasında salgının sonuç kısmı netleşmedi. Ortaokulda giriş, gelişme ve sonuç kısımlarından oluşan hikâyeler yazardık. Hikâyenin sonuç kısmını bağlayamazsak muallak bir tablo çıkardı ortaya. İşte durum aynen o.

Salgın sürecinde yazdığımız bu tarihi hikâyenin sonuç kısmını bağlayamazsak muallak bir tablo ortaya çıkacaktır. Böyle bir tablonun oluşmaması için başından sonuna kadar stratejimiz açık ve net olmalı.

Televizyonlara çıkan bilim adamlarından parça parça duyduğumuz açıklamalar yerine, resmi makamlarca halkın karşısında ağız birliğiyle yapılan açıklamalar vatandaşın yararına da olacaktır.