Biraz seni tanıyabilir miyiz, kendini anlatabilir misin?  

Son 2 yıldır bütün vaktimi oyunculukla ilgili şeylerle geçiriyorum. Film izliyorum, kitap okuyorum, tiyatro yapıyorum, eğitim alıyorum yani sürekli kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bunları yaparken aynı zamanda arkadaşlarımla iletişimimi güçlendirip moral depoluyorum. Aileme daha fazla zaman ayırıp onları da kendimi de mutlu etmek için özen gösteriyorum. Gülüp eğlenmek, çevremdeki insanlara moral olmak bana da mutluluk veriyor. Eğlenceli ve dobra birisiyimdir. Çevremdeki insanların da bana dürüst ve açık sözlü olmasından hoşlanırım.

Sinema Güzeli Yarışması Hakkında biraz konuşalım? Neler yaşadın?  

Heyecanlı ve güzel bir tecrübeydi. O ortamda bulunmak, çekim süreci hazırlanma süreci oldukça keyifliydi. Çevremdeki kimse desteğini esirgemedi. Bu da geleceğime ve oyunculukla ilgili sürece inancımı arttırdı. Yaşadığım heyecanı gizleyip hatasız gözükmeye çalışmak yerine sahneye çıktığımda heyecanımı da yansıtarak içimden geldiği gibi hareket ettim. Bu bana daha çok güç verdi.

Nasıl bir ortamda yetiştiniz, nerede büyüdünüz?   

İstanbul 'da doğup büyüdüm. Çok tatlı bir ailem var bu konuda da kendimi doğuştan şanslı hissediyorum. Çocukluğum mahallede top oynayıp, eve kirli kıyafetlerimle girip annemi kızdırmakla geçti. Yani her 90’lar çocuğu gibi mahalle kültürüyle büyüdüm.

Canlandırdığınız karakterin size en çok benzeyen yönü nedir? 

Aslına bakarsanız bana çok da benzediğini söyleyemem fakat beni cezbeden kısmı da tam da bu oldu. Bana benzemeyen karakterleri canlandırmak çok keyifli oluyor. Karakterin bana benzeyen bir yanını arayacak olursak sanırım dobralığı olabilir diyebilirim.

Hayatınız boyunca kaç farklı karakter canlandırabileceğinize inanıyorsunuz? 

Yani bu sorunun bir cevabı olabileceğini düşünmüyorum. Ömrüm sürdükçe tiyatro dizi sinema üçgeninde yüzlerce karakter canlandıracağım. 

Oyunculuğun sizi besleyen tarafları neler?

Oyunculuk çok enteresan ve özel bir meslek. Her şeyi bilmek zorunda hissettiriyor. Bu yüzden sürekli gözlem yapan, okuyan, izleyen, eğitim alan, çalışan bir insan olmaya itiyor beni.

Sinema, tiyatro ve dizi… Çok mu farklıdır bu üç alanda oyunculuk?  

Çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Eskiden belki farklıydı ama artık bu üç alanda da oyunculuk türleri gerçekçi ve minimal bir kanala doğru hep birlikte ilerliyor. Ama tabii tiyatrodaki oyunculuk seyirciyle direkt iletişime girildiği için ses, jest ve mimik yönünden daha renkli kullanımı gerektiriyor.

Senin gibi sanatçı olmak isteyen yaşıtlarına neler önerirsin? 

Kendilerini sürekli geliştiren hiçbir zaman oldum demeyen okuyup araştıran bir yol izlemeleri gerektiğini düşünüyorum.

Oyunculuktaki hedefin nedir?

Tam anlamıyla donanımını, bilgisini, kültürel gelişimini tamamlamış birçok alanda yeteneğe sahip bir oyuncu olmak.

Ters köşe yapıp iddialı rollerde oynar mısın? 

Kesinlikle. Zaten yukarıda da söylediğim gibi farklı roller beni her zaman daha çok cezbetmiştir.

Sence tiyatro nedir ve neden değerli?  Sence beklediği önemi görüyor mu ve gençlerin tiyatroya ilgisi nasıl?  Peki tiyatronun geleceği nereye gidiyor? 

Tiyatro bana göre bir hikayeyi canlı olarak insana anlatma sanatıdır. Değerinin eskiye göre günümüzde biraz daha arttığını düşünüyorum. Artık seyirci sayısı daha da artış göstermeye başladı. Tiyatronun geleceğiyle ilgili olarak tahminde bulunmak zor ama tiyatronun asla bitmeyeceğini düşünüyorum ve her zaman değerinin daha da fazlalaşmasını temenni ediyorum.

