Mesleği aslında sınıf öğretmenliği olan ama bu yolculuğa iki roman, bir öykü ve bir de “Yılın En İyi Oyun Yazarı” ödülünü sığdıran SEZER BİLGİN ile bir araya geldik…

 

 

 

 

Hoş geldiniz. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Kimdir Sezer Belgin?

Merhaba, hoş bulduk Yağmur Hanım.  1994 yılında Ağrı’da doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Ağrı’da tamamladıktan sonra Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi sınıf öğretmenliği bölümüne yerleştim. Mezun olduktan sonra yaklaşık beş yıl öğretmenlik yaptım. Bu süreçte birçok farklı alanlarda eğitimler alıp, eğitimler vererek kendimi geliştirmeye çalıştım.

Oyununuzu izleyen veliler ve çocuklar oyununuzu çok beğendiklerini söylüyorlar. Genellikle hep olumlu geri dönüşler aldığınızı fark ediyoruz. Sizce veliler ve çocuklar neden oyununuzu beğeniyorlar, insanların oyununuza olan ilgisinin sebebi nedir?

Evet, doğrudur şimdiye kadar hep güzel geri dönüşler aldık. Aslında insanlarımız kültürümüzde büyük yer edinmiş kahramanları çok seviyor. Yediden yetmişe herkes Nasreddin Hoca, Keloğlan, Hacivat, Karagöz gibi kahramanları izlemeyi çok seviyor. Bizde bu kahramanların yanına Tablet Fikri adında tatlı sevecen bir karakter ekledik, çocuklar Tablet Fikri’de kendilerini buldu. Aslında ben Tablet Fikri’yi yazarken çevremdeki çocuklardan topladığım gözlemleri baz alarak yazdım. Yani kısacası oyunumuzu izleyenler Anadolu Kahramanları ile zamanda tatlı bir yolculuk yaparken aynı zamanda Tablet Fikri ile kendilerinin yansımasını görüyor diyebiliriz.

Oyunuzun yanında roman ve öykü yazarlığınızda bulunuyor. İki romanınız ve bir öykünüz bulunmakta bize biraz kitaplarınızdan bahseder misiniz?

İlk kitabım Affan 2020 yılında, ikinci kitabım Yaralı Dil ise 2022 yılında yayımlandı. 2021 yılında ise “Kahraman” adlı öyküm “Halide Edip Adıvar” adına düzenlenen bir yarışmada yılın en seçkin öyküleri arasında yer aldı ve “Buram Buram Anadolu” başlığı altında yayımlandı. Affan zorlu bir coğrafyada yaşayan bir çocuğun yaşam mücadelesini anlatıyordu. Yaralı Dil ise 33 yıllık bir geçmişe dayanan aşkın öyküsünü anlatıyordu.  Kahraman adlı öykü ise oğlu Çanakkale Cephesine giden bir annenin savaş sonrası oğlunu arama hikayesini anlatıyor.

Yakın zamanda yeni bir kitap çalışmanız var galiba bize biraz yeni kitaptan bahseder misiniz?

Evet, yaklaşık iki üç ay gibi bir süreçte inşallah üçüncü kitabım yayımlanacak. Kitabın konusu cezaevinde ki mahkûmlara okuma yazma öğretmeye çalışan bir öğretmenin enteresan bir mahkûmla tanışması ve aralarında oluşan dostluğun hikayesini anlatıyor.

Bugüne kadar sizi yazarlıkta en çok etkileyen yazarlar kimler olmuştur peki?

Yazmak konusunda beni en çok etkileyen yazarların başında Cengiz Aytmatov ve Yaşar Kemal vardır. İkisinin tüm kitaplarını büyük bir keyifle okumuşumdur. Yazdığım eserlerde muhakkak ikisinin kaleminden izler bulursunuz. Yazdığım kitaplar arasında küçük patika yollardan geçtiğinizde eğer benim ayak izlerimi takip ederseniz ya Cengiz Aytmatov’un kapı eşiğine ya da Yaşar Kemal’in gaz lambasının yandığı küçük buğulu penceresine varırsınız.

