Son günlerde kaç ‘’Annenin çocuğu’’ ile görüştüm.

Gözleri yaşlı,minik boğazlarına düğümlenen hıçkırıklarla anlatılar ebeveynlerini.

Anneleri  onları dünyaya getiren canları,soluklarıydı.

Zordaydılar..

Kimliklerini kaybetmişlerdi.

Kalabalık içinde yalnızdılar.

Nerede olduklarını bilemiyorlardı.

Bir anneleri vardı ama onlar kimsesiz,sahipsizdiler.

Kimisi kendini bulabilmek için madde bağımlısı olmuştu.

Bazısı ürkek kaygı bozukluğu içindeydi.

Kimisi de kendisine saygısını sevgisini yitirmişti.

En acısı da;’’sevgi’’ ne demekti bilmiyorlardı.Tatmamışlardı o duyguyu.!

Davranış bozukluğu yaşıyor,mutsuzdular.

İçe kapanık yada olabildiğince öfke kontrolü yapamayan agresif çocuk,genç kız ve genç delikanlıydılar.

‘’Sevgi’’dedim;evet sevgi denen olmazsa olmazımız o canım olguyu bilmiyorlardı.

Bu yüzden toplum içindeki kötü niyetli insanların yaklaşımını sevgi sanıp insan tuzağı içindeydiler.

Onları kim kurtaracaktı;belli değildi!

Anne sıcaklığındaki o şefkat,yavrusuna dokunan ellerde canavar olacak olan  o biricik anneleri hem var hem yoktu…

Oysa;

Anne ile çocuk arasındaki bağ daha dünyaya gelmeden anne karnında başlıyor,ileri ki yaşlara kadar devam ediyordu.

Göbek kordonunu doğum anında doktorun kesmesinden daha keskin kesici ile kesen kötü ruhlu anneleri olan çocuklarda vardı.

Annesiz anneleri olan çocukları düşününce;

‘’Anne’’demek; illaki dünyanın en iyisi meleği olacak anlamına gelmiyordu.

Ne yazık ki;acılı hayatın travma prensi-prensesi çocukların da cani annelerine ’’Anne’’deniliyor.!

İçleri sızlatan çocuklardan sonra anneleri dinlemek istedim.

Öylesine rahat öylesine huzur dolulardı ki;suçlu benmişim gibi hissettim.

‘’Gençliğimi yaşayacağım,ayağıma bağ olmasına izin veremezdim.’’

‘’Babasından ayrıldıktan sonra hayatımı  yaşamama engel olacağı için onunla ilgilenmiyorum.’’

‘’Bir hata yapıp anne oldum diye ömür boyu bir çocuğun köle simi olacağım.!’’

Daha neler neler söyleyen annelerin bedenlerinden kalpleri alınmış,merhametleri çoktan kapkara ruha dönüşmüştü.

Can tanemiz,eşsiz annelerimizin dışında böylesine acımasız kötü annelerde vardı.

Her yılın belli bir gününde kutlanılan anneler gününü hiç hak etmiyorlardı.

Çocuklarını doğurup ilgilenmeyen,onların yanlış yolda yürüdüğünü gören umursamayan umursuz vicdansız annelerden ‘’Anne’’ adı alınmalıydı.

Kutsal anne ismine layık olmayan ahlaksız cani annelerin bir an önce kendileriyle yüzleşip vicdana gelmesini dilemekten başka çare bulamıyorum.

‘’Anne’’olmak; mükemmel ötesi insan olup,fedakar kadın demek olmadığını herkesin düşünüp ‘’sahte annelere’’ tepki bırakılmasını istiyorum.

 Yavrularını her tür tehlikeden koruyan onlara canını yüreğini veren anneleri ise;yüreğinden öpüyorum.

Sonsuza kadar ANNE olan annelerin  günlerini her anlarını sevgiyle kutluyorum.