Amerika’dan gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ayağının tozuyla Ataköy Sheraton Otel’de düzenlenen ‘Küreselleşme Çağında Büyüme, Gelir Dağılımı ve Ekonomik Politika Çalıştayı’ na katıldı.
Kılıçdaroğlu yapılacak toplantı öncesi kısa bir açıklamada bulunarak, “Dünya ekonomisinin, Türkiye ekonomisinin sorunlarını masaya yatıracağız, çözümlerini tartışacağız. 41 kişilik bir ekibiz. Ekibi Sayın Derviş yönetecek. Umuyorum güzel sonuçlar elde ederiz. Elde ettiğimiz sonuçları da ayrıca sizlerle paylaşacağız” dedi.
Derviş, çok sayıda kişinin izlediği konferansta;  devlet eski bakanı, Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Sabancı Üniversitesi Danışma Kurulu üyesi olduğunu söyleyerek şunları söyledi;  ‘Son yıllarda her şeye rağmen, tüm zorluklara rağmen Türkiye’de millet olarak, toplum olarak gurur duyacağımız bir gelişme var. Türkiye, dünyada gelişen başarılı ülkeler arasında.  Bunu da bir Türk vatandaşı olarak söylemekten gurur duyuyorum.’
Şimdi bir derin soluk alıp, tekrar Derviş’in sözlerini okuyun. Ne diyor? Gururlandığını ifade ederek, ‘Türkiye, dünyada gelişen başarılı ülkeler arasında.’ Recep Tayyip Erdoğan’da aynı şeyi, gözlerimizin içine bakarak söylemiyor mu? Ve bu adamdan, CHP medet umuyor. Daha önce denendiğini ve hiçbir derde derman olamadığını bile bile.
Her şey yolundaysa hatta beklenenden de ötede ise bizler neden çırpınıyoruz ki… Birisi neden bu adama ülkemizin gerçek halini ve geldiği noktayı anlatmıyor ki? 
Gene büyük olasılıkla İstanbul Belediye Başkan adayı olacak olan Sarıgül; tüm AKP’li belediye başkanlarına çok iyi çalıştıkları için teşekkür etmiyor mu? Her ne kadar sonra lafı değiştirmeye çalışsa da, Erdoğan için; ’O bir dünya lideridir.’ demedi mi?
ABD’de bir gazeteci,  Kılıçtaroğlu’na soruyor. ‘Eğer iktidara gelirseniz Öcalan’la görüşmeyi sürdürecek misiniz?’ K.K cevap veriyor. ‘Bizim görüşümüz,  parlamentoda bu sorunu çözmek için bir Uzlaşma Komisyonu oluştururuz. Ona paralel bir Akil Adamlar Heyeti oluşur, Akil Adamlar herkesle görüşür. Öneriler sorunlar hepsi parlamentoya yansır.
İsterseniz bir derin soluk daha alın. 
Farkındaysanız?  Asla görüşmeyiz o bebek katiliyle demiyor. Gene akil adamlar…  ‘Akil Adamlar herkesle görüşür.’ diyor. Tabii ki bu herkes içinde Öcalan’da var.
Sizce değişen bir şey var mı? Ben göremiyorum. Yol aynı yol. İstikamet de aynı tabi ki… Birçok CHP’li arkadaşlar beni ve benim gibi düşünenleri eleştiriyor. ‘Bu ne acele? Hele bir bekleyin bakalım…’
Sizce görünen köy kılavuz ister mi?
Bence haklılar, oyları bölmeyelim. OBAMA’da birleşip, CEMAAT’de büyüyelim.
‘Milli Güç Birliği’ diyoruz. ‘Birleşe birleşe kazanacağız.’ diyoruz.  Peki;  bu talep ve söylemlerimize,  CHP ve MHP lider ve yönetimi ne kadar kulak veriyor? Tabanın sesini ne kadar dinliyor?
Bir telaş,  şehir ve beldelerden belediye başkan aday adayları açıklanıyor. Değişen hiçbir şey yok. Her parti gene kendi adayını açıklıyor. Sanki ülkede her şey yolundaymış gibi.
Bu iki muhalefet partisi de, birleşme çağrısını yapan İşçi Partisini azınlık ve güçsüz bulmakta. Doğrudur, resmi üye sayıları onlara göre daha az. Bunun nedeni İşçi Partisinin iyi çalışmaması mı acaba? Acaba liderinin iki metrekarelik hücrede olması mı? Yani özgür olamaması mı? Onlar gibi hafta da bir gün, basın önünde grup toplantıları yapamaması mı?
Hiç biri nedeni değil. Aksine Perinçek ve partisi, meclisteki muhalefet partilerinden daha da fazla sesini çıkartmakta. Hem de kürsü başında değil, meydanlarda…
Var olan seçim sistemiyle,  barajı aşamıyor olması kadar bizlerde sorumluyuz. Çünkü bu güne kadar her seçimde oy bölünmesin diye, içimizden gelmese de CHP ve MHP oy verdik.
Ama şimdi, birleşme çağrısına cevap vermeyen, AKP’ye karşı tek aday çıkarmayı başaramayan, hala  ‘Amerika’ diyen, hala cemaat oylarını da alabiliriz diye düşünen, hala AKP’nin varlığını sürdürebilmesi için destek veren ve hala anayasa komisyonundan medet uman hiçbir partiye oy verilmemesi lazım.
Çünkü bu vatan bizim. Biz Atatürk ve Cumhuriyet’ de birleşmeliyiz. 
Yıllardır bize söylettikleri, ‘Vatan bölünmez, şehitler ölmez.’ savsatasına artık inanmıyoruz.
Çünkü vatanımız bölünüyor ve ölen şehitlerimizin kemikleri sızlıyor.
Haydi,  Milli Güç Birliğine.