Yazarlık sürecini ve kitaplarını konuştuğumuz Arıkan; “Dördüncü kitabım Harese: Soğuk Bedenler’in devam kitabı olacak” diyerek yeni kitabının müjdesini verdi...

Hoş geldiniz. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Kimdir Zilan Erbek Arıkan? Zilan ne güzel isim… Anlamı nedir?

1998 yılında Kulu’da dünyaya geldim. Yazarım. 2018 yılında beri Fransa’da yaşıyorum. Evliyim ve tam zamanlı bir anneyim. Zilan isminin tek bir anlamı yoktur. Bazı kaynaklarda yeniden doğuş ya da sert esen rüzgar anlamına gelmektedir. Bazı kaynaklardaysa dağda yalnız bir ağaç şeklinde geçmektedir. Bana sorarsanız ben bütün anlamları taşıyorum. Yaşadığım her zorlukta yalnız kaldıktan sonra yeniden doğmayı ve bir rüzgar misali tekrardan esmeyi bildim.

Yazar olmaya nasıl karar verdiniz? Yazarlık sürecinizi kronolojik bir sırayla özetleyecek olsanız nasıl anlatırdınız?

Küçüklüğümden beri kurgusal zekamın oldukça gelişmiş olduğunun ara ara farkına varıyordum. Bu zekanın yanına gözlemleme ve değerlendirmede eklendiğinde artık yazmaktan ve zihnimi rahatlatmaktan başka çarem yoktu. Yazdım ve nefes aldım. 2018 yılında ilk kitabım olan, 17 yaşında yazdığım Cehennemin Soğuk Haritası kitabım basıldı. 2021 yılında 19 yaşında yazdığım, ikinci kitabım, Harese: Soğuk Bedenler basıldı. 2021 yılında Güncel Sanat Dergisinin Mart-Nisan ayındaki 71 numaralı sayısında, 44. Sayfada “Doğanın Diyeti” öyküm yayınlandı. Aynı zamanda bu öyküm üçüncü kitabım olan Kanatlarımın Altındaki Rüzgar’da bulunuyor. Güncel Sanat Dergisinin 2020-2021 yılında yaptığı yarışmada “Azap” adlı öyküm yayınlanmaya değer görülen eserler arasında yerini aldı. Aynı zamanda bu öyküm üçüncü kitabım olan Kanatlarımın Altındaki Rüzgar’da bulunuyor. 2024 yılında, Yol Akademi Yayınevi’nin yaptığı edebiyat yarışmasında “ARIG” adlı öyküm kazananlar arasında yerini aldı. Ödül olarak 7 öykümü içerisinde barındıran “KANATLARIMIN ALTINDAKİ RÜZGAR (KAR)” adlı ÖYKÜ KİTABIM Yol Akademi Yayınevi aracılığıyla basıldı.

İlk kitabınız 17 yaşında yazdığınız “Cehennemin Soğuk Haritası” 2018’de çıkmış. Nasıl çıktı ortaya? Türü nedir? Neler anlattınız?

15-16 yaşlarındayken yazdığım bir aşk romanım vardı ve bu eseri lisemdeki edebiyat öğretmenime okuttum. Objektif ve eleştirel bir bakış açısıyla bana olumsuz bir geri dönüş sağladığında daha iyisini yazabilmek için Cehennemin Soğuk Haritası’nı kaleme aldım ve basıldı.  Kitabım gerilim-işkence türündedir. Mini özetini yapacak olursak; Isabell ve arkadaşları Meksika’daki Yucata Yarımada'sına Cenota adı verilen yeraltı mağaralarında dalış yapmak için giderler. Yarımadaya ulaştıklarında rehberleri eşliginde mağaraya doğru yola çıkarlar. Mağarada büyüleyici kısa bir dalış sonrasında etraflarının orada yaşadıklarını düşündükleri yerliler tarafından sarıldığını görürler ve macera başlar. Kendilerini havada asılı parmaklıklarla çevrili hücrelerde bulduklarında ise herşey için artık çok geçtir. Ölüm kalım savaşı çoktan başlamıştır.

Peki, ikinci kitabınız 19 yaşında yazdığınız “Harese: Soğuk Bedenler” nasıl ortaya çıktı?

