Muhabirimiz Gizem Yıldız, Ömer Güneysu ile röportaj yaptı.
Ömer Bey, Haçiko Derneği ile birlikte tanıdım sizi. Kendinizi hayvanlara yeni bir hayat verebilmek için adadınız. Derneğin kuruluş fikri ilk olarak nasıl ortaya çıktı?
Derneğimiz, Başkanımız Ömür Gedik tarafından 2010 yılında kurulmuştur. Zaten kendisi çok iyi bir hayvan severdir. Sokak hayvanlarına daha fazla faydalı olmak için bir dernek kurma kararı alıyor ve Haçiko Derneği kurulmuş oluyor. Bu vesileyle 13 yıldır sayısız sokak hayvanlarına el uzatmış olundu.
Haçiko Derneği’nde tam olarak konumunuz nedir?
Yönetim Kurulu Üyesiyim. Genel olarak yönetimsel işlerle ilgileniyorum. İstanbul’da bir yaşam ve eğitim çiftliğimiz var. Oranın da sorumlusuyum. Profesyonelce, arkadaşlarımla birlikte çiftlikteki hayvanların bakımları, eğitimleri, beslenmeleri, sağlık kontrolleri, çiftlikte yapılanacak organizasyonların takibi gibi işleri koordine ediyorum. Bunun dışında resmi kurumlarla ve kurumsal firmalarla yapılan iş birliklerini sağlıyorum.
Haçiko isminin açılımı nedir?
Hayvanları çaresizlik ve ilgisizlikten koruma derneği. Bir de efsaneleşmiş Haçiko adlı, filmi yapılan köpeğinde ismi olması hasebiyle anlam katıyor.
Mama yardımı, sahiplendirme gibi birçok faaliyette bulunuyorsunuz. Bunun dışında faaliyetleriniz var mı?
Tabi ki var. Hayvanlarla ilgii kanunların iyileştirilmesi ile ilgili çalışmalar, hayvan sevgisinin müfredata girmesi ile ilgili çalışmalar, öğrenci gruplarına hayvanlar ile ilgili bilgilendirme hayvan sevgisinin aşılanması hayvanlara nasıl yaklaşmalıyız gibi konularda eğitim ve programlar. Ayrıca yerel yönetimlerle görüşmeler yaparak kısırlaştırma çalışmalarının başlatılması. Gibi birçok çalışmalarımız var. Birçok şiddete uğramış hayvanın kurtarılması ve tedavileri.. Her şeyden önemlisi, bir çocuğa, bir insana hayvan sevgisini anlatabildiğinde o insanın hayatına dokunuyorsun. Biz bugüne kadar birçok yavrumuzu sahiplendirdik. Hala iletişim halindeyiz. Hayvan sevgisinin bir insanı nasıl değiştirdiğine yakından şahitlik etmek paha biçilemez.
Son yıllarda hayvana şiddetin arttığını görüyoruz. Şiddet mağduru hayvanlarla karşılaşıyor musunuz?
Çok fazla karşılaşıyoruz. Tecavüze uğramış köpekler, sahibi tarafından dövülen köpekler, orası burası kesilen kediler, büyü yapmak için ayaklarını kesen büyücüler, sadece mama verdiği için şiddete uğrayan hayvan severler mi dersiniz, saymakla bitmez. Bunlarla ilgili başımızdan geçen çok fazla hikaye var; geçen gün de bir yerde konu oldu. Bir gün bir ihbar geliyor bir köpeğin madde bağımlısı kişiler tarafından tecavüze uğradığı söyleniyor. Biz de ekiplerimizi gönderiyoruz. Kişiler bıçakla ekiplerimize saldırıyor, ekiplerimiz geri çekilmiyor ve bu çocuğu kurtarıyor. Sonra muayenesi yapılıyor, epikriz raporu’nda tecavüze uğradığı doğrulanıyor. Tedavisi yapılıyor ve ben Ataşehir’de bir hayvansever arkadaşımıza sahiplendiriyorum. Şuan dünyanın en mutlu ailesi ve köpeği diyebilirim. Hikayelerin böyle güzel bitmesi bizi sevindiriyor fakat o kadar çok var ki, biz de daha fazla cana nasıl ulaşabiliriz diye sürekli projeler üretiyoruz. Şunu da ilave etmek isterim ki, bunun hayvanseverlikle alakası yok. Bu bir vicdan meselesi, iyi insan olma meselesi. Hayvana şiddet uygulayan bir insan gücü yetse, karşısındaki insana da uygular bu kesinlikle böyledir.
Türkiye’de uygulanan hayvan hakları için ne düşünüyorsunuz?
