Bu hafta, özellikle özel yetenekli çocukların aileleri için önemli bir konuya değinmek istedim...
Ülkemizde ve dünyada sanatsal ve bilimsel açıdan öne çıkan özel yeteneklere sahip çocukların keşfedilmesi konusunu alanının en iyisi olduğuna inandığım Dr.Ümit DOĞAN ile ele aldık.
Kendisiyle çocuklar ve yetişkinlerle ilgili projelerde çalışma şansı yakalamak, benim içinde bir motivasyon kaynağı olmuştu.
Ayrıca Dr.ÜmitDOĞAN'ın ülkemizde ve dünyada özel yeteneklerin nasıl keşfedildiği konusunda değerli tespitleri var.
Eğitimin birçok alanında çözümler sunan, kapsayıcı ve binlerce çocuk için bilimsel çalışmalar yapan sevgili DOĞAN'a, özel yetenekli çocuklar hakkında merak ettiklerimi sordum.
Dr.Ümit DOĞAN, Yüksek Lisans eğitimini Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalında yapmış olup Doktora eğitimini ise İnönü Üniversitesinde Eğitim Enstitüsü Eğitim Yönetimi Bilim Dalında yapmıştı.
2004 yılında öğretmenlik mesleğine başlayan Dr. Ümit DOĞAN 2008-2018 yılları arasında Şanlıurfa Bilim ve Sanat Merkezinde öğretmen, Müdür Yardımcılığı ve Kurum Müdürlüğü Yapmıştır.
2019 yılından beri Millî Eğitim Bakanlığında Şube Müdürü olarak görevine devam eden Dr. Ümit DOĞAN özel yetenekliler ile ilgili bir çok TÜBİTAK ve ERASMUS projelerinde yer almış ayrıca eğitim bilimleri alanında ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış onlarca araştırma makalesi ve basılmış kitapları bulunmaktadır.
Özel yetenekli eğitimi deyince ne anlamalıyız?
Özel yetenekli bireylerin ihtiyacı olan eğitimi alması diyebiliriz. Öğrencinin kendi hızında ilerlemesinin sağlanabileceği düzenlemelerin yapıldığı, proje tabanlı öğrenme ile üst düzey düşünme becerine yer verilen ve öğrencilerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda şekillenen bir eğitim programıdır. Eğitim sistemimizde çocukların yaşlarına yani sınıf düzeylerine göre hazırlanmış eğitim programlarını kullanıyoruz. Sadece yaşa göre yapılan sınıf yerleştirmeleri, bazı çocukların ihtiyaçlarını karşılamayabiliyor. Bu durumun zorluklarıyla en çok özel yetenekli öğrenciler karşılaşıyor. Zira okullarımızda onların ihtiyaçlarını karşılayacak düzenlemeler yok denecek kadar az.
Özel yetenekli çocukların eğitimi için bir model var mı? Bu eğitim modelini diğer modellerden ayıran fark nedir?
Özel yetenekli öğrencilerin eğitimi için dünyada ve ülkemizde uygulanan birçok eğitim modeli var. En öne çıkanları ise Üçlü Zenginleştirme Modeli, Purdue Üç Evre Modeli, Otonom öğrenme Modeli. Bunların en doğrusu şu model demek yanlış olacaktır. Okulun ve bölgenin imkanları modelin seçiminde önemlidir. Özel yeteneklilere uygulanan eğitim modelleri, diğer modellerden farklı olarak öğrencilerin kendi hızlarına göre ilerleme ve ilgi alanlarına göre zenginleştirilmiş eğitim içerikleri olanakları sağlıyor. Özel yetenekli çocukların sınıfta yaşadığı bir sorun olan çok zorlanmadan konuları kavramaları ya da verilen içeriğin kolay gelerek sınıftan kopmaları olabiliyor. Bu modellerle bunun önüne geçiliyor.
Ülkemizde bu eğitim ne düzeyde uygulanmaktadır?
Ülkemizde özel yeteneklilerin eğitiminde Bilim ve Sanat Merkezleri, destek eğitim odaları ve bazı üniversitelerin hızlandırma programları gibi çeşitli uygulamalar var. Fakat özel yetenekliler eğitimi yapıyoruz diyebilecek kurum sayısı az. Dünya nüfusunun %2’lik diliminin özel yetenekli olduğu kabul edilmektedir. Bu bir ülkenin geleceği için önemli bir potansiyeldir.
Özel yetenekli öğrencilerin eğitiminde en iyi sonuç hangi yöntemlerle alınıyor?
