YAĞMUR TANYILDIZ'ın röportajı için tıklayınız...

Bugüne kadar yurtiçinde ve yurtdışında birçok klasik Türk müziği, Türk halk müziği, müzikal ve senfonik konser verdi. Benim ondan dinlemeyi en sevdiğim ve favorim ise Caruso…

Tanımaktan ve sohbet etmekten mutluluk duyduğum FERHAT POLAT’ı sizler de tanıyın istedim. Keyifli okumalar…

3-168

Müzik hayatınız nasıl başladı? 2016 yılında yayımladığınız "Sarılınca Geçer" isimli albümle birlikte neler değişti hayatınızda? Nasıl ilerledi sonrasında kariyeriniz?

Aslında ben 6 yaşında okuma-yazma öğrenmeden önce sol anahtarı nota okumayı öğrenmiş bir müzisyenim. Hayatım müziğin içinde geçti. Attığım her adımı şarkıcılık odaklı attım. 6 yaşında kurduğum hayalle, şu anda kurduğum hayal birebir örtüşüyor. Hedeflerim hiç değişmedi. Sonrasında İTÜ Devlet Konservatuvarı Ses Eğitimi Bölümü’ne girdim. Çok kıymetli isimlerle çalıştım. Sonrasında İsrail’de Tel Aviv Üniversitesi Vocal bölümünü kazandım. Orada da dünyaca ünlü ses profesörü Tamar Rahum’un öğrencisi oldum. 2016’da ilk albümü İstanbul’da kaydettim. Hayatımda köklü değişikliklere sebep olduğunu söyleyemem. Ülkece de talihsiz bir döneme denk gelmiştik. Bunun albüm üzerinde de olumsuz etkileri oldu. Ben çalışmalarıma ara vermedim. Tekliler yayımlayarak yoluma devam ettim. 

Bugüne kadar yurtiçinde ve yurtdışında birçok klasik Türk müziği, Türk halk müziği, müzikal ve senfonik konser verdiniz. Bu hayatta en mutlu olduğunuz yer sahne diyebilir miyiz? Müzik, hayatınızın neresinde?

Klişe olmak istemiyorum fakat sorunun tek cevabı var. Hayatta en mutlu ve tatmin hissettiğim yer sahne. Bu yaşıma kadar çok seçkin orkestralarla ve müzik insanlarıyla konserlere çıktım. Geçtiğimiz Ocak ayında Dubai Opera sahnesinde bir konser verdim. Orada sahneye çıkan ilk Türk şarkıcı oldum. Bu konser neden sahnede olduğum sorusuna bir cevap niteliğindeydi içimde. Evet, söyleyebilirim ki müzik hayatımın tam da göbeğinde. 

Benim sizden dinlemeyi en çok sevdiğim, favorim Caruso… Sizin söylerken en keyif aldığınız şarkı nedir?

Keyif almak bir kenara, yüzde yüz hissetmediğim hiçbir şarkıyı repertuarıma almam. Şarkı sahnede sadece sesimden değil, inanın bana gözbebeklerimden akmalı. 

“Her şarkımın bir hikâyesi vardır. Bunun da var. Söylemeyeceğim” diyorsunuz “Adam Olamadım” şarkısı için. Ama yine de şansımı denemek isterim.

Hayatımda ailem dahil kimseyi mutlu edemediğimi düşündüğüm bir dönemde bir gece hayatımdaki kadınla bir tartışma yaşadım. Bebek sahilinde yürüyüş yapıp oradaki bir banka oturdum. O ara annem aradı, ses tonumu beğenmeyince ‘bir yüzün gülmedi evladım. Ne zaman mutlu göreceğim seni?’ diye serzenişte bulundu. Telefonu kapatıp bu sözleri yazdım. Üzgünüm anne istediğin adam olamadım…

Genel olarak nelerden ilham alırsınız?

Aslına bakarsanız üretken bir besteci olduğumu söyleyemem. Yaşamadığım ya da başımdan geçmemiş hiçbir şeyi yazamam. Benim birincil kimliğim yorumculuk. 

Henüz sizi canlı dinleme fırsatı yakalayamamış olanlar merak ediyordur; sahnenizde neler var? Bir sahnenizi ele alırsak, neler söylüyorsunuz?
 
