Yusuf Tolga ÜNKER'in röportajı için tıklayınız...
Jeffery Noyes Scher 24 Aralık 1954'te dünyaya geldi. 1976'da Bard College'dan mezun oldu. Bonnie Siegler ile evli olan Scher’in Buster ve Oscar isminde iki çocuğu var. Eserleri Museum of Modern Art, Academy Film Archives, Hirshhorn Museum, Pompidou Centre, Musee d'Art Moderne, Vienna Kunsthalle ve Austrian National Archive'ın kalıcı koleksiyonlarında yer almakta olan Scher ayrıca HBO, HBO Family, PBS, Nickelodeon, Nick Jr. Channel, Ameritek, International Film Festival ve Sundance Channel için pek çok film yönetti. Scher, 2001 yılında Hareketli Görüntü disiplininde Creative Capital Ödülü'nü aldı. HBO belgeseli The Number on Great-Grandpa's Arm'daki yapım tasarımıyla bir Yaratıcı Sanatlar Emmy Ödülü kazandı. Scher, Görsel Sanatlar Okulu'nda ders vermekte.
Yönetmen Jeff Scher ile Sanatı ve Filmlerinde kullandığı Rotoskop tekniği üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Bize sanat eğitiminizden bahseder misiniz?
Annem ressamdı ve aynı zamanda küçük bir galeri işletiyordu, dolayısıyla evimiz sanat malzemeleri ve kitaplarla doluydu. Ben resim yaparak büyüdüm. 5 yaşımdayken yaptığım bir resim şimdiye kadarki en iyilerimden biriydi ve o zamandan beri yine onun kadar güzel bir şey yapmaya çalışıyorum. Sanat eğitimim çoğunlukla kitaplar, müzeler ve galeri gösterimleriydi.
Okulda sanattan hep uzak durdum. Bir şeyler yaratmakta kendi yolumu bulmam gerekiyordu. Çocukken ahşap ve metal okullarını ve üniversitedeyken bilim ve edebiyat derslerini tercih ediyordum.
İşlerinizde rotoskop tekniğini kullanmaya ne zaman karar verdiniz?
İlk rotoskop filmim 1970’lerde üniversitede yapılmıştı. Bir kütüphanede bir mikrofilm okuyucu kullanarak indeks kartlarına 16 mm yansıttım ve ardından bunları Bolex ile fotoğrafladım. İlk başta, resim ve sinematografiye olan ilgime bir köprü olarak rotoskopa çekildim. Aynı zamanda “çizgi filmimsi” karakterler ve antropomorfik hayvanlar ilgimi çekmiyordu. Ben sevimli ya da komik icatlar değil, gerçekliğin temsilini istiyordum.
Ailem 1800’lerde Amerika’daydı. Eşimin büyükbabası, büyükannesi ve annesi 1938’de Berlin’den kaçtılar, geride kalan aile üyelerinin çoğunluğu Naziler tarafından öldürüldü.
Bu konuyla ilgili geçen sene çıkan bir kitabın ortak yazarıydı; The American Way | Book by Helene Stapinski, Bonnie Siegler | Official Publisher Page | Simon & Schuster
Çalışmalarınız bir Holokost belgeseli olan Büyük Büyükbabanın Kolundaki Numara adlı belgeselde yer alıyor. Yönetmen Amy Schatz ile nasıl bir yol izlemeye karar verdiniz? Bize bu süreçten bahseder misiniz?
Nazi Almanyası'nın dehşetini ve yükseliş ve düşüş arkını göstermek ama bunu çocuklar (bu hikâyenin hedef kitlesi) için biraz daha uygun hale getirmek istedik.
Fotoğraflardan çalışmak bize gerçek görüntülerin doğruluğunu gösterdi, ama onları çizmek, hepsini stilistik bir şekilde bir araya getirmemizi ve ayrıca nasıl gösterildiklerini ve algılandıklarını tasarlamamızı sağladı.
Resimlerinizde, her bir kareyi elle mi yapıyorsunuz, yoksa dijital efektler mi kullanıyorsunuz?
Hepsi kâğıt üzerine boya ile elle yapıldı. Ara sıra düzeltmeler, geçişler, bazen kamera hareketleri ve renk düzeltme için dijital efektler kullanıyorum. Boya ve kâğıt benim doğal ortamım. Tüm kariyeriniz boyunca aynı araçla çalışarak ona bir yatırım yapmış oluyorsunuz. Teknikler sezgisel hale gelir ve denenip geliştirilecek sürekli bir temel oluşturur. Dijital platformların sürekli güncellenmesini zaman ve çaba açısından israf olarak görüyorum. Çizimim hemen hemen aynı kalsa da 16 mm'den art arda farklı dijital formatlara ve belki beş veya altı farklı post programına geçtim. İnsanlar yeni programlar ve platformlar bulmak için harcadığınız zamanı dikkate almıyorlar ve faydaları genellikle oldukça mütevazı oluyor.
