Merhaba Handenur, seni Tv8’in günlük dizisi Canım Annem de izliyoruz. Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?
Ben daha küçük yaşlarda Belediye Tiyatroları’nda çalışmaya başladım. Bugüne kadar hep sanat alanlarında yer aldım ve Liseyi de, üniversiteyi de Güzel Sanatlar okuyarak tamamladım. Aktif sanat eğitimi ve kariyerime devam ederken belediye ve özel tiyatrolarda oynamaya devam ettim. İstanbul’a geldiğimde de eğer ki kamera karşısına geçeceksem asıl isteğim festival ve sinema filminde yer almaktı. Daha önce bir festival filminde ve bir dijital projede yer aldım.
Aktif olarak hep tiyatro yaptım dedin, tiyatro kökenli olmanın bugün sana sağladığı avantajlar neler?
Sahnede bir akış var ve o akışın içerisinde karakterin getirdiği enerjiyle oynamaya o kadar çok alışıyorsun ki, kamera önüne geçmeden bunun pratiğini yapmış oluyorsun. Kamera önünde oynamanın tek farkı, bazı teknikleri bilmek. Doğru enerjiyi çabucak bulmayı, onu gözlemlemeyi ve bedenine bunu yansıtabilmeyi becerebiliyorsan her karakteri zaten oynayabiliyorsun.
Sahne kültüründen sonra farklı bir alana geçince bocaladın mı?
Bocalamadım, ama karaktere alışma süreci yaşadım. Benim oynadığım karakter kendi benliğimden çok uzak olduğu için benim onu gerçekten oynamam gerekiyor.
Burcu Karakterine nasıl hazırlanıyorsun?
Ben karakterin hem enerjisini hem de o enerjiyi bedenime nasıl yansıtabilirim, onu düşünüyorum, çünkü benim karakterim benimle yaşıt, ama kanser hastası bir kadın. Bu karakteri oynarken, kendimden çok uzak bir şekilde oynadım. Oynarken, sanki vücudumun her yeri ağrıyor gibiydi. Böyle oynamaya çalışmak ayrı bir efor gerektiriyor. Burcu’yu oynamak çok zevkli çünkü cebimden kullanmıyorum, yeni bir şey deniyorum. Burcu karakteri bana çok daha farklı tecrübeler katıyor.
Bu karakterin hayatına kattıkları neler?
Ben her şeyi deneyimlemeyi seviyorum. Oyunculuğu da bu yüzden seviyor olabilirim. Benim çok dışımda bir karaktere hak vermeme sebep oluyor. O karakterle daha çok empati kuruyorum. Burcu karakteri benim çok dışımda olduğum için oyunculuk kariyerime daha fazla tecrübe katıyor.
Set nasıl gidiyor?
Çok güzel ilerliyor. Ben set hallerini seviyorum. Her şeyden önemlisi kendi sevdiğim işi yapıyor olmak, bana çok mutluluk veriyor. Sabah ne kadar yorgun uyansam da sete gidecek olmanın enerjisi bana çok canlılık katıyor.
Oyunculuk deyince sesin titriyor. Senin için bu tutkunun bir adı var mı?
Ben çok hayalperest bir çocuktum. Hayali arkadaşlarım vardı. Genelde hep kendi kendime oynardım. Ben oynamayı seviyorum. O çocuk ruhumu hiç kaybetmedim. Yaşım büyüdükçe bu oyunu sürdürmeye devam etmek istedim.
Oyunculuğun dışında kendini bildin bileli tiyatro yapmışsın. Büyük üstatlarımız gibi sen de Sahnede ölmek isterim diyor musun?
Ben kulislerde uyuyarak yetiştim. Orada olmayı seviyorum. Geceleri tahtakurularının beni ısırıyor olmasını özlediğim anlar oluyor. Tiyatroyu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum; çok küçüktüm, perde açılır açılmaz ben hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. Bence bu insanın içinde olan bir enerji, hala ben bir tiyatro oyunu izlerken duygulanırım.
İlk olarak günlük diziyle sektöre girmek yorucu olmalı, bu tempo seni nasıl etkiliyor?
Çok yoğun bir temponun içerisindeyiz. Sanki canlı yayına yetişircesine çekiyoruz. Bir gün içerisinde bir haftalık dizi çekiyormuş gibiyiz. Bu tempoya da alıştım. Ben olumlu açıdan bakıyorum. Eğer bu tempoya ayak uydurabildiysem, haftalık bir dizide uçar giderim.
Canım Annem hayatına yeni giren bir dizi oldu. Bu yenilik sana neler kattı?
Şuan sektörde kendi işini yapamayan çok oyuncu var. Ben her ne kadar sahnede olmak istesem de bir oyuncu olarak kamera önünde bulunmak istiyordum. Bu alanda şans tanınmadığında insan gerçekten depresif hissedebiliyor. Canım Annem psikolojik olarak çok olumlu bir etki yarattı. Hayatım boyunca yapabileceğim tek işi yapabiliyorum. İyi bir oyuncu olabilmek için birçok iş yaptım. Ben oynayamayacağım bir karakter olmadığına inanıyorum.
Bir karakter hayalin var mı?
Ülkemizde keşke aksiyon dalında güzel işler yapılabilse… Ben ata binmeyi, kılıç kullanmayı, silah kullanmayı çok istiyorum. Dönem işleri yapıyoruz, ama genel olarak erkek oyuncular eylemde aktif oluyor. Ben kendimi her anlamda geliştiriyorum ki, gelecek bir projeye hazırlıklı olayım.
Oyunculuk dışında neler yapıyorsun?
Birçok spor dalıyla ilgileniyorum. Ben dopamin bağımlısıyım. Vücudumun hareket halinde olmasını seviyorum. Bu ben de alışkanlık yaptı. Bu sayede daha zinde hissediyorum. Buna alışınca hareketsiz kalamıyorsun. Bunun yanı sıra felsefik bir deneme yazıyorum ve ilham buldukça yağlı boya tablo yapmaya devam ediyorum. Zamanım oldukça sırtıma çantamı alıp yeni yerler keşfediyorum
Mesleğinle mutlu olduğunu söyledin. Peki, senin için mutluluk nedir?
Bence mutluluk kovalanmaması gerek bir şey. Bir sürü duygu var ve hepsi insana özgü. Sürekli mutlu olamazsın, sürekli gülemezsin.
Ama sürekli mutlu gözükmen gereken bir iş yapıyorsun. Popüler kültüre hizmet ediyorsun…
Sürekli gülümsemek bana samimi gelmiyor. Bir insanla iletişim kurarken gözlerimin parıldamasına önem veririm, ama sürekli gülmek zorunda değilim. Gün içinde duygu durumum çok değişmez, ama genel olarak sorumluluklarımı yerine getirebiliyorsam enerjim hep çok yüksektir.
Bir sabah kalktın ve seni çok mutlu edecek bir şey olacak. Ne olmasını dilersin?
Ömür boyu sağlıklı bir yaşam sürmeyi dilerdim. Ben hayallerimi kendim de gerçekleştirebilirim, yeter ki sağlığım yerinde olsun.