GİZEM YILDIZ'ın röportajı için tıklayınız...

Facetune 15 08 2024 15 11 38

Merhaba Oğuz, Arka Sokaklar yeni bitti. Tatil nasıl gidiyor?

Biraz dinleniyorum. Üç yıldır yoğun bir tempoda çalışıyordum. Şimdi kendime vakit ayırıyorum, ailemle zaman geçiriyorum. Kısa kısa tatillere çıkıyorum. Sakin, huzurlu, tatlı geçiyor yani.

Şu dönem hiç yapmadığım bir şeyler yapıyorum diyebilir misin?

Çok ekstrem şeyler yapmıyorum. İş sürecinde de yapmak istediğim her şeyi yapıyorum bir şekilde zaman yaratıp yapıyorum zaten. O yüzden boşluğu şöyle değerlendireyim dediğim bir şey olmadı. Düzenli spor yapıyorum, yemek yiyorum (gülerek). Bol bol film izliyorum, zaman bulup da izleyemediğim ne varsa sömürüyorum.

Daha önce hayalini kurduğun gerçekleştirmek istediğin bir hayalin var mı?

Ben büyük büyük hayaller kuran biri değilim, hep adım adım ve sıralı planlamalar yapıyorum. Bu açıdan baktığımızda farklı konularda bir çok hayalim var. Şükür ki her hayalimi de gerçekleştirebilme şansım oldu. Kariyer açısından değerlendirdiğimizde sırada bana bir şeyler katacak iyi bir projede yer almak var. Bakalım…

Yeni sezon için seni heyecanlandıran bir hikaye var mı?

Dijital ve televizyonda okuduğumuz birkaç proje var. Bazıları beni heyecanlandırıyor. İnşallah yeni sezon için güzel bir projeyle döneceğiz.

Bugüne kadar faklı projelerde, farklı karakterlerde seni izledik. En çok hangi oynadığın karakter unutulmaz?

Oynadığım bütün projeleri keyifle oynadım. Hepsini hayatımın bazı dönemlerinde yad ediyorum, ama Arka Sokaklar’da oynadığım ‘Emre’ karakterinin yeri benim için çok başka. Halktan bir karakterdi, benimle çok fazla ortak özelliği vardı. Hem üç yıl gibi bir süre o karakterin içindeydim hem de karakterin oluşumunu çok sevmiştim.

Neredeyse 20 yıldır devam eden Arka Sokaklar da yer aldın. Böyle köklü bir projenin içinde olmak sana neler kattı?

Arka Sokaklar bir oyuncu için güçlü bir okul. Bu kadar uzun süre televizyonda kalmayı başarmış bir işin içinde olmak bile başlı başına pek çok şey öğretiyor. Orada bir matematik var. Kendini geliştirebileceğin bir alanın var. O anlamda da bana çok şey kattı. Ben gözlemlemeyi izlemeyi öğrenmeyi çok seven ve bu konuda aç biriyim, bu bağlamda sürekli ustalarımı izledim, bazı sahnelerimi konuşur öneri alırdım sağ olsunlar beni hep desteklediler, onlardan çok fazla şey öğrendim. Böylesine özel bir işte bulunduğum için çok şanslıyım.

Hiç başka bir meslek hayalin oldu mu?

Benim bir numaralı hayalim oyunculuk. Bu konuda kendimi çok özgür ve ruhumu deşarj olmuş hissediyorum. Normalde mühendislik mezunuyum, ama henüz yapamadan oyunculuğa başladım. Benim için hobi gibi kaldı. Eğer oyuncu olmasaydım aşçı olurdum. Mutfakta zaman geçirmeyi seviyorum. Yine üretim yapabileceğim bir iş yapardım.

Ne zaman oyuncu olmanın hayalini kurmaya başladın?