Aslında sahnede her zaman yelpazemi çok geniş tutmak isterim. İnsanların kalplerine damga vuran parçalar olmalı ki bunlar İtalyan operasından, Azerbaycan türkülerinden, orta Anadolu’dan ya da Sezen’in eserlerinden birine kadar uzanabilir. Sahnede bir parçaya girildiğinde seyircilerin şaşkınlıkla birbirlerine bakması beni motive ediyor.

Sahne öncesi ritüelleriniz var mıdır? Sahnenin iyi geçmesi için…

Yakınlarımın en çok kızdığı şeydir bu. Sahneye iki dakika kalana kadar dahi alakasız şeylerle uğraşabilirim. Konsantrasyon için yaptığım özel hiçbir şey yok. Kaotik bir kulis ortamından sahneye girerim. Bence bu durum beni sahnedeki o karmaşık enerji bombardımanına hazırlıyor.

Adsız-37

Şarkılarınızı dinleyenler mesajları alıyor mudur sizce?
 
Evet, bence alıyorlar. Teknik olarak üst düzey bir performans, hikâyeyi anlatabilmek için yeterli değildir. Önemli olanın hissiyat olduğu gerçeğini asla ıskalamamakıyız. Düşünün lütfen; ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ı Tarkan’ın billur gibi sesinden mi dinlemek isterseniz, yoksa Âşık Veysel’in çatallı sesinden mi? Hangisi sizi gerçeğe sürükler. Ben de sahnede teknik performansın kalitesi kadar hikâyelerin gerçekliğiyle de ilgiliyim. Anlattığımın anlaşılması en birincil hedefim.

Oyunculuk yaptığınızı da biliyoruz. Son projenizden bahseder misiniz?

Evet, oyunculuk müzikten sonraki tutkum diyebilirim. En son Pervin Bağdat ve Burcu Halaçoğlu’yla, Matmazel Julie uyarlaması olan ‘Merhamet’ isimli bir tiyatro filmi çektik. Filmi Ilgın Sönmez yönetti. Bir Koma yapımıydı. 

Biraz da Koma Sahnesi’nden bahsedelim isterim… Koma Sahne, sanata sahne oluyor diyebilir miyiz?

Koma Sahnesi’ni 2019 yılında kıymetli tiyatro insanı Ilgın Sönmez’le birlikte kurduk. O tarihten beri, pandemi dışında, aralıksız sanata ve sanatçıya ev sahipliği yapıyor. Bir bağımsız tiyatro olarak ayakta kalmaya çalışan diğer sahneler gibi Koma da bir direniş içinde. Ülkenin seçkin tiyatro insanları ve müzisyenleriyle bu direniş umut vadetmiyor diyemem.

İsmi neden Koma Sahnesi?

Batı müziği yarım seslerden oluşur. Do, do dies, re gibi. Türk müziğinde ise bir tam ses dokuz eşit parçaya bölünür. Bu en küçük her bir parçaya 1 Koma denir. Esas olarak Koma buradan geliyor. 

Bundan sonraki planlarınız projeleriniz neler?

Yeni teklimi hazırlıyorum şu anda. Yakın zamanda yurtiçinde ve yurtdışında sizi çok şaşırtacak projelerim ve konserlerim olacak. Şimdilik fısıldamış olayım. 

1-299

Şu sıralar favori şarkı var mı dinlediğiniz?

Evet, son zamanlarda Gökhan Türkmen’den ‘Alışmak sevmekten daha zor geliyor’u dinliyorum sıklıkla. Zaten kendisinin genel müzikal tarzını çok beğenirim. Bu şarkıyı da çok iyi yorumladığını düşünüyorum. Ben de sahnede çok severek okuyorum bu parçayı.

Genelde kimleri dinlersiniz peki?

Imagine Dragon, Pink Floyd, Andrea Bocelli, jonas Kaufmann, Michael Buble, Duman, Murat Karahan, Fazıl Say, Garou, Gökhan Türkmen… gibi isimler sayabilirim. Fakat skaladan da anlayabileceğiniz üzere benim saplantılı bir tarzım yok. Operadan müzikallere, rocktan alternatif popa kadar uzanıyor listem.

Sizi tanıdığıma çok memnun oldum. Dilerim hep söyleyin, biz de hep dinleyelim… Son olarak neler söylemek istersiniz

Ben de sizi tanıdığıma çok sevindim. Sanat iyileştirir Yağmur Hanım. Ülkece birçok derdin devasını sanatta aradığımız vakit o zaman güneşi doğurduk demektir. Konserlerde görüşmek üzere...