RÖPORTAJ: YAĞMUR TANYILDIZ

40 erkeğin bir araya gelerek toplumsal cinsiyet eşitliğini erkek farkındalığını arttırarak sağlama amacıyla kurulan Yanındayız Derneği’nin kurucularından MURAT YEŞİLDERE ile bir araya geldik ve “Eyvah CEO Doğuruyor!” kitabından konuştuk.

Hoş geldiniz Murat Bey, nasılsınız? Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba, teşekkürler iyiyim. İstanbul’da doğdum; ilkokulu Maçka İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi ise Nişantaşı Anadolu Lisesi’nde tamamladım. Lise yıllarında hayalini kurduğum endüstri mühendisliğinde eğitim görüp, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Üniversite hayatım boyunca part-time işlerde çalıştım, özel ders verdim. Lisans eğitimi ardından Manchester Üniversitesi UMIST (University of Manchester Institute of Scienceand Technology)’de İşletme Ekonomisi dalında yüksek lisans derecesini aldım.  Profesyonel kariyerin ilk döneminde endüstri mühendisliği eğitimimdeki tek bir dersin (Mühendislik Ekonomisi) nimetlerini sonuna kadar zorlayarak, finansal kiralama sektöründe başlayan kariyerimi, Philip Morris, GSD Holding ve GSD Yatırım Bankası’nda Hazine ve Fon Yönetimi konularında yönetici roller alarak devam ettirdim. 1990lı yılların ikinci yarısından itibaren farklı yayın organlarında süreli yazmaya başladım. Yeni Yüzyıl gazetesi ile gelen ilk fırsatı Radikal gazetesi ve NTVMSNBC portalı izledi. Ardından da Vatan ve Haber Türk gazetelerinde haftalık yazılarım yayınlandı. Halen Platin ve Milliyet Business dergilerinde aylık olarak yazılarım yayınlanıyor. Hayatımın en önemli kararlarından birisini Ekim 2000’de, yönetim danışmanlığı firması Egon Zehnder’e katılarak verdim. Egon Zehnder’in en genç yönetici ortaklarından birisi olarak seçildim; Türkiye’nin yanı sıra bölge coğrafyasında, farklı ülkelerde üst düzey stratejik yönetici atamaları, yetkinlik değerlendirme ve geliştirme projelerinde, yönetim kurulu atamalarında lider rol üstlendim. Her yıl ortalama bine yakın mülakat yaparak, farklı geçmiş ve profile sahip liderleri tanıma imkanını yakaladım; her yeni mülakat ile zihnimdeki mozaiğin renklerine yeni tonlar ekledi.  Profesyonel kariyerimi Egon Zehnder firmasının küresel kıdemli ortaklarından birisi olarak sürdürüyorum. Son dönemde yönetimde çeşitliliğin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konularında gayret gösteriyorum; halka açık şirketlerde kadın yönetim kurulu üyelerinin sayısının artırılması (BKD-Bağımsız Kadın Direktörler ve %30 Kulübü Türkiye insiyatifi), kadın yöneticilerin yönetim kuruluna mentorluk alarak hazırlanması (Yönetim Kurulu’nda Kadın) ve profesyonel iş kadınlarının yönetimde etkinliğinin artması (PWN Türkiye) alanlarında farklı inisiyatiflere destek veriyorum. Son olarak da 40 erkeğin bir araya gelerek, toplumsal cinsiyet eşitliğini erkek farkındalığını arttırarak sağlama amacıyla kurulan Yanındayız derneğinin hem kurucuları arasında yer aldım, hem de kurucu Yönetim Kurulu’nda görev yaptım. Şu anda da Yanındayız Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, %30 Kulübü Türkiye İnisiyatifi Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi, Wtech (Teknolojide Kadın Derneği) Kurucusu ve Danışma Kurulu Üyesi, Arya Girişim Kadın Yatırım Fonu Danışma Kurulu üyesi olarak görev yapmaya devam ediyorum.

“Eyvah CEO Doğuruyor!” nasıl çıktı ortaya? Neler anlattınız?