Bildiğim kadarıyla sinemaya da büyük bir ilginiz var ve senaryolarınızı perdeye taşımak gibi bir hedefiniz var? Bize biraz bu yönünüzden bahseder misiniz?

Aslında sinema benim en büyük tutkum en büyük hayalim. Çocukluğumdan beri yaşadığım coğrafyanın zorluklarını o bölgede dinlediğim hikâyeleri hep sinemaya aktarmayı hedefledim. Uzun zorluklar ve mücadeleler sonunda nihayet ilk kısa metrajlı filmimin çekimlerine başladım. Sinemaya kısa filmler ile başlamayı düşünüyorum. Yakın zamanda filmlerin çekimini bitirmeyi bir an önce seyirciler ile buluşturmayı hedefliyorum.

Sinemada sizi en çok etkiyen kişiler kimlerdir peki bize biraz bahseder misiniz?

Sinemada beni en çok etkileyen yönetmenlere baktığınızda ilk sırada James Cameron gelmektedir. İşini bu kadar ciddiyetle yapan başka bir yönetmen yoktur galiba. Filmlerinin çoğunda büyük bir titizlikle çalışmanın izlerini görürsünüz. Kafasında ki hikayeyi en net haliyle ortaya çıkarmak için var gücüyle çalışan James Cameron’un filmlerini büyük bir hayranlıkla izlemişimdir. Yerli sinemamıza baktığımızda ise Yılmaz Güney ve Yavuz Turgul gibi büyük isimlerin filmleri hayatıma çok şey katmıştır. Oyunculuğa bakarsanız da mizah alanında büyük keyifle izlediğim ve her defasında oyunculuğunu hayranlıkla izlediğim kişi ise Şener Şen’dir.

Sohbetiniz için teşekkür ederim son olarak ne söylemek istersiniz?

Son olarak şunu söylemek isterim. Hayat insana iki yol sunar biri insanların olmanızı istediği ve hayatın sizi zorladığı yoldur diğer ise sizin olmak istediğiniz ve hayallerinizin peşinden gittiğiniz yoldur. İnsan hayalleri için mücadele etmelidir bence. İnsan hayalleri ve fikirleri için bedel ödemelidir. İnsanı ayakta tutan en büyük şey hayalleridir inandığı fikirleridir. Kısacası iyi olduğuna inandığınız bir fikriniz varsa onu asla bırakmayın onun peşinden gidin mutlaka bir gün o kafanızdaki fikir hayatın sahnesinde rolünü bulacaktır.

Yakın zamanda “Yılın En İyi Oyun Yazarı” ödülünü aldınız. Tekrardan tebrik ederim sizi. Anadolu Kahramanları Çocuk Müzikali’nden bahsedelim isterim. Bu proje nasıl ortaya çıktı? Oyunun amacı nedir, çocuklara vermek istediğiniz mesajlar nelerdir bize biraz anlatır mısınız?

Çok teşekkür ederim. Anadolu Kahramanları Çocuk Müzikali öğretmenlik yaptığım yıllarda altyapısını oluşturduğum bir projeydi. Mesleğimi icra ettiğim dönemde çocukların tablete çok fazla ilgi duyduğunu ve bunun artık bir bağımlılık haline geldiğini gözlemledim. Aynı zamanda kitap okumanın giderek azaldığını fark ettim ve bu konuları kendime bir süre dert edindim. Çocukları biraz olsun tabletten uzaklaştırmak ve kitap okumanın önemini çocuklara anlatmak, okumayı sevdirmek gibi birçok fikri çocuklara aşılamak istedim. Bunu anlatmanın en iyi yolu mizahtır, tiyatrodur dedim ve bu şekilde bir çocuk oyunu yazıp sahneledim.