Kesinlikle yetersiz buluyorum. Bir çok vakaya, şiddet olayına müdahale ediyoruz. Şikayetçi taraf oluyoruz, mahkemeleri takip ediyoruz ve sonuç zanlı serbest bırakılıyor. Biz de daha önce de belirttiğim gibi yasaların iyileştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapıyoruz müracaatlarda bulunuyoruz.
Şu ana birçok ünlü isimden destek haberleri görüyoruz. Siz de dernek içinde başka dernek veya kurumlarla iletişim halinde misiniz?
Kesinlikle, derneğin yürüme şekli bu zaten. Sağ olsunlar bir çok hayvansever ünlümüz var. Onlar da desteklerini esirgemiyorlar. Bir çok kurumsal firmayla sosyal sorumluk projeleri ve işbirlikleri yapıyoruz. bazı kurumlardan destekler alıyoruz, bireysel bağışlarımız var, ürünlerimizle yapmış olduğumuz özel geceler ve organizasyonlar da oluyor.
Hayvanları hep sever miydiniz?
Evet, hep severdim. Çocukluğumdan beri sokakta bulduğum kedi ve köpekleri eve getirdim. Annem bundan biraz muzdarip olurdu ama ses çıkarmazdı. Derneğe girmeden önce bagajımda i̇ki tane büyük kutu vardı. Biri köpek biri de kedi maması bu hep dolu olur ve gördüğüm her yerde Sokak hayvanlarına mama verirdim sonra düzenli olarak beslemeye başladığım sokak hayvanları oldu ve sonra yolum Haçiko ile kesiştikten sonra bu konuya daha profesyonel bir şekilde devam etmeye başladım.
Sizce hayvan sevgisini ortaya çıkartmak için yapılması gereken en temel şey nedir?
Bence en önemli faktör hayvan sahibi olmak. Belirtmek isterim hayvan severlerden rica ediyorum lütfen hayvan satın almayın. Bir sıcak yuvaya ihtiyacı olan sokaklarda bir çok sokak hayvan var ve bunlar gerçekten daha duygusal ve daha bağlı oluyor sahiplerine... Bence bir hayvan sahiplendiğimizde hayvan sevgimiz ortaya çıkmasından öte hayvan içimizdeki sevgiyi ortaya çıkaracak
Haçiko’nun şuana kadar yardım ve sahiplendirme yüzdesi nedir?
Bunun için bir rakam veremeyeceğim, 13 yıldan beri dernek 7:24 çalışıyor ama şunu söyleyebilirim; 35 ilde temsilciliklerimiz var. Bunun dışında da Türkiye’nin her yerine beslemeleri için mama gönderiyoruz. Deprem bölgesine 100 tona yakın mama gönderdik. Bu da demek oluyor ki milyonlarca öğün Sokak canlarının karnı doymuş ve doymaya devam ediyor. Yine tüm temsilciliklerimizden ve çevreden gelen tedavi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Çevremize ve sosyal medyamızda paylaşarak bir çok canımıza yuva bulduk. Yeni projemden bahsetmek isterim; ünlülerle bir sahiplendirme projesine başlıyorum, çünkü benim için kutsal olan, sokaktaki bir canı ömürlük ailesine kavuşturmaktır.
İlerleyen günlerde heyecanlandıracak projeleriniz olduğunu duydum. Biraz bahseder misiniz?
Az önce bahsettiğim sahiplendirme projesi, ikincisi daha büyük ve daha kapsamlı ikinci yaşam Çifliğimizin ilk adımlarını attık, ama bu konunun detayları biraz sürpriz olsun
Her derneğin amacını yansıtmak istediği bir mesajı var. Sizinki nedir?
Bu dünyanın sadece bizim için yaratılmadığını anlasak yeter sanırım.
Şu ana kadar sizi sarsan, bir tanışma hikâyesi var mı?
Çok var, ama benim için özel olan tarçının hikayesi... Bir gün Çatalca ormanlarında besleme yaparken, onunla karşılaştık. Sokağa atılmış küçük ırk, büyük ırk köpeklerden korkuyor ve sürekli kendini koruma refleksi gösteriyordu. Yanına yaklaştırmıyordu. Eski saha Sorumlumuz Ceyhun Güven, o da şimdi yeni Derneği’ni kurdu. Tarçın’la 10 dakika kadar konuştu ve resmen onu ikna etti. Çiftliğimize götürdük, gerekli muayenelerini aşılarını oldu, banyosunu, traşı yapıldı ve onu ben sahiplendim. Şimdi birbirimizin gözünün içine bakıyoruz sürekli hiç ayrılmıyoruz ve çok mutluyuz.
