YAĞMUR TANYILDIZ'ın röportajı için tıklayınız...

Yazar SEROL AKSEL ile bir araya geldik ve mezun olduğu O.D.T.Ü Fizik bölümünden, fiziğe olan ilgisinden, zeka oyunları kitapları Matana ve Serax’dan, bilinen bir oyun olan Mastermind programının kitabından ve Yeni Dünyanın Açmazları’ndan konuştuk. Dolu dolu bir sohbet oldu. “Gençleri bırakın kendi yollarını kendileri çizsinler” diyen SEROL AKSEL’i sizlere de tanıtmak isterim…

Merhabalar Serol Bey, hoş geldiniz. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Kimdir Serol Aksel?

Merhaba; bence bir insan için en zor olan kendini tanıtmasıdır. Kastettiğim biyografisi değil tabi. Bu konuda detaylı bilgiye kişisel sayfam serolaksel.com dan ulaşabilirsiniz. İçeriden kendini anlatmak çok objektif olmayabilir. Kısaca biyografimi anlatayım isterseniz. Liseyi Bolu’da bitirdim. Fiziğe olan ilgimden dolayı O.D.T.Ü Fizik bölümüne girdim ama iş hayatım hep bilgi işlem dünyasında çeşitli pozisyonlarda çalışarak geçti. Büyük firmalarda çalıştım. Bu arada yine 10 sene kadar da fizik ile ilgili sonboyut.net sitesini hazırlayıp yönettim.  Çalışırken boş zamanlarımda radikalde yazmaya başladım. Sonra bu serüvenim yazarlığı dönüştü. Şimdilerde 3. kitabıma hazırlanıyorum. Şimdi de zor olanı yani kendimi ontolojik olarak tanımlamayı deneyeyim. Kendimi rasyonalist biri olarak görüyorum. En azından öyle olmaya çalışıyorum. Bertrand Russell bu konunun en iyisidir. Fırsat bulursanız üç ciltlik ‘’Batı felsefesi tarihi’’ kitabını okuyun. Yaptığınız her şeyi mantığınızla tartmak insanı yoran bir şey. Buna duygularınızda dahil olunca kontrolü elden bırakmamak uzun vadede çıkarınıza olsa da anlık olarak yorucu. Ben hep böyle idim. Çocukluğumdan beri kendime bir özgürlük alanı tanırım bu alanı geçtiğimde mantığım kontrolü ele alır. Yaptığımın yanlış olduğuna inanırsam o an keserim.

Fiziğe olan ilginizi biliyorum, ODTÜ Fizik ’ten mezun olduktan sonra ABD’de birkaç üniversiteden de kabul almışsınız. Benim babam da emekli fizik öğretmeni. Fiziğe ilginiz ve sevginizi de dinlemek isterim sizden.

Çocukluktan beri fiziğe çok büyük ilgim vardı. Bunda babamın etkisi fazladır. O da çok araştıran sorgulayan biriydi. Çocukluğumda uzun yıllar TÜBİTAK yayınlarından ‘’Bilim ve Teknik’’ dergisi aldım. Fizikle ilgili makaleleri hemen okur bitirirdim. Bizim zamanımızda liselerdeki fizik de çok iyiydi. O da merak duygumu geliştirdi. PSSC fizik denilen bir fizik kitabımız vardı. Şimdi orada anlatılanlar üniversitelerde okutulmuyor. Sonrasında O.D.T.Ü Fizik bölümüne 3. tercihim olarak girdim. Şimdi öyle mi bilmiyorum ama bizim zamanımızda üç tane fizik bölümü vardı. Fizik öğretmenliği, Fizik mühendisliği bir de bilim adamı olmak için Fen ve edebiyat fakültesine bağlı Fizik bölümü. Ben 3. yolu seçtim doğal olarak. Okulu da iyi bir derece ile bitirdim. Bilim adamı olmak için okulu bitirmeniz yetmiyor. Okul sonrası özellikle yurt dışında okumanız gerek. ABD de birkaç üniversite den kabul almama rağmen tam burs kazanamadığım için gidemedim.

Yazmaya ilk nasıl başladınız? Sizi teşvik eden neydi?

