HABİB BABAR'ın röportajı için tıklayınız...
Şarkıcı olmak hayali çocuk yaşlarda başladı. Lise eğitimi yaptığı yıllarda okul geceleri ve düğünlerde okuduğu şarkılarıyla isminden söz ettirmeye başlamıştı. Onun en büyük hayali albüm yapmaktı ve memleketi Iğdır'dan İstanbul’a geldi. Gittiği plakçı Demir Demirkol’un sesine hayran kalmıştı . Hemen sözleşme yapıldı ve plağı piyasaya sürüldü ünlü sanatçının… Yanık sesiyle plakları yok sattı adeta. Demir Demirkol film yapımcılarının da dikkatini çekmişti ve 3 sinema filmiyle şöhretine şöhret kattı. 2020 yılında gırtlak kanserine yakalanan ünlü sanatçının ses teli alındı. O çok sevdiği sahnelere ve şarkı söylemeye veda etti ne yazık ki. Demir Demirkol ile dününü, bugününü konuştuk. Haydi buyurun sohbetimize.
ÖNCELİKLE GEÇMİŞ OLSUN NE ZAMAN SESİNİZİ KAYBETTİNİZ?
Bu sorumuz karşısında gözleri doluyor ve zorlanarak yanıt veriyor… 2020 yılında rahatsızlandım ve doktora gittim. Yapılan tahliller sonucunda gırtlak kanseri olduğumu söylediler. O an dünyam başıma yıkıldı. (Gözlerinde yaş akmaya başladı… Ve titrek sesle konuşmaya devam etti) Acilen ameliyat olmam gerektiği söylendi. Tabii ses telim alınacaktı. Yani artık şarkı okuyamayacaktım. Ameliyat oldum ve artık şarkı okumak benim için bitti. Bu çok acı bir şey. Benim hayatımdaki en kötü anım. Çok sevdiğim şarkılarımı artık okuyamayacağım hayatım boyunca.
ÇOCUKLUK HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN İSTANBUL’A GELDİM
PEKİ ŞARKICILIK SERÜVENİNİZ NASIL BAŞLADI?
Ben Iğdırlıyım. İlk, orta ve Lise eğitimimi Iğdır’da tamamladım. Çocuk yaşlarda şarkı söylerdim. Şarkı söylemekten inanılmaz keyif alırdım. Okul gecelerinde sahneye çıkardım. Hatta düğünlere çağrılırdım. Yani memleketimde insanlar beni tanımaya başlamıştı. Ben plak yapmaya karar verdim. O dönemler lise bitmişti hiç zaman kaybetmeden İstanbul’un yolunu tuttum. Ve soluğu Unkapanı’nda aldım. Birkaç plakçı dolaştım. En son beste fabrikatörü Orhan Akdeniz ile yolumuz kesişti. Ve onun eserlerinin de çoğunlukta olduğu ilk plağımı piyasaya sürdüm. Plağım büyük bir çıkış yakaladı. Sanat dünyasında benden söz edilmeye başlanmıştı artık. Çocukluk hayalim gerçekleşmişti.
SONRA NELER OLDU?
Ben film yapımcılarında dikkatini çekmiştim. Plaktan sonra yani 1982 yılında rahmetli Ümit Efekan’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Kader Bize Düşman Mı’ filmi için kamera karşısına geçtim. Filmde Aytekin Akkaya, Hayati Hamzaoğlu, Tülay Erçetin gibi birçok önemli isimle ilk filmimi çektim. Bu filmin hemen ardından yani 1984 yılında rahmetli Oğuz Gözen’in yönetmenliğini yaptığı ‘İçimdeki İsyan’ isimli sinema filmi için kamera karşısına geçtim. Bu filmde Turgut Özatay, Süheyl Eğriboz, Yılmaz Kurt, Baki Tamer, Arzu Aytun ve Behiye Er gibi birçok oyuncu yer aldı. Toplamında 3 sinema filmi çektim.
ARDI ARDINA SİNEMA FİLMİ TEKLİFİ ALDIM
NEDEN 3 FİLM?
O dönemler yurt içi ve yurt dışında konserlere gidiyordum. Sinema filmine ayıracak zamanım yoktu. Sinemayı çok sevdiğim halde sahneden fırsat bulamadım açıkçası.
