Kıvanç Terzioğlu ile İsmail Özkan özel röportajı…

TRT ekranlarından Alaturka AKŞAMLAR programıyla yakınen tanıdığımız Türk Sanat müziğinin son dönemde adından sıkça bahsettiren  Beyefendi kimliğiyle tanıdığımız TRT Ses sanatçısı İsmail Özkan...  

Bu günlerde, evde neler yaparak vakit geçiriyorsunuz? 

Malum karantina günlerinde... Yine müziğe, şarkılara, notaların sağalcı gücüne sığındım.üretmeye, besteler yapmaya başladım. Daha doğrusu, hep çok yoğun olduğum inancıyla ötelediğim; bestecilik yönümü bu dönemde hatırlamış oldum. İç dünyamda özgürleştiğimi hissettim. En önemli ve en güzel olanı da  evimizde zaman geçirmenin sadeliğini ailemle eşimle kızımla gerçekten vakit geçirmenin birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum. 

Karantina günlerini kiminle, kimlerle geçiriyorsunuz? 

Bu süreci eşim Esra ve kızım Serpil Naz ile geçiriyorum. Evimizde uzun süre birlikte bu kadar vakit geçirmek bize birbirimizin iç dunyasina derin yolculuk yapma imkanı sundu. Vaktim olmadığı için yapamıyorum dediğim çok şeyi ailemle yapma fırsatına sahip olmak tarif edilemez bir güzellik. Kızım Serpil Naz ile çocuk şarkılarında dans ederken gözlerindeki mutluluğa şahit olmak da öyle... 

İnsanlar neleri daha iyi fark etti? 

Anı yaşamanın ne demek olduğunu, her an her şeyin olabileceğini, gerçek mutluluğun bireysel değil herkesin mutluluğuyla mümkün olabileceğini anladık. Oysa bizler iş hayatına, para ile ölçülebilen şeylere ne kadar anlam yüklemişiz. Bu zamanda kendimizle konuşmanın, hesaplaşmanın, değer yargılarımızı yeniden gözden geçirmenin, aile olmanın ehemmiyetinin farkına vardık. Dilerim ki bugünleri unutmayarak, kalan hayatımızı içimizdeki çocuğun ölmesine izin vermeden daha dolu dolu yaşarız. 

Bu günler geçtiğinde sizce neler değişmiş olacak? 

Mesleğim açısından cevaplayacak olursam, yeni düzenlemelere ihtiyaç duyacağımız bir döneme gireceğimizi düşünüyorum. Dinleyicilerimizle buluşabildiğimiz konserlerimizin yeniden can bulması için farklı fikirlerin bu süreçte can bulacağına inanıyorum. 

Tüm dünyanın etkilendiği bir süreç oldu bu. Bu sebeple gerek meslek dallarında gerekse manevi yanlarımızda değisiklik olmasi kacinilmaz bir son. Bunların yanı sıra tokalaşmak, sarılmak gibi alışkanlıklarımızda da değişiklikler olacağını düşünüyorum. Sevgimizi ifade ediş şeklimiz de yenilenebilir. Kısacası yenilikler bizi bekliyor. Yaratıcı fikirler zor zamanları sever. Bu sebeple önümüzdeki günlerde yenilikçi hamlelerle yeni bir düzene merhaba diyeceğiz diye düşünüyorum. 

Evde keyifli vakit geçirmek için sizin tercih ettiğiniz dizi, film, dergi, kitap vs. önerilerinizi alabilir miyiz? 

En son, sanırım okumaktan vazgeçemeyeceğim kitaplardan olan ‘Küçük Prens’i okudum. Kızım Serpil Naz ile okuduk desem daha doğru olacak. Aynı sözlerin ikimizin dünyasında oluşturduğu farklı etkilere birebir şahit olmak unutamayacağım tecrübelerimden oldu.

Film izlemeyi de kitap okumak kadar sevenlerdenim. Itiraf etmeliyim ki bir İspanyol yapımı olan “görünmeyen adam” etkisinden kurtulamadıklarımdan oldu.

Yasanmışlıkların ruhuma nakş ettiği bir desen oldu hep antika eserler. Bu sebeple dergi tercihlerim de hep sanat, mimari, antika eser içerikli olanlardan yana oluyor.

Dizi seçimlerimin bu kadar derin olmadığını samimiyetle itiraf ediyorum. Güncel olanların izleyicisiyim. 

Baba olmak size ne ifade eder? 

Eşim Esra’nın 9 aylık macerası sırasında baba olacağımın bilincindeymişim sadece. Kızımın dünyaya gelip benimle paylaşımlar içinde bulunmaya başlamasıyla bunu daha iyi anladım. Baba olacağını bilmekle baba olmak çok farklıymış. İki harf ve dört heceden oluşan o kelimede bir tılsım var. Kızım baba dediği anda süper kahraman oluyorum birden. Söyleyince gülünç geliyor ama hissettiğim bu...