Toplumsal cinsiyet eşitliğini ele aldığım kitap, benim yaklaşık 20 yıllık çabamın, merakımın, tutkumun sonucunda ortaya çıktı. Kitabı okuyan herkesin, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda çarpıcı yaşanmış hikâyelerden besleneceğine inanıyorum. Hayatın farklı alanlarında kadınların içinde yaşadığı durumlar, karşılaştıkları engeller, fırsat ve hak adaletsizlikleri, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda atılması gereken adımların ne kadar önemli ve ivedi olduğunu gösteriyor. Kitaba ismini veren Marissa Mayer’in başına gelen yaşanmış hikâyeden başlayarak, kadınların iş hayatında karşılaştığı durumların zaman zaman ders, zaman zaman da ilham verici olduğunu düşünüyorum. Kitabın ilk yayınlandığı 2018 yılından bu yana dünya çok değişti. Özellikle Covid salgını ve sonrasında, daha da eşitsiz hale gelen bir düzenden bahsedebiliriz. Genişletilmiş dördüncü baskıda, öncelikle toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilgilenmek ve güncel verilere ulaşmak isteyenleri düşünerek, yazıların tamamındaki istatistik, araştırma, anket gibi verileri güncelledim. Bu kapsamda başta iş hayatında, siyasette, ekonomide, eğitimde olmak üzere toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini gözler önüne seren güncel verileri okurlarla paylaşıyorum. Eyvah CEO Doğuruyor’un masalarında, kitaplıklarında, evlerinde hemen ulaşıp, güncel bilgilerle beslenebilecekleri bir kitap olmasını arzuladım. Buna ek olarak on beşe yakın yeni yazıda, özellikle salgın sırasında kadın liderlerin göstermiş oldukları başarılı performansı örneklerle detaylandırmaya çalıştım. “Şefkatli Liderlik” başta olmak üzere kadın liderlerin hayatı güzelleştirebilmek ve karmaşık problemleri çözebilmek için sunabilecekleri farklı yaklaşımları, yaşanmış hikâyelerle genişletilmiş baskıda okurlarımla paylaştım.

Bir erkek olarak kadınları anlatmak, onların desteğini göreceğiniz bir yola bile bile çıkmak stratejik bir ilerleyiş miydi? Yoksa gerçek duygularınızla mı bu kitabı yazarak bu yola çıktınız?

Kitap yazma fikrini stratejik bir karardan ziyade, giderek büyüyen bir tutkunun üretkenliğe dönüşmesi olarak tanımlarım. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği mücadelesinde “bir denizyıldızını daha suya kavuşturabilmek” olasılığı beni heyecanlandırıyor. Bu sebeple kitabın ortaya çıkmasında duygularım daha ön planda oldu. Bununla birlikte, kitabın hazırlanması ve sonrasında da yakın zamanda güncellenerek, genişletilmesini daha stratejik bir adım olarak da görebilirsiniz. Zira, yapılan akademik çalışmaların öğretilerini günlük hayatın diline çevirmek ve iş dünyasının beklentisi olan güncel verileri zamanlı olarak sunmanın önemli bir misyon olduğuna inandım. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunda merakı olan, bu konuda kendini ve lideri olduğu kurumları farklı örneklerle kıyaslamak isteyenlerin “elinin altında” tutması gereken bir kitap hazırladığımız inancındayım.

Kitap kapağında sadece isminizin baş harfi yazıyor; M. Yeşildere şeklinde. Nedeni nedir?

Edebiyat tarihinde, kadın yazarların kendi isimleriyle yazmaya “cüret etmesi”, maalesef çok uzun zaman alıyor. Örneğin “Harry Potter” serisinin geçmişi çok uzak değil; son 25 seneyi konuşuyoruz. Harry Potter’ın yazarından ismini kitabın üzerine “J. K. Rowling” şeklinde koymasını istiyorlar. Yayıncılar bir kadının yazdığı anlaşılırsa “eserin hak ettiği karşılığı bulamayacağı” endişesindeler. Enteresan olan, çeşitlilik konusunda farkındalık artmaya başlayınca kadın yazarlara olan talep de artıyor ve dünyada birçok erkek yazarın ismini böyle kullanmaya başladığı bir döneme de geliyoruz. Dolayısıyla erkek olduğunu tam olarak ifade etmeden yazmaya çalışanlar var, ben de espri olsun diye kitaba imzamı böyle attım.

Kadın okurlarınızdan gelen yorumlar nasıl?

Öncelikle kitabın okur kitlesinin kompozisyonu ile ilgili çok detaylı analitik bilgilere sahip değilim. Ancak kitapla ilgili görüş, yorum paylaşan, geri bildirimleri ile bana ulaşan ve zaman zaman da “bir erkek olarak bu kitabı yazdığım için teşekkür eden” okurların büyük kısmı kadın. Dolayısıyla kitabın etki alanında kadın okurların önemli bir ağırlığı var.

Erkek okur kitleniz de oluştu mu bu kitapla birlikte? Erkeklerin yorumları genel anlamda nasıldı?

Benim arzum, kitabımın en az kadınlar kadar, erkekler tarafından da alınması, incelenmesi, okunması, paylaşılması. Zira, iddia ediyorum, kitabın içinde yer alan veriler, kadın ya da erkek, her okuru Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunda bir kez daha değerlendirme yapmaya, düşünmeye motive edecek kadar çarpıcı. Bu bağlamda özellikle iş dünyasında karar verici koltuklarda olan erkeklerin kitabı okuma eğiliminin giderek arttığını gözlemliyorum. Bu da beni mutlu ediyor.

Kitabın girişinde birçok başarılı kadının yorumlarıyla destekleri de yer alıyor. Bir erkek olarak kadınların bu kadar desteğini ve takdirini almak nasıl bir duygu sizin için? Mutlu musunuz?

Kitabımın açılış bölümünde, iş dünyasından, medyadan, sivil toplum kuruluşlarından “aktivist” kadınların benimle ilgili güzel yorumları yer alıyor. Bu da benim için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı… Tabi ki mutluyum.

