Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’nun 2014’ü İSAMAİL GASPIRALI YILI ilan etmesi dolayısıyla yılbaşından bu yana Türkiye’nin çeşitli illerinde Gaspıralı İsmail Bey’i, düşüncelerini, ideallerini ve bu konuda yaptıklarını konu alan konferanslar, etkinlikler düzenlendi.
Bu bağlamda, Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği ile Bartın Gazeteler Cemiyeti’nin öncülüğünde Bartın’da da geniş katılımlı, uluslararası “İsmail Bey Gaspıralı Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştay’da, Türk Dünyası’nın çeşitli köşelerinden gelen konuşmacılar, İsmail Gaspıralı’nın “Dilde birlik, fikirde birlik, işde birlik” şeklinde vecizeleştirdiği idealleri konusundaki görüş ve düşüncelerini ve bu düşüncelerin günümüze yansımalarını anlattılar.   
         
AZERBAYCAN MİLLETVEKİLİ GANİRE PAŞAYEVA:
“ERMENİSTAN İŞGALİNE KARŞI DAHA DUYARLI OLMALIYIZ”


Uluslararası “İsmail Bey Gaspıralı Çalıştayı” dolayısıyla Bartın’a gelen Azerbaycan Milletvekili, Türk Dünyası’nın yılmaz sesi Ganire Paşayeva, etkinliğin gerçekleştirildiği Bartın Üniversitesi’nde yaptığı konuşmasında Karabağ konusuna geniş yer verdi ve “Nerede doğmuş olursa olsun, nerede yaşıyor olursa olsun, her Türk insanı, Hocalı Soykırımının, Karabağ gerçeklerininin, Ermenistan’ın işgal ettiği topraklarda uyguladığı Vandalizmin dünyaya anlatılması konusunda, bu soykırımı uygulayanların layık oldukları cezayı almaları konusunda daha aktif olmalı, daha çok çalışmalıdır” dedi.     
Azerbaycan Milletvekili Paşayeva konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ermenistan yirmi yıldan fazla, Birleşmiş Milletler’in bütün kınamalarına ve Azerbaycan topraklarından çıkmasına ilişkin aldığı kararlarına rağmen işgalini sürdürmesi, 1 milyondan fazla Azerbaycanlı’nın kendi öz yurtlarından ayrı yaşamalarına neden olmaktadır. Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarında uyguladığı Vandalizm nedeniyle insanların evlerine dönememeleri, zorunlu göç yaşamaları, bu insanların yaşadıkları ağrı ve acılar, Ermenilerin tahrip ettikleri camiler, tarihi eserler, abideler, kabristanlar, insanlarımıza yapılan insanlıkdışı uygulamalar, Dilkem Ahmedova ve Şahbaz Kuliyeva’’ya reva görülen vahşet her Türk gencini rahatsız etmelidir.”  
 “Nerede doğmuş olursa olsun, nerede yaşıyor olursa olsun, her Türk insanı Karabağ gerçeklerinin dünyaya anlatılması konusunda çalışmalarını artırmalıdır” diyen Paşayeva, bu konuda özellikle gençlere büyük görev düştüğünü belirtti.

“AZERBAYCAN’IN SEVİNCİ SEVİNCİMİZ, KEDERİ KEDERİMİZDİR”


Türk Dünyası’nın büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Azerbaycan’ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir’ sözlerini ve Haydar Aliyev’in ‘Azerbaycan ve Türkiye bir millet, iki devlettir” vecizesini hatırlatan Paşayeva, “Nerede doğmuş ve yaşanıyor olmasına bağlı olmayarak, milletimizin büyüyen gençliğine tarihimizi çokiyi öğretmeliyiz ki, tarihimize sahip çıkabilsinler” dedi.
 Paşayeva konuşmasını şöyle sürdürdü:
 “Nenelerimizin ‘Görmesek de duymasak da o köy bizim köyümüzdür’ sözlerini kendimize rehber edinerek Dağlık Karabağ’ı, o güzel toprakları, Hankendi’ni, Laçin’i, Şuşa’yı birlik ve beraberlik içinde Ermenistan işgalinden kurtarmalıyız.
20. Yüzyıl öncesinde Ermeniler hem Anadolu hem de Azerbaycan topraklarında, 20. Yüzyılın sonunda uygar dünyanın gözleri önünde işgal ettiği Azerbaycan topraklarında uyguladığı soykırıma varan katliamları dünyanın bazı ülkeleri görmek istemiyor ve sözde Ermeni soykırımına bağlı bazı kararlar alıyorlar, yasalar çıkarıyorlar.
Bu yalanların boşa çıkarılması için yapılacak tek şey var, birlikte çalışmalarımızı daha da güçlendirmek ve tarihi gerçekleri dünya kamuoyuna daha ayrıntılı olarak anlatmaktır. Aslı olmayan Ermeni soykırımı iddialarına karşı işbirliği ve Karabağ sorununun çözümü, nerede doğup yaşadığına bakılmayarak, bütün Türklerin esas meselesi olmalıdır. Biz bu iddiaları boşa çıkarmak için tarihi gerçekleri bütün dünyaya daha ayrıntılı olarak, belgelerle anlatmalıyız.
Bir gün Türk Tarih Kurumu’na gittiğimde, orada Büyük Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Tarihi yamak yaratmak kadar önemlidir’ sözlerini görmüştüm. İnanıyorum ki, Büyük Atatürk sağ olsaydı, ‘Tarihi öğretmek, onu yazmak ve öğretmek kadar önemlidir’ derdi. Biz tarihimizi öğrenerek onları dünyaya duyurmalıyız. Hocalı soykırımı yalnız 22 yıl önce yaşanmış bir olay değildir, onun kökleri 100-150 yıl öncesinde Ermenilerin ve destekçilerinin kurguladıkları büyük plana uzanır.”