Uzun metrajlı bir rotoskop filmi yapacak mısınız?
Böyle bir planım yok. Bir ay ya da daha kısa sürede yapılabilen projeleri seviyorum. Tek bir büyük düşünceye kilitlenmek için çok fazla fikrim var. Uzun metraj’ın bir parçasını yapmak ilgimi çekebilir, ama tamamını değil… Kısa işlerin özgürlüğünü seviyorum ve düzenli olarak bir şeyi bitirip başka bir şeye devam etmeyi de.
Çizimlerinizi bir tek siz mi yapıyorsunuz? Bir takımınız var mı?
Çoğunlukla yalnızca benim, ama Büyükbabanın Kolu’nda bir asistan ile çalıştım. Şu anki stüdyomda gerçekten sadece birkaç kişinin sığabileceği yer var.
Çalışmalarınızın deneysel bir tarafı olduğunu düşünüyor musunuz? Bu yönü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Terimi tam anlamıyla alıyorum; "bir deney” gibi. Bazı filmlerim gerçekten deneyseldir. Bir fikrin veya tekniğin nasıl çalıştığını görmelerini sağlarım. Sonraki çalışmalar daha çok rafine tekniklerin uygulanmasıyla ilgili ve tür açısından genel olarak "deneysel" olsa da deneyler benim hile çantamda başka bir "numaraya" dönüştürülecek noktaya kadar rafine edildi.
Ardışık çizimler için aynı boyayı ve aynı çizim alanını mı kullanıyorsunuz? Veya her karede, Çizimi tek başına mı kullanıyorsunuz?
Evet, stüdyomdaki her şey yeniden kullanılabilecek ve daha da önemlisi tutarlı olacak şekilde ayarlandı. Daha uzun gerçekçi bir sahne yaparken renklerin ve kâğıdın eşleşmesi gerekir. Bu nedenle, dizi boyunca sizi yarı yolda bırakmayacak kadar malzemeye sahip olmak iyidir.
Hareketli görüntüler oluşturma. Bu görüntülerin kendilerine ait bir hayatları olduğunu söylüyorsunuz. Suluboya ve guaj kullanıyorsunuz. Hiç farklı boya malzemeleri ve araçları kullandınız mı?
Su araçlarını seviyorum çünkü çok hızlı kuruyorlar ve aynı zamanda düzler (yansıtıcı değiller). Yağlı boyalarla çalıştım ama parlak yüzeylerden kurtulmak sorun yaratıyor. Golden'ın yeni düz akrilik boyalarını kullanıyorum. Oldukça iyiler. Ayrıca çok fazla pastel kullanıyorum, düz ve çok fazla renk içeriyor. Özellikle yüzler için Pan Pastelleri seviyorum.
Fotoğrafları referans alarak çizim ve boya yapıyorsunuz. Bu şekilde yapmadığınız, sadece hayal gücüne dayalı, hiç çiziminiz var mı?
Filmlerimin yaklaşık yarısı soyut ve rotoskoplanmamış. Ayrıca, birçok arka planımı referans kullanmadan yapıyorum.
Görüntüleri tarayıp aktarıyor musunuz, yoksa her zaman kamera ile mı kaydediyorsunuz?
Kamera hala en hızlı yol. Dragonframe'i kullanmak ayrıca Onion skin yapmamı veya önceki kareleri kameradan gelen canlı görüntünün üzerine bindirilmiş olarak görmemi sağlıyor. Bu, kayıt veya animasyondaki herhangi bir hata konusunda sizi uyarıyor.
Çizimlerinizde ufak kazalara izin veriyor musunuz?
Kaza küçük ve mutsuzsa görmezden gelirim, eğer iyiyse, ilginçse veya büyükse, faydalanmaya çalışırım, büyük ve kötüyse yeniden yaparım.
Kısa filmimde gölgeleri kullandım. Bir televizyon röportajınızda gölge çizmeyi sevdiğinizi de belirtmiştiniz. Rotoskopla benzer bir çalışma yaptınız mı?
Gölge, geniş ana hatlardır. Gerçek gölgeleri bu kadar ilgi çekici kılan şey, gölgenin düştüğü yüzeyin açısallığıdır. Gölge, bir formun grafik özüne indirgenmesi gibidir.
Rotoskop tekniği kullananlara ne tavsiye verirsiniz?
Rotoskopun püf noktası, buna sayılarla renklendirme gibi bir olaymışçasına yaklaşmamaktır. Resim yapıyorsunuz, referans görselleri şablon değil, öneridir. Şablon değil resim yapmak önemlidir. Ana hatlara bağlı kalmayın; çizgi roman karakterleri yaratıyorlar ve hareket halindeyken gerçekten natüralizmin altını oyuyorlar. Hatırlayın ki; Neyi boyadığınız kadar, neyi boyamadığınız da önemlidir.