Felsefeye olan ilgim bir gazetenin verdiği felsefeyi karikatürlerle anlatan bir kitapla başladı. Sonrasında felsefe ile ilgili çok fazla kitap okudum. Başlarda zorluk çeksem de okudukça hoşuma gitti. Hoşuma gittikçe daha fazla okudum. Çalışırken bir yandan da 2012’ de radikal blogda amatörce yazmaya başladım. Yazdıklarım orada çok fazla ilgi gördü. Bu beni yazma konusunda kamçıladı. Radikal kapanıncaya kadar da yazmaya devam ettim. 500’den fazla yazı yazmışım orada. Sonrasında bu emeğin boşa gitmesine gönlüm razı olmadı. Yazılarımdan seçtiklerimi düzenleyerek ilk kitabımı Alfa yayınevine bağlı Mona kitaptan “Yeni dünyanın açmazları”nı 2019’un sonunda yayınladım. Felsefe sadece Türkiye de değil dünyada da çok zor satan bir kategoridir. Buna rağmen beklemediğim kadar çok sattı ilk kitabım. 2,5 yıl sonra ikinci kitabım “Yeni dünyanın gerçekleri” Günçe yayınevinden çıktı. Bu kitabım bir araştırma kitabı ama asıl olarak bir kapitalizm eleştirisi. Yazmaya bir kere başladıktan sonra kolay kolay bırakamıyor insan. Yeni kitabımın hazırlığı içindeyim. O da bitmek üzere…

Zekâ oyunu kitaplarınız nasıl çıktı ortaya? Neler var içerisinde? Biraz bahsedelim isterim.

Söylemiştim ben bilgi işlem dünyasında çeşitli kademelerde çalıştım. İş dışında fırsat buldukça da zekâ oyunları kurgulayıp programlarını yazıyordum. Türkiye’de karşılıklı oynanabilen ilk satranç programlarından birini ben yazdım. Kurgulayıp kodladıklarımdan Serax ve Matarna’yı 2017 yılında yayınladım. Bilinen bir oyun olan Mastermind programını yazıp kitap haline getirmem ise 2020 de oldu. Bu oyunum aynı zamanda Android telefonlarda da oynanabilir. Matarna oyunum Start-up Türkiye’de 138.000 başvuru arasından ilk 100’e girdi.

İki zekâ oyunları kitabından sonra ilk kitabınız “Yeni Dünyanın Açmazları” çıktı. Neler anlattınız?

O kitap benim dört yıldan uzun bir süre radikalde yazdığım yazıların süzülmüş hali. Felsefe kitabı ama günlük konuşma dilinde herkesin anlayacağı bir dilde yazmaya çalıştım. Bunu başardığımı düşünüyorum. Çünkü anlaşılır olduğuna ilişkin çok fazla geri dönüş aldım. Zaten öyle olmasa idi ikinci kitap için motive olamazdım. Kitap 72 yazıdan oluşuyor. Felsefe ile ilgili kısa hap bilgiler vermeye çalıştım. Çünkü felsefe yazıları uzun olunca sıkmaya başlar. Sonrasında koparsınız konudan. Kitabın önsözünde bu kitabı kartvizitim olarak görüyorum demiştim. O güne kadar okuduklarım ve izlenimlerimden oluşan dört yıllık bir çalışmanın sonucu. Kitapta sadece temel bilgi yok yorumlamalarımda var. Kitap üç bölümden oluşuyor. Öğretiler, yorumlamalar ve yansıyanlar. İlk bölüm öğretilerde felsefenin belli başlı öğretilerini anlatmaya çalışırken bazen kendi yorumumu da kattım. İkinci bölüm yorumlamalar tamamen benim bakış açıma dönük yazılardan oluşuyor. Üçüncü bölüm yansıyanlar da ise felsefi öğretilerin hayata yansımalarını yazmaya çalıştım.  Bu kitabı bitirdiğinizde temel felsefe bilgisine sahip olacaksınız. Ayrıca ilginizi çeken bazı konular hakkında sorgulamaya başlayacaksınız. Felsefenin de amacı bu zaten.