Kitabın telif geliri Yanındayız Derneği’ne bağışlanıyor, bunun için de ayrıca bir kadın olarak teşekkür ediyorum size tüm kadınlar adına. Yanındayız Derneği’nden de bahsedebilir miyiz biraz?

Sizin de dediğiniz gibi kitabımın ve aynı adlı podcast kanalımın telif ve sponsorluk gelirlerini Yanındayız Derneğine bağışladım; derneğin kuruluş aşamasında gelir toplamak için bağış koşularında de yer almıştım. Üye tabanının ve tanınırlığının artması için çaba gösteriyorum. Yanındayız Derneği 2018 yılında, hayatın farklı alanlarından gelen, benim de aralarında bulunduğum kırk erkeğin, kadın hakları savunucusu Nur Ger’in inisiyatifi ile bir araya gelerek, kurdukları bir dernek. Bugün üye sayısı 120’ye yaklaşıyor ve üyelerinin dörtte biri de kadınlar. Yanındayız Derneği’nin kuruluş amacı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği mücadelesini erkeklerin yoğun olduğu kahvehane, stadyum, berber dükkanı, kışla ve hatta yönetim kurullarında, erkek farkındalığını arttırarak vermek. Derneğin kuruluş felsefesi, topluma örnek olacak erkeklerin davranışları ve söylemleri ile, erkeklerin zihnini, dilini ve aksiyonlarını değiştirmek üzerine yapılandırıldı. Dernekte yönetimde yer aldığım dönemlerde de sonrasında da Dernek için tutkulu bir gayret ile mücadele ettim.Bu arada paylaşmaktan mutluyum; Yanındayız Derneği’nin toplumsal cinsiyet eşitsizliği yaratan söylemlerin karşısında net duruş sergilemesi ve kadınların, erkeklerin sahip olduğu hak ve fırsatlara sahip olması için erkeklerin aktif savunuculuk yapması için 31 Mayıs’ta Yönetim Kurulu Başkanlığı’na güçlü bir ekiple aday oldum.

Bundan sonraki hayalleriniz ya da projeleriniz neler?

Öncelikle, Yanındayız Derneği’nin daha geniş bir üye ve destekçi tabanına ulaşması, kurumsal yönetim yapısının güçlenmesi yeni dönemde odaklanacağım konuların başında gelecek. Derneğin devam eden önemli projelerinin yanına yenilerini ekleme konusunda yaklaşık iki aydır, yeni yönetim ekibimizle çalışıyoruz. İki yıllık görev süremizin sonuna kadar üye sayısının iki kat daha arttığı, güçlü bir profesyonel ekip ile yetkilendirilmiş yönetim ve icra kurulları ile sınırlarını zorlayan örnek bir inisiyatifi oluşturmanın yol haritasını tamamladık. İlk kitabım yayınlandıktan sonra, bir kitap daha yazmayı çok istedim; fikri dahi beni heyecanlandırıyordu. İlk kitabım “Eyvah CEO Doğuruyor!”da olabildiğince farkındalığı arttırmak adına çeşitlilik, kapsayıcılık, bilinçsiz önyargılar, kadın-erkek eşitliği gibi kavramların etrafında, verileri de aktararak yaşanmış hikâyeleri paylaştım. Şu anda tasarladığım, daha fazla liderleri ve liderliğimerkeze alan bir çalışma yapmak. Toplumun, hayatın farklı alanlarından insanların ilgi çekici ve ders ya da ilham alıcı liderlik hikâyelerini detaylandırarak yazmaya çalıştım. Bu tasarım, benim liderliğin hayatın her alanından tek bir tanımı olduğu iddiamla da örtüşüyor. İkinci kitabımın ilk taslağını yayıncım ile paylaştım, karşılıklı çalışmaya devam ediyoruz. Arzum 2023 yılı bitmeden, ikinci kitabımın yayınlanması… En büyük hayalim ise, “CEO’ların doğurduğu bir Türkiye’de” yaşamak. Hem Yanındayız Derneği hem de benim kendi kişisel çabalarım, bunu sağlayacak ortamı yaratmaya yönelik olmaya devam edecek.

Ben Türk Kadını’nın gücünün ve cesaretinin farkındayım. Bu gücü ve cesareti sonuna kadar kullanan kadınlardan biriyim. Buradan sizin kitabınızı da tüm kadınlara hatta belki az da olsa bir farkındalıkları oluşur diye erkeklere okumaları için öneriyorum. Sizin de emeğinizi kutluyorum. Siz buradan kadınlara neler söylemek istersiniz? Ve son sözlerinizi de almak isterim.

Nazik sözleriniz, öneriniz ve desteğiniz için size de teşekkür ediyorum. Ben izninizle sadece kadınlara değil, hatta daha çok erkeklere seslenmek isterim.  Her sabah uyandığımızda, hayatta değiştirmek istediğimiz küçük ya da büyük he rşey için #BugünDeğilseNeZaman ve #BenDeğilsemKim sorularını kendime soruyorum. Herkese de tavsiye ederim.