“TARİHİMİZİ ÖĞRENELİM VE ÇOK DİKKATLİ OLALIM”


Gençleri tarihimizi öğrenmeye ve çok dikkatli olmaya çağıran Paşayeva, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarihte oynanan oyunlar yeniden tekrarlanmaktadır. Tarihimizi bilirsek, bu oyunların tekrarlanmasını önleyebilir ve onları üretenlerin adalet karşısında hesap vermelerini sağlayabiliriz. Bu konuda Türk gençlerinin üzerine büyük görev düşmektedir. Bütün Türk gençleri tarihimize sahip çıkmalı, sözde Ermeni iddialarına karşı işbirliği yapmalı ve Azerbaycan gerçeklerinin daha geniş bir şekilde duyurulması için sosyal medyada çalışmalarını artırmalı, sanal alemde daha aktif olmalıdırlar.”
Gençleri çağdaş teknolojiden daha fazla yararlanmaya çağıran Paşayeva, “Gençler sosyal medyada çok daha aktif olmalı, dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan dostlarına, arkadaşlarına tarihi gerçekleri anlatma konusunda daha çok çalışmalı, sosyal medyanın sağladığı imkanlardan yüksek seviyede yararlanmalıdır” dedi.

“YABANCI ÜLKELERDEN HER AY BİR DOST EDİNİN
VE TARİHİMİZİN GERÇEKLERİNİ ANLATIN”    


Günümüzde sosyal medyanın önemine, kamuoyu oluşturmadaki işlevine ve etkisine dikkat çeken Paşayeva, gençlere şöyle seslendi:
“Dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan dostlarınıza tarihi gerçekleri anlatma çalışmalarınızı daha da artırmalı, sosyal medyanın, çağdaş iletişim teknolojisinin sağladığı imkanlardan yüksek seviyede yararlanmalısınız. Her ay yabancı ülkelerden birinden bir dost edinerek, ona tarihi gerçekleri anlatırsanız, bir yılda enaz oniki kişinin Türk tarihinin gerçeklerini öğrenmelerini sağlamış olursunuz.
Bu konuda hepimiz daha duyarlı olmak zorundayız. Türk dünyasının büyük gazisi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz, kederi kederimizdir’ ve Azerbaycan’ın ulu önderi Haydar Aliyev’in ‘Bir millet, iki devlet’ fikirlerinden yola çıkarak hareket etmek durumundayız. Azerbaycan ve Türkiye’nin birlik ve beraberlik içinde çalışmaları geleceğimiz için, Türk Dünyası’nın geleceği için çok önemlidir.
Çünkü bizim babalarımız, Çanakkale Savaşı’nda da, Azerbaycan’ın kurulmasında da bir kardeş dayanışması sergilemişler, ninelerimizin mahnılarında söyledikleri gibi, ‘Gitmesek de, görmesek de o köy bizim köyümüzdür’ diyerek işbirliği yapmışlardır.
Biz, bir olarak, biz birlik ve beraberlik içinde olarak, Türk toprakları olan Dağlık Karabağ’ı, Hankendi’ni, Laçin’i, Şuşa’yı ve diğer öz topraklarımızı işgalden kurtarabiliriz. Ve ben inanıyorum ki, biz bunu başaracağız ve o güzel topraklarımızı işgalden kurtaracağız.”
Sözde Ermeni soykırımı konusunda gençleri işbirliği yapmaya, çağdaş iletişim olanaklarından daha çok yararlanmaya çağıran Azerbaycan Milletvekili Paşayeva, konuşmasını şöyle tamamladı:
 “Karabağ gerçeklerinin aydınlatılması ve anlatılması, Hocalı soykırımının duyurulması, Ermenistan’ın işgalci siyasetinin anlatılması konularındaki ortak çalışmalarımızı daha çok artırmalıyız.
“Gaspıralı İsmail Bey Çalıştayı” gibi Türk Dünyası’nı biraraya getiren etkinliklerin önemini vurgulayan Paşayeva, “İnşallah gelecek toplantımızı işgalden kurtaracağımız Karabağ’da yapacağız. İnşallah işgalden kurtaracağımız Hankendi’de, Şuşa’da, Hocalı’da ve diğer Cennet bölgelerimizde yapacağız.”

BARTIN HAKKINDA KİTAP YAZIYOR

Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva konuşmasının ardından, düzenlenen kitap standına geçti ve burada Türk Dünyası’nın çeşitli köşelerinden gelen katılımcı ve dinleyicilere kitaplarını imzaladı.
İsmail Gaspıralı Çalıştayı’nda konuşma yapmak ve “İnsan Hakları Ödülü”nü almak üzere Bartın’a gelen Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva Vali Seyfettin Azizoğlu’nu, Belediye Başkanı Cemal Akın’ı, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan’ı ziyaret ederek kitaplarını ve Azerbaycan’dan getirdiği hediyeleri takdim etti. Bu ziyaretlerde Paşayeva’ya da Bartın’a özel elişi hediyeler sunuldu. Bartın’da her gittiği yerde bir sevgi halesiyle kuşatılan Paşayeva Bartın hakkında bir kitap hazırlamakta olduğunun müjdesini verdi.