Yazarlık dışında neler yapıyorsunuz? Hobileriniz var mıdır? Fotoğrafçılığa ilginiz var bildiğim kadarıyla…

Fotoğrafçılıkla amatör olarak uzun yıllar uğraştım. Ortaokul da seçmeli dersim fotoğrafçılıktı. Babam üstten bakılan lüpitel bir makine almıştı. Baya 36’lık filim harcadım onunla. O zamanlar karanlık oda da filimleri agrandizör ile karta basar sonrasında kartı 3 aşamada banyo ettikten sonra kuruturduk. İnternetle birlikte Fotokritik sitesi ile tanıştım. Oradan öyle çok ünlü fotoğrafçı çıktı ki…  Sonrasında bir fotoğraf grubu kurduk. Onlarla çok fazla foto safari yaptım. Sonrasında işlerimin yoğunluğundan dolayı fotoğraf çekmeyi bıraktım. Bunun dışında çok kitap okurum. Fizik ile olan bağımı hiç koparmadım. Hala okuduklarım arasında fizik en başta gelir. Felsefe tabi hayatımda önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Bilincin ne olduğu ile ilgili çok kitap okuyorum bu aralar. Çok detaya girmeden tarihte okurum. Uzun zamandır bazen ara versem de salonda spor yapıyorum. Gidemediğimde de yürüyüş yaparım. Ayrıca gezmeyi çok seviyorum. Özellikle yurtdışında gittiğim şehirlerde bir hafta kalır bazen araba kiralarım sağa sola gitmek için. Türkiye’de de birçok yeri gördüm bu arada. Bir de ara ara videolarda çektiğim serolakselkitap isimli bir Instagram sayfam var. Onunla ilgileniyorum Tabi yazmaya da devam ediyorum bu arada 3. kitabım bitti sayılır az kaldı.

Bundan sonraki planlarınız/hayalleriniz neler?

Bir düşünce dergisi çıkarmayı düşünüyorum uzun zamandır. Kafamda içerikler belli mizanpajı bile hazır ama yayıncılık ayrı bir şey. Bir destek ya da kendimde o gücü bulabilirsem yapacağım bunu. Onun dışında yazmak hiç bitmeyecek benim için. Bu arada dördüncü kitabım konusunda bir sürpriz yapabilirim. Kendim içinde sürpriz olacak aslında. Kafamda bitirdim kitabı.

Röportajımızı okuyan gençlere kitap önerisinde bulunabilir misiniz?

Gençlere derken... Ben de genç sayılırım.  Şaka bir yana gençleri bırakın kendi yollarını kendileri çizsinler. Kitap okumaları dünyalarını genişletmeleri için gerekli. Yok ben dar dünyamla mutluyum diyenlere de saygım var ama cehalet bu dünyada bir insanın başına gelebilecek en kötü şey.  Tavsiye vermeyi sevmem hiçbir konuda. Çünkü herkesin reçetesi farklıdır. Bana uyan size uymaz. Size tek tavsiyem özellikle hayat konusunda kimseden tavsiye almayın. Kendi tecrübelerinizle öğrenin her şeyi. O yüzden size kitap tavsiyesinde bulunmayacağım ama ara ara Instagram sayfamda storyde okuduğum kitapları gösteriyorum. Oradan takip edebilirsiniz.

Sizi tanıdığıma çok memnun oldum. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Son 300 yılda dünya hiç olmadığı kadar hızlı değişime uğradı. Bu değişim asıl olarak Aydınlanma çağı ile başlayıp sanayi devrimi ve kapitalizmle günümüze kadar geldi. Yaşadığımız anda da bu sürecin içindeyiz. Paranın kutsallaştırıldığı yaşadığımız dönem olası tarihlerden yalnızca biri. Erdem, onur, dürüstlük, bilgelik gibi insanı insan yapan değerlerin yerini paraya dayalı değerler aldı. Ve biz çok uzun zaman böyle yaşadığımız için gerçeğin de bu olduğunu sanıyoruz ama öyle değil. Bu hayal dünyasından çıkışın tek yolu felsefedir. İlla felsefe okuyun demiyorum ama varlığınızı sorgulatan ne varsa o size iyi bir şey yapıyor demektir. Bunun önemli yollarından biri de felsefe...