Sektörün içine girince... Önceden oyuncu olmak hayalimde yoktu. Psikolojiye hep ilgim vardı ve oyunculuğu deneyimlediğimde bu zeminde benim için çok doğru bir meslek oldu, deneyimlediğim şey hayalim haline geldi.

Bu sektörle nasıl tanıştın?

Biraz hasbelkader oldu. Beni oyuncu olmaya ittiler. Üniversite zamanı mankenlik yapıyordum. Okul bittikten sonra askere gidecektim, sonra da yurtdışında mühendislik yapacaktım. ‘Çılgın Dershane Üniversitede’ dizisinden teklif gelince direkt başrolle sektöre girdim. İlk auditionumdu çok şey bilmiyorduk ve işi bana verdiler. Deneyince oyuncu olmayı çok sevdim. Dediğim gibi, hayat bana hayal kurdurmadan, hayalimi buldurdu. Tabi askerliği de tecil ettirmek zorunda kaldım ve ancak bir kaç yıl sonrasında fırsat bulup yapabildim.

Bu mesleği yaptığın için pişman hissettin mi hiç?

Hiç olmadı. Ben tekdüzeliği sevmem. Yaşadığım zorluklar işin biraz da güzel yanı oldu. Eğer öyle bir şey isteseydim beyaz yakalı olurdum. Mesleğin çalkantılı olması da oyunculuğu cazibeli kılıyor. Zaten verimli bir set günü geçirip sınırlarımı zorladığımda tüm yorgunluk veya negatif taraf yok oluyor benim için.

Oyunculuğu çok sevdiğini söyledin. Seni bu mesleğe bağlayan şey neydi?

Oyuncu olmanın psikolojisini çok seviyorum. İnsanlarla empati kurma özelliğim yüksektir, bir durum gördüğümde hep ‘ben olsam ne hissederdim’ diye düşünürüm. Oyunculuk yaparken bu alanı çok geniş bir şekilde sağlayabiliyorsun. Oynadığım her karakterlerde bambaşka şeyler deneyimleme fırsatı buluyorum. Sanırım bir en çok bu farklılık beni bağlıyor.

Psikolojiye karşı ilgin var anladığım kadarıyla…

Evet, bence oyunculukla da çok ilintili. Yüksek lisansımı reklamcılık ve marka yönetimi üzerine yaptım. Haluk Gürgen adında çok değerli bir hocam var. Kulakları çınlasın. O psikoloji anlamında bana çok şey kattı. Kişisel gelişim kitapları bana çok boş geliyor. Daha çok bilime dayanan kitapları tercih ediyorum. Psikolojik verileri işleyen kitapları çok seviyorum. Mesela oradaki başlıklar oyunculukta çok karşıma çıktı, bir karakteri çözümleme, neyi neden yaptığı konusunda güzel ışıklar tuttu.

Psikolojik olarak seni en çok yoran karakter hangisiydi?

İçinden çıkamadığım, beni zorlayan bir karakter olmadı. Ama geçen yıl D Medya’ya bir sinema filmi çekmiştik: “Bekle Beni Sevgilim”... Orada ‘Ali’yi canlandırdım ve sayfalar dolusu repliklerim vardı. İlk sinema filmimdi, başrolün ağırlığı vardı ve 3 günlük hazırlık, 10 günlük bir çekim süremiz vardı. Bu kadar kısıtlı zamanda ilk kez bir filmde böylesine ağır bir rolde olmak biraz zorlayıcı olmuştu. Ama çok güzel geçti ve çok şey kattı.

Oyuncu olmak mı daha zor bulunduğun yeri korumak mı?

Bulunduğum yeri korumayı ben düşünmüyorum. Onu menajerlerim düşünsün. Ben oyunculuk yapmaya odaklanıyorum.

Bu yıl bitmeden yapmak istediğin, defterin ilk sırasında bulunan bir hayalin var mı?

Enstrüman çalmak istiyorum. Bateri çalmaya başlamıştım, inşallah bu sene onu biraz daha geliştiririm.