Hangi rollerde yer almak istiyorsun? 

Castımdan dolayı her ne kadar çok fazla bana bu tarz rollerin gelmeyeceğini düşünsem de deli, seri katil, sosyopat, psikopat, şizofren gibi uç roller oynamak daha çok ilgimi çekiyor.

Yarışma sonrası değerli sanatçı Çiğdem Tunç’un yönettiği “Bir Eski Zaman Hikayesi” oyununda da rol aldın. Deneyimlerini paylaşabilir misin?

Barış Bölükbaşı’nın kaleme aldığı ve Çiğdem Tunç’un yönettiği bir oyun, Bir Eski Zaman Hikayesi. Ortaoyunu geleneklerini müzikalle birleştiren ve 12 kişilik kadrosu olan bir oyundu. Ben kadroya dahil olmadan önce 3 sene boyunca oynamalarına rağmen aralarına katıldığım andan beri çok rahat hissettim kendimi. Çiğdem Tunç gibi işinde çok başarılı bir isimle sahnede olmak muhteşem bir deneyim kazandırdı bana.

Sonbaharda ise Almanya’ya gittin. Projenin detaylarından bahsedebilir misin?

Platform Tiyatro’nun duyurusuna başvurmamla başladı her şey. Yapılan mülakatlar sonucu 10 kişilik bir ekip oluşturuldu. Seçilmiş olmaktan dolayı çok mutlu oldum. Mark Levitas’ın liderliğinde Nürnberg Şehir Tiyatrosu’nun (staatstheather) ve Platform Tiyatro’nun ortak oluşturdukları Jugend Brücke (gençlik köprüsü) etkinliği kapsamında Almanya’ya gittik. Program dahilinde workshoplara katıldık, şehri-tiyatro binasını gezdik ve ımport/export festivaline katıldık. 7 Aralık’ta ise provalarını yaptığımız gösteriyi sahneledik. Gösterinin konusu ırkçılıktı. 1 hafta boyunca çok güzel enerjik bir ekiple Mark ve Ceren hocamızın eşliğinde orada bize katılan Alman arkadaşlarımız ve tiyatronun koreografı ile provalarımızı yürütürken çok başarılı prodüksiyonlara sahip oyunlar da izleme şansımız oldu. Orada tiyatronun kadrosunda olan Türk oyuncu ve yönetmenlerle tanıştım, deneyimlerimizi paylaştık, birlikte muhabbet ettik. Genel olarak benim için mükemmel bir deneyim oldu diyebilirim.

Başarılı olmuş Türk oyunculardan en çok kimi örnek alıyorsun? 

Kariyer olarak doğru olduğunu düşündüğüm ve gelişim olarak epey ilerleme kaydeden bir aktör bence, Kıvanç Tatlıtuğ.

Sanat size neleri çağrıştırıyor? 

Bir uğraş sonucunda bir şey üreterek karşı tarafta bir duygu uyandıran yapılan şeyden keyif alınarak gerçekleştirilen eylem.

Önümüzdeki yıllarda kariyerin için neler yapmak istiyorsun?  

Kendimi yetenek anlamında çeşitlendirmek, başka bir oyunculuk eğitimi almak, daha fazla kitap okumak.

Aşk hayatınız nasıl ya da hayatınızda birisi var mı?     

Aşk hayatım şu an için gayet güzel gidiyor. Hayatımda çok yeni birisi var. Doğru bir insanla, eğlenceli bir ilişkim olduğunu düşünüyorum.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?  

Farkındalıklarını ve kişisel gelişimlerini hayatları boyunca devam ettiren kendilerini daima geliştiren bireyler olmalarını dilerim.

Yaş-Boy-Kilo:  yaş:23 boy:1.80 kilo:68

Beden:  31/32

Burcunuz:  Kova

Tuttuğunuz takım:  Fenerbahçe

En sevdiğiniz renk:  Haki

Ne tür müzik dinlersiniz: Müzik ayırt etmem. Her türden müzik dinlerim. 

En sevdiğiniz şarkı ve nedeni:  ebru gündeş - saygılarımla bence bir şarkı içinde çok şey anlatılmış. Ebru Gündeş hayranıyımdır.