İlk kitabıma gelen olumlu yorumlardan ve geri dönüşlerden sonra yazar olmanın benim için anlamını kavradım ve ikinci kitabım olan Harese: Soğuk Bedenler’i kaleme aldım. İkinci kitabım gizem- gerilim türündedir. Gizem dolu olaylar, Karadeniz Bölgesi’nde art arda kaybolan insanlardan sonra Başkomiser Bahoz’un araştırmaları sonucunda ormanda bulduğu kadınla başlıyor. Kadının anlattıkları sonucunda ortaya çıkan yaratıkların gizemini okuyoruz. Ardından da kitap vahşetin ve dehşetin tınısıyla çınlayarak devam ediyor. Okurları gizem dolu bir serüvene davet ediyor.

Yeni kitabınız “Kanatlarımın Altındaki Rüzgar (KAR)” çıktı şimdi de okurlarınızın karşısına… Nedir kitabın okura verdiği mesaj?

Üçüncü kitabım olan KAR’da okurlarımın karşısına bu seferde gizem ve gerilim dolu öykülerimle çıkıyorum. Kitabım toplumsal birçok mesaj sunmakta; toplumdaki çürümelerden, doğaya verdiğimiz zarara, kadına yapılan zulümden, çekilecek azaba kadar ne ararsanız öykülerimin içerisinde okurlarımı beklemekte… Verilecek mesajsa her okurumun duygu ve düşünceleri doğrultusunda değişse de temelde tek bir amaca hizmet eder; insan olmanın gerektirdiği gerçekliğe…

Dördüncü kitabın da hazırlığı var mı? Okurlarınızı neler bekliyor ilerleyen zamanlarda?

Elbette, dördüncü kitabım Harese: Soğuk Bedenler’in devam kitabı olacak. Tek satırsız bir gün dahi geçirmeden hızla ve büyük bir aşkla yazıyorum. Okurlarımın, en az Harese’nin ilk kitabı kadar, gizem ve gerilim dolu olacağını ve onları soluk soluğa bir serüvene davet edeceğimi bilmelerini isterim.

“Yazmak zor bir icraat ama hayat mücadelemde bana umut oldu” diye bir paylaşımınız var. Yazmak size iyi geliyor mu?

Benim için yazmak, zihnimdeki sis perdesi ve kalbimdeki acı silsilesini dindiren en önemli ilaçtır. Yaşamın stresli ve öfkeli sesinin bana ulaşmasını engelleyen, sığındığım camdan bir fanus. Bu fanus içerisinde hem yaşamı kovalayıp izleyebiliyor hem de yakıcı ve acı dolu ellerinden sıyrılıp yoluma devam edebiliyorum.

Okurlarınızla aranız nasıl? İletişime geçiyorlar mı? Sohbet ediyor musunuz? Yorumlarını alıyor musunuz?

Elbette, ilk etapta kendim için yazsam da sonrada fark ettim ki benimle beraber yazdıklarımda hayatın karmaşasından kaçarak soluklanan insanlar var. O günden sonra hem kendim için hem de onlar için yazmaya başladım. Çok güzel geri dönüşler alıyorum ve bu beni hem onurlandırıyor hem de gururlandırıyor.

Çok da tatlı bir oğlunuz var maşallah… İleride büyüdüğünde annesinin yazdığı kitapları görecek ve eminim gurur duyacaktır sizinle. Bu röportajı da belki okur. Neler söylemek istersiniz onunla ilgili?

Can özüm… Hayatıma küçük parmaklarıyla dokunduğu ilk andan beri yalnızlık duygumu bertaraf eden en önemli insan… Yazarlığa ilk etapta kendim için başladıktan sonra meslek olarak seçmemi sağlayan en önemli sebeplerden birisi de oğlum, Boran’ım. Çünkü onun ellerinde kitaplarımı görmek, parıltılar saçan gözlerinde kitaplarımın hayat bulması beni en çok onurlandıran şeylerden biri olacaktır. 

Sohbetiniz için çok teşekkür ederim. Son sözlerinizi almak isterim…

Ben de çok teşekkür ederim. Sorduğunuz sorular ışığında kendimi ve yazar kişiliğimi tekrar buldum ve daha da bir özümsedim, yazma şevkim arttı.

Kitapla kalmanız dileğiyle, hoşça kalın.