SETLERİ ÖZLEDİNİZ Mİ ?
Sahne ve sinema benim hayatımda çok büyük bir yeri olan iki önemli şeydir. Ne yazık ki sesimi kaybettim. Tabii setleri de özledim. Eskiden sanat vardı. O filmler yokluk içinde büyük özveri ile çekilen filmlerdi. Gerçek anlamda sanat yapıyorduk. Öyle basit şöhret olunmuyordu. Eski günleri çok özledim, hem de çok. Hey gidi günler hey.
TAM 26 YIL ALBÜM YAPMADIM
UZUN BİR SÜRE ALBÜM YAPMADINIZ TA Kİ 2018’E KADAR BUNUN SEBEBİ NEYDİ?
Açıkçası müzik dünyasına kırgınlıklarım vardı. Piyasa ne yazık ki çoğu insan gibi beni de fazlasıyla sömürdü. Bütün beynimi 2-3 sene müzik çalışmalarına verdim. Duygularımdan bu eserler çıktı. Allah korusun mezara götürecek halim yok bu eserleri, en azından çıkarayım dedim. Tüm stüdyo masraflarını kendi yaptığım albümün çok büyük bir maddi ve manevi çalışması oldu. O dönem albümüm büyük çıkış yakaladı. Hayranlarımla uzun bir aradan sonra bir nevi hasret gidermiş oldum.
ALBÜMÜNÜZÜN KLİBİNİ AZERBAYCAN’DA ÇEKMİŞTİNİZ SANIRIM?
Evet. ‘Azerbaycan Türkiye’m’ şarkısı çok sevildi. Hem Güney hem de Kuzey Azerbaycan‘dan hem de İran/Tebriz tarafından güzel haberler geliyor. Klibi çekerken epey zorluklar da çektim. Biri Türkiye diğeri Azerbaycan olmak üzere iki tane bayrak kullandım, 7 metre uzunluğunda 5 metre genişliğinde olan bu bayrakları özel olarak fabrikada yaptırdım. Azerbaycan Türkiye’m şarkısının klibini Fikret Iğdırlı ile birlikte yaptık. 10 bine yakın tıklama geldi şimdiden, şarkım gerçekten büyük beğeni toplamıştı.
BUGÜNE KADAR KAÇ ALBÜM YAPTINIZ?
Ben bugüne kadar toplam 8 albüm, bir uzun çalar (lp), bir tane 45’lik yaptım. Aynı zamanda sekiz tane de klip çektim. Sanat hayatımda 40 yıl sahneye çıktım. Bu sahne çalışmalarım hem yurt içi, hem de yurt dışında oldu.
TÜRKİYE’DE MÜZİK BİTMİŞ
MÜZİK DÜNYASININ ŞİMDİ Kİ HALİNİ NASIL BULUYOR SUNUZ?
Bence müzik şuan yerlerde sürünüyor. Ucuz yapıtlar yapıyorlar. Her önüne gelen şarkıcıyım deyip çıkıyor ortaya. Türkiye’de müzik bitmiş bence.
70’Lİ YILLARCA ŞARKICI OLMAK ZOR MUYDU?
O yıllarda şarkıcı olmak gerçekten çok zordu. Öyle basit şöhret olunmuyordu. Gazetelerde haberinin çıkması çok büyük bir şanstı. Gazetelerde haber olman demek şöhrete adım adım yaklaşmanız demekti. Tabii her önüne gelene albüm yapılmazdı. Albüm yapılacak olan kişinin gerçek anlamda sanatına sesine bakılırdı. Yani gerçek anlamda sanat icra edenler hak ettiği yere geliyordu. Keşke o günler geri gelebilse.
ŞİMDİKİ ŞARKILARI NASIL BULUYOR SUNUZ?
Müzik dünyasına baktığınızda hep eski şarkılar revaşta. Çünkü o şarkılar bir başka güzeldi. O şarkılar hayatın içinde yaşanmışlıkları anlatıyordu. Hepsinde bir dram ve hikaye vardı. Yani laylay lom parçalar değildi. Yani şimdiki şarkılar ne yazık ki eski şarkıların o güzel duygusunu yaşatmıyor size.