HABİB BABAR'ın röportajı için tıklayınız...

Sinema onun en büyük aşkı… Oyunculuk hayatındaki tek vazgeçilmezi… Daha çocuk yaşlarda başladı oyunculuk merakı… Dünya çapında ünlü bir oyuncu olmayı hayal etti hep… Almanya’da dünyaya geldi Canan Nezirova. Orada hem bir hukuk bürosunda çalışmaya başladı, hem de oyunculuk eğitimi aldı ve bazı reklam filmlerinde rol aldı. Ancak güzel oyuncunun tek hedefi ‘2. Vatanım’dediği Türkiye’de şöhreti yakalamaktı. Öyle de yaptı. Hiç zaman kaybetmeden soluğu İstanbul’da aldı. Ayağının tozuyla geldiği ülkemizde film yapıcısı Yalçın Çoban’la tanıştıktan sonra hayaline kavuştu ve birçok ünlü Türk oyuncuyla aynı sinema filminde rol aldı… 12 Nisan’da gösterime girecek olan filmdeki muhteşem oyunculuğuyla isminden sıkça söz ettireceğe benzeyen Canan Nezirova ile çalışmalarıyla ilgili konuştuk. Haydi buyurun sohbetimize…

 

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben 16.12.1994 yılında Almanya’da doğdum. Ailemle birlikte Almanya (Olpe) de yaşıyorum. Aslen Makedonya kökenliyim. Ana dilim Türkçe ama, Türkçemi dizilerden ve kitap okuyarak daha çok geliştirdim. Türkçe dışında Almanca ve İngilizce de biliyorum. Annem ve babam emekli. Bir ikiz Kardeşim var. O benden 3 dakika daha büyük. İki yumurta ikiziyiz biz. Birbirimize hiç benzemiyoruz… (Gülmeye başlıyor…) Hayvanları çok severim. Bizim bir Kedimiz var adı Bulut, çok egolu bir kedi ama bazen oynamaz anca keyfi yerinde olduğu zaman oynar. Ailemizin parçası o. Hepimiz ona çok düşkünüz.

AİLEMİN BANA BÜYÜK DESTEĞİ OLDU

OYUNCULUK AŞKINIZ NE ZAMAN BAŞLADI?

Çocuk yaşlarda başladı oyunculuk sevdam… Tabii genç kız olduğumda bu hayalimi gerçekleştirme şansım yoktu ne yazık ki… Sadece oyunculuk eğitimi alabiliyordum. Oyunculuğa başlamadan önce  Hukuk Bürosunda eğitim alarak mesleğimi bitirdim. Ve hala hukuk bürosunda çalışıyorum. İnsanın altın bileziğinin olması gerektiğini düşündüm. O olmadan oyunculuğa başlamak istemedim açıkçası. Oyunculuk bazen çok riskli bir iş olabiliyor. Düzenli bir iş olmaya bilir. O şans işi.  Mesleğimi bitirdikten sonra düşündüm ki artık oyunculuğa bir adım atamam gerekiyor ama nasıl başlayacağımı bilemiyordum. Hem çalışıp hem nasıl oyunculuğa başlarım diye düşünüyordum. Kendimce internet üzerinden araştırmalar yapardım. Bir zaman sonra hem çalışıp hem boş zamanlarımda ufak tefek oyunculuk eğitimi almaya başladım, çünkü eğitim olmadan olmaz dedim.  Eğitime başladığım zamanlar ailemin bana çok desteği oldu. Beni hiç yalnız bırakmadılar. Babam her zaman yanımda oldu. Mutluluğumu ve üzüntümü paylaşmak beni mutlu ediyor.   Hep destekçim oldu, hep yanımda durdu. Hatta bir kere birlikte İstanbul’a bir cast ajansa eğitim için gitmiştik. Orda bile beni hiç yalnız bırakmadı…(Gözleri doluyor… Canım babam)

ÜLKER HANIM AZERBAYCAN'DAN BURAYA GELMEDEN EVVEL NELER YAPTINIZ?

 Biraz önce de söylediğim gibi ailem ile birlikte Almanya’da yaşıyorum. Azerbaycan’a dizi ve sinema filmi çekimlerinde geliyorum. Azerbaycan benim vatanım… Kendi vatanımda oyunculuk yapmaktan hep mutluluk duymuşumdur. Birçok dizi ve sinema filminde oynadım.

TÜRKİYE BİZİM KARDEŞ ÜLKEMİZ

NEDEN TÜRKİYE'YE GELMEK GİBİ BİR KARAR ALIP BURAYA GELDİNİZ?

