Dünya ülkelerinde olduğu gibi corona yayılımı ile ülkemizde de eğitim ve öğretime ara verilmişti..
İlk haftadaki corona etkisiyle kısa süre sonra uzaktan eğitime başlanıldı.


Uzaktan eğitimin nasıl olacağı başarının olumlu olup olmayacağı konuları gündeme gelse de günler ilerledikçe niteliği, başarılı ilerleyişi, eksiklikleri ve geliştirilmesi gerekenler gündeme yansımadan uzaktan eğitimle karşılaşan öğrenci, öğretmen ve ebeveynler tarafından  uyumla devam edildi.
Sınavlar, sınava hazırlıklar derken yine uzun bir yaz tatili dönemini corona adı altında geçiren çocuklar eğitimlerini, öğretilerini bu koşullarla tamamlayıp, liseye geçiş, üniversiteye geçiş sınavlarıyla;ya hak kazandılar ya da kazanamadılar.
Öğrenci psikolojisinde süre gelen sınav kaygı, stres, endişeleri üzerine birde corona salgını, ölüm fobisi yaşanıldı.!
Çocuk ve genç beyinler bu bilinçle evden eğitimlerine devam etmeye çalıştılar.
‘’Okula başlama vakti’’ ile şimdi yine uzaktan eğitime başlanıldı.
Bir yandan covid19 akımı yeni dalga ile çıkarken acaba yüz yüze eğitim olacak mı sorusuyla yüz yüzeyiz.
Belli aralıktan sonra uzaktan eğitim sürecine uyumu gösterme, gösterememe, kazanım ve değerlemeleri yanında ‘’dehşet corona’’ dalgaları bu durumu belirleyecek.
Uzaktan eğitimin her ne kadar ülkemizde uyum gösterme başarısı kayıt edilse de yan etkileri inkar edilmez şekilde mevcuttur.
Her şeyden önce Avrupa ülkelerinde olduğu gibi anne ve babalar bu konuda bilinçlenme eğitimine alınmadı.!
Oysa;aile tutumu ve bilinçlenmesi için aileye yönelik dijital eğitimler verilmeliydi.
Öğrencilere motivasyon ve merak ettikleri konularda;’’alo bilgilendirme ve motivasyon hatları’’oluşturulmadı.!
Çoğu öğrenci teknolojik materyallere sahip iken nice ucra bölgelerdeki çocuklar bu teknoloji imkanlarına sahip değildi.
Bunun için;bu öğrenciler tespit edilip onlara uzaktan eğitimi sağlayacak teknik materyaller temin edilmedi!
#evde kal! çağrısındaki ebeveynlerin temin edemedikleri teknik araçların imkanı sağlanmalıydı.
Corona salgını döneminde kimisi dijital destek ile başarı gösterirken bazı sosyo-ekonomiden yoksun aile çocukları sadece yazılı kaynaklarla azimle eğitimlerini pekiştirmeye çalıştılar.
Kimi başardı,  kimileri ise pandemi azizliğine uğradı.
31 ağustos 2020’de, başlayan uzaktan eğitim dönemi salgına göre devam edebilir ya da yüz yüze eğitime geçilebilinir.
Bu olasılık düşünülerek aniden hazırlıksız yakalandığımız birinci pandemi dönemindeki eksiklikler ikinci dönemde hızla giderilmeli.
Bunun için;acilen ailelere gerekli eğitim programları hazırlanmalı.
Çocuğunun neler yaşadığının farkında olmayan sayısız anne ve babanın tutum ve davranışlarını kapsayan kendileriyle yüzleşme, aynı hataları bir daha yapmama, evdeki öğrenciye psiko destek bilgileriyle bilinçlenmeleri sağlanmalı.
Dijital ortam ile;öğrenci psikolojisi için pedagog ve psikologların terapi, destek hatları oluşturulmalı…
Çocuk, genç öğrencilerin her an aile büyüklerini, yakınlarını kaybetme corona korkusuyla’’kaybetme fobileri’’sağlıklı olabilme koşullarına uyum ile giderilmeli.
İçsel korkuyla hiçbir öğrenci uzaktan veya yakından olan eğitimde, ’’ruh sağlığı’’yerinde bir öğrenci olamaz.!
Belki;sayısız öğrenci başarıyla bir üst okula yerleşmiş olabilir.!
Ancak bu başarıyı kazanırken asıl travmatik sıkıntıların sıkıştığı yerden çıkarılıp,  terapi ve destek ile sorularının yanıtlanması, daha titiz sağlık koşullarının korkuyla değil sağlıklı olma arzusuyla verilmesi gerekmektedir.
Ne acı ki;
Uzaktan ya da yüz yüze eğitim olmalı, olmamalı tartışması devam ederken, her gün corona tablosu incelenirken kimseler bu minicik kalplerin, bilinçlerin ruh sağlığının ne durumda olduğu ile ilgilenmiyor.
Yarınların başarılı toplum bireylerinin, ’bilinç altlarına’’kaçan kaygılarını ele alma zamanı gelmedi mi, ne dersiniz…?