Yaptığınız en büyük çılgınlık: Çalıştığım işten çıkıp birikimimi oyunculuk eğitimine harcamak. Ama iyi ki dediğim bir çılgınlık.

Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız:  Sevdiğim kişiye göre değişir.

Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider:  Beni düşünerek hareket etmesi benim için anlamlı olur.

Şu an ruhunun olmak istediği yer:  Bir göl kenarında gecenin karanlığında ateş başında ateşin suyun ve hafif esen rüzgarın sesini dinlemek.

İzlemekten keyif aldığın TV programları neler:  TV izlemiyorum

Hayatta en çok kıymet verdiğin insan:  Ailem

Hayvan besliyor musunuz:  Maalesef şu an içi hayır. Kendi evime çıktığımda köpek beslemek istiyorum.

Karşı cinste hoşlandığın tip:  Zeki olması, kişisel bakımına ve giyim tarzına özen göstermesini isterim.

Aşk her şeyi affeder mi:  Affetmeyeceği şeylerin olduğunu düşünüyorum.

Benzetildiğiniz biri var mı:  O kadar çok kişi var ki bu dönem dönem veya saçımı kestirip uzatmama göre değişiyor. Şu aralar en çok Burak Deniz’e benzetiliyorum.

Fobilerin – Hobilerin:  Yağmurda ıslanmak, ayakkabıma basılması, saçlarım yapılmışsa bozulması, kirli veya dağınık ortamlar bunlar beni rahatsız eden şeyler. Tiyatroya gitmek, kitap okumak, meditasyon yapmak, klasik müzik dinlemek, basketbol oynamak ve enteresan olarak alışveriş yapmak. Modayı takip edip güzel giyinmek hoşuma gidiyor. Bunlar bana huzur ve mutluluk veren faaliyetler.

En büyük hayaliniz:  Dünya çapında bir aktör olmak.

Kolay affeder misiniz:  Bana yapılan yanlışa göre değişir. Affetmeyeceğim hatalarda vardır sanırım ama onun haricinde barıştan yanayım.

Kendinizle barışık mısınız? Değiştirmeye çalıştığınız bir yönünüz var mı:  Kendimle barışığım. Değiştirmeye çalıştığım bir yönüm değil ama kendimi çok daha fazla geliştirmek, daha fazla farkındalık sahibi olmak, kendimi daha iyi tanımak için çok azimli ve istekliyim.

Beğendiğiniz ve Beğenmediğiniz huyunuz:   Duyarlı ve hoşgörülü ve anlayışlı bir insanım.  /   Sinir kontrolüm biraz zayıf nadir de olsa çatışma yaşadığım zamanlarda çabuk sinirleniyorum.

Sizi en mutlu eden iltifat hangisi:   Helal olsun.

Kişisel stiliniz nedir:  Yakışanı giymek. Renk kombinasyonu yaparak giyim tarzımı belirliyorum.

Yeni biriyle tanıştığınızda ilk neye dikkat edersiniz:  Zeka ve kişisel bakım. Giyim tarzını da 3. olarak göz önünde bulundururum.

Ne tip insanlar sizin için tehdit oluşturur:  Cahil ve bilgili olduğunu sanan cahiller benim için zorlu bir savaş. Herhangi bir şey tartışamıyorsunuz çünkü o tip insanlarda bir de enteresan bir ego oluyor. Egosunu aşıp ona bir şey anlatmak veya inandırmak gerçekten çok zor.

Özgürlüğünüze ne kadar düşkünsünüz:  Özgürlüğüme çok düşkünüm. Kısıtlanmak veya bir şey için zorunlu olmak beni enerji olarak tamamen negatif etkiliyor.

Sizce aşk yalnızca bir kere mi yaşanır:  Hayır. Gerçek aşkı yaşayabileceğimi sanmıyorum. Ama yaşayacak olsam da bence bir defa olmaz. Başkasını tanıyıp ona da aşık olabilirsiniz.

Gelecekte yapılacaklar listenizin ilk üç sırasında neler var:   Yurt dışı oyunculuk eğitimi, İtalyanca, İspanyolca ve Fransızca öğrenmek, dünyayı gezmek.

Yiğit’ciğim çok teşekkür ederim bu güzel röportaj için.

Ben de sana teşekkür ederim Kıvanç Abiciğim bu güzel röportaj için…. 

RÖPORTAJ: KIVANÇ TERZİOĞLU