Bu yazıda 10-12 Mayıs 2012 tarihlerinde gerçekleşen bir sempozyumu anlatacağım. Ordu Üniversitesi tarafından Edebiyat Tarihçisi, Şair ve Bilim Adamı Prof.Dr. Mehmed ÇAVUŞOĞLU anısına “Klasik Türk Edebiyatı Sempozyumu” düzenlendi. Ordu Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen Sempozyuma, Vali Orhan DÜZGÜN, Belediye Başkanı Seyit TORUN, ODÜ Rektörü Prof.Dr. Tarık YARILGAÇ, Bilkent Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Dr. Mehmed KALPAKLI, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ahmet Atilla ŞENTÜRK, Dr. Ali ÇAVUŞOĞLU, öğretim üyeleri, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.
Çoğu divan olmak üzere klasik edebiyatımızla ilgili eserler yayınlayan, makaleleri ile birlikte araştırma yayınlarının sayısı elliye yaklaşan ve Divan Edebiyatı alanında Türkiye’de Prof. Dr. Ali Nihat TARLAN’dan sonraki isim olarak gösterilen, 15 Ocak 1936 tarihinde Perşembe İlçesinin Saray Köyünde doğan Edebiyat Tarihçisi, Şair ve Bilim Adamı Prof.Dr. Mehmed ÇAVUŞOĞLU, Ordu’nu yetiştirdiği en önemli bilim adamları arasında yer alıyor. Ordu Üniversitesi’nin, Prof.Dr. Mehmed ÇAVUŞOĞLU anısına düzenlediği “Klasik Türk Edebiyatı Sempozyumu” Vali Orhan DÜZGÜN’ün; “İlimizin yetiştirdiği değerli bilim adamına karşı vefa borcumuzu yerine getirmeye yönelik sempozyumda sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu anlamlı ve özel günde, değerli bilim adamımızı anma vesilesi ile bizi bir araya getiren Ordu Üniversitesi Rektörlüğü’ne, sempozyumu koordine eden yetkililere, bilgi ve birikimlerini buraya kadar gelerek bizimle paylaşan değerli bilim adamlarına yürekten teşekkür ediyorum.” sözleriyle başladı.
Gayet iyi hazırlanan konuşmasında Vali Orhan DÜZGÜN, ”Bir milletin dili ve edebiyatı, tarih gibi o milletin hafızasıdır. Türk Edebiyatı 6. yüzyıldan başlayarak dünyanın en köklü kültür ve medeniyetleriyle tanışarak ve barışarak çığ gibi büyümüş ve günümüze kadar yasaya gelmiş ve insanlık tarihi var olduğu sürece de yaşayacak dünyanın en güçlü en zengin edebiyatlarından birisidir. Bir milletin başta sevgisini, şefkatini, merhametini, nezaketini, adaletini kısacası bütün ruh dünyasını yansıtan edebiyatın en güzel eserlerini Türk edebiyatında bulmak mümkündür. Edebiyat bir milletin İnanç, düşünce ve ideolojik dünyasının tabii ki bir yansımasıdır. Bu açıdan baktığımız zaman Türk edebiyatı, İslam öncesiyle, İslami dönemiyle. Divan ve Tanzimat edebiyatıyla ve günümüze kadar gelen Batı edebiyatıyla bir bütündür. Bu dönemlerin hiçbirini yok sayamayız. Diliyle, düşüncesiyle, duygusuyla hepsi de bizimdir. Bu dönemlerden her hangi birini çıkarttığınız zaman, yok saydığınız zaman milletimizin hafızasının bir kısmını çıkartmış olursunuz ki bu milletimize yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisi olacaktır.” diye konuştu. “Bilge Kağan’dan Dede Korkut’a, Ahmet Yesevi’den Âşık Veysel’e, Fuzuli’den Nedim’e, Yunus Emre’den Hacı Bektaşi Veli’ye, Mevlana’dan Pir Sultan Abdal’a, Necip Fazıl “dan Nazım Hikmet’e, Cemil Meriç’ten Kemal Tahir’e. Akif’ten Tanpınar’a ve Orhan Pamuk’a kadar hangi söz ustası varsa hepsi ayrı birer değerimizdir. Hepsi de bizim gönül sazımızın mızraplarıdır. Hangi inanç ve düşüncede olursa olsun edebiyat, toplumlardaki kin ve nefret düşüncelerini azaltarak insanlar arasında sevgi, saygı ve hoşgörüyü artırmalı, kardeşlik duygusunu geliştirerek toplumsal barışa hizmet etmelidir.’” dedi.
Sempozyuma katılan, Bilkent Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Dr. Mehmed KALPAKLI, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ahmet Atilla ŞENTÜRK ise konuşmalarında Prof.Dr. Mehmed ÇAVUŞOĞLU’nu çeşitli yönleriyle anlatarak, Divan Edebiyatına verdiği katkıyı dile getirdiler.
Prof.Dr. Mehmed ÇAVUŞOĞLU’nun ailesi adına söz alan kardeşi Dr. Ali ÇAVUŞOĞLU da,11 Temmuz 1987 tarihinde bir trafik kazasında kaybettiği abisi Prof.Dr. Mehmed ÇAVUŞOĞLU’nun anısına düzenlenen sempozyumdan duyduğu memnuniyeti belirterek teşekkürlerini sundu.
Bu sempozyuma Kosova’dan Priştine Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof.Dr. İrfan Morina katıldı. Morina, merhum Prof.Dr. Mehmed Hocayı ilk defa 1980’li yıllarda tanıdığı ve daha sonraki yıllarda kendisiyle Saraybosna ve Kosova ziyaretlerinde bulunduğunu ifade etti. Özellikle Saraybosna’da Başçarşiya merkezi ve Begova Camii ziyareti esnasında Mehmed Çavuşoğlu hocanın çok heyecanlandığını anlatan Morina: “O ziyareti hiçbir zaman unutamıyorum” diye sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından Araştırmacı-Yazar Avni ÖZGÜREL tarafından Prof.Dr. Mehmed ÇAVUŞOĞLU’nun hayatının anlatıldığı ve TRT 2’de yayınlanan belgesel sunuldu. Sempozyum, plaket töreniyle sona erdi.
Ordu valisi Orhan DÜZGÜN ve Ordu Üniversitesine vefatının 25. yılında Prof. Dr. Mehmed Çavuşoğlu’nu, doğduğu topraklarda bir kez daha hatırlattıkları için teşekkür ediyor üst düzey bir etkinliğe daha imza attıkları için tebrik ediyorum.