Bunun tabi ki de birçok nedeni var. Ama ilk nedeni biz Azerbaycanlılar Türkiye'yi hep kardeş ülke olarak görürüz.2 devlet 1 millet olarak görür ve bunu kendi duygularımızla da pekiştiririz. Azerbeycan’ da Türk filmleri ve Türk dizileri çok rövanşta olduğu için bende bu durumdan etkilendiğim için başka bir ülkeye gitmeyi düşünmedim ve oyunculuk kariyerime Türkiye’de devam etmek istedim.

PEKİ TÜRKİYE'DE DİZİ VE FİLM SEKTÖRÜNÜ NASIL BULUYORSUNUZ?

Ben Türkiye'de dizilerin çok başarılı olduğunu görüyorum. Bakü de Türk dizileri oynarken sokaklarda kimseyi göremezsiniz. Çünkü herkes evlerine çekilip dizilere odaklanır zamanlarını bu güzel Türk dizileriyle değerlendirirler.  Türk dizilerinin etkili olduğunu görüyorum.

TÜRKİYE’DE İLK SİNEMA FİLMİNE BAŞLAMANIZ NASIL OLDU?

Ben oyunculuk dersleri veren birçok yerle görüştüm. Ancak bu görüşmeler bana güven vermedi. Taki Film yapımcısı Yalçın Çoban’la tanışana kadar. Yalçın bey ile ilk tanıştığımız zaman bende ki oyunculuk ışığını görmüştü. Ve bana  ‘Sen çok başarılı bir oyuncusun. Azerbaycan’daki oyunculuğunu Türkiye’de de başarılı bir şekilde sürdürebilirsin. Sen İstanbul’da hayalini geliştirmeden elini bırakmam’ demişti. Onun o sözleri beni kamçıladı. Kendime olan güvenimi tazeledi. Sözünde durdu elimi bırakmadı. Çok güzel bir sinema filmiyle Türkiye’deki hayalimi gerçekleştirmeme sebep oldu. Yalçın Çoban ile  tanıştıktan sonra başarıma başarı katmak adına doğru adreste, doğru isimlerden oyunculuk eğitimi almaya başladım. Yani Çoban Yıldızı Film Akademisi’nden profesyonel oyunculuk eğitimi aldım. Aslında çok eğitim veren var ama çoğu ticaret düşünce sahip olduğu için dikkat etmek lazım. Her yere gidilmez sonuçta.

SİNEMA FİLMİ TEKLİFİ ALDIĞIMDA ÇOK HEYECANLANDIM

TÜRKİYE’DE SİNEMA FİLMİ  TEKLİFİ ALDIĞINIZDA NELER HİSTTİNİZ?

Sinema filmi için başrol teklifi aldığımda inanamamıştım… Şaka sandım biran… Türkiye’de ilk sinema filmim için başrol teklifi almıştım. Ben bunun üstesinden gelemem. Başrol için daha çok erken diye düşündüm kendi kendime… Başaramam diye çok korkmuştum. Onun dışında senaryo da beni çok etkiledi. O senaryo olmasaydı belki de bu teklifi kabul etmeyecektim, bilemem.  İlk başrolüm olduğu için çok heyecanlıydım. Hem set,  hem senaryo, hem oyuncular. Okuma provasını da ilk kez Nisan filminde yaşadım. Ufak tefek rollerde oynadım Almanya da . Ama böyle bir şey hiç görmedim. Onun heyecanı çok başkaydı. Sette bana çok katkısı oldu Yalçın Çoban’ın. Elinden geldiği kadar hep destek oldu bana. Bende tabi pes etmedim. En iyisini yapmaya çalıştım, sonuçta senaryo gereği sen bir role sahipsin ve oynadığın karakter Canan’ın karakteri değil, başkasının karakteri.  Oyunculuk öyle izlendiği gibi de değilmiş. Ekran başında 1 saate izlediğimiz bir dizi 5 ya da 6 gün sürdüğünü o an anladım. Azerbaycan’ın başkenti  Bakü’de Nisan filmimizin galası yapıldı. Çok duygulandım… O an ki heyecanı anlatamam. Anlatılmaz anca yaşanır. Bakü’de yürürken her yerde filmimizin afişini gördüğümde  gözlerim doldu. O anki duyguyu anlatamam size… Bu yolda hep Hz. Osman’ın sözüne inanarak yürüdüm: Allah, nasip etmeyeceği bir şeyi hayal ettirmez.  Yeni bir sinema filmi hazırlığı olacak gerilim sanırım. Yine Yapımcılığı Yalçın Çoban yapacak.