Özel yetenekli öğrencilerin eğitiminde en iyi sonuç için tek yöntem yerine öğrencilerin farklılıklarına göre bir planlama yapılmalıdır. Yöntemlerden en sık kullanılanı az önce de belirttiğim öğrencilerin özelliklerine göre öğretimin farklılaştırılması. Buna göre öğretim, çocukların akademik başarı, ilgi, merak ve tutumlarına göre çeşitlilik göstermelidir. Öğretmen bu tür çocukların duygusal sorunlarına ve zihinsel becerilerine çok iyi bir temel ile eğilmelidir.
Öğretmen, sınıf ortamını her bireye uyacak bir yer haline getirmek için bu tür farklılıkları birçok yönden değerlendirip kullanabilmelidir. Bunun yanında, ailenin güçlü olarak “üstün çocuk, özel çocuk, üstün zekalı” olarak nitelendirilen çocuklarını bir kez daha tanıma süzgecinden geçirmeleri gerekmektedir; çünkü duygusal yoğunluklarının çözümlenmesi bu tür çocukların akademik eğitimlerinde de büyük bir paydaya sahiptir. Öğrencilerin araştırıp sundukları, görsel, işitsel, uygulamalı olarak katılımda bulundukları, yaratıcılıklarını kullanmada serbest bırakılıp, üretmeleri için imkân sağlanan içerikler olduğu sürece eğitim verimli ve başarılı ilerleyecektir.
Özel yetenekli eğitiminin olmazsa olmazları nelerdir?
Çocukların bilişsel, duygusal, psikomotor ve sosyal alanlarda gelişmesini hedefliyoruz. Tüm çocukların anlaşılıp, sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi eğitimin bu yönde farklılaştırılması, her açıdan eğitim sistemimizi destekler niteliktedir. Özel yetenekli öğrencilerimizin bilişsel becerileri akranlarına göre daha erken gelişirken, ince ve kaba motor becerileri yaşıtları ile aynı özellikler göstermektedir.
Buna asenkronize gelişim adını veriyoruz.Çocukların bazı becerilerinin erken gelişimi bazı becerilerinin ise normal seyrinde ilerlemesi, bu çocukların kafasının karışmasına ve kendilerini sorgulamalarına,kendilerine yabancılaşmalarına ya da yalnızlaşmalarına sebep olabilmektedir. Ailelerin, öğretmen ve yöneticilerin bu noktada özel yetenekli öğrencilere destek olması gerekmektedir.
Özel yetenekli öğrencilerin duygusal olarak farklı duyarlılıkları da bulunmaktadır. Sıradışı ahlak gelişimi bunlardan biri olarak ele alınabilir. Dünyadaki açlık susuzluk, savaşlar, hastalıklar ya da haksızlıklar özel yetenekli çocuklar için çok yıpratıcı olabilmektedir. Bu duyarlılıklara saygı duyulmalı ve çocuklara bu konularda yapmak istediği varsa yanında olduğunuzu hissetmeleri gerekmektedir, çaresizliğe düşmüş ise bir uzman desteği alınmalıdır.
Özel yeteneklilerin toplum içinde yaşadığı sorunlar var mıdır? Bunlar nasıl giderilebilir?
Gelişmiş bilişsel yeteneklere sahip olan öğrenciler geniş bir duygu yelpazesine sahiptirler. Zihinsel kapasite arttıkça çocuğun uyumsuzluk ve mutsuzluk riski de artmaktadır. Kırılganlık yaşama riskleri yüksektir, mükemmeliyetçilik, yetişkin beklentileri, yoğun duyarlılık, yalnızlaşma ve rol çatışmaları bu bireylerde görülen sorunlardan bir kaçıdır.
Yoğun iç çatışmalar yaşayan, öz eleştiri yapan, kaygılı ve idealleri karşısında aşağılık duygusuna bile kapılabilen bu bireylerin toplumda yaşadıkları en büyük sorun yalnız olduklarını düşünmeleri ve diğer insanlar tarafından anlaşılamamalarıdır. Özel yetenekli çocukların, çocuk olduğu unutulmamalıdır. Bu gibi durumlarda bir uzmandan destek almak doğru olacaktır.
Dünya genelinde özel yeteneklilerin eğitimini başarıyla gerçekleştiren ülke hangisidir?
Dünyada özel yetenekli öğrencilerin eğitimine en geç başlayan ülkelerden birisi olmasına rağmen en iyi eğitimi veren ülke İsrail’dir. Bu çocuklar devlet tarafından koruma altına alınmıştır. Örneğin İsrail’de özel yetenekli çocuklar askerlikten muaftır.
Bu güzel söyleşi için Dr.Ümit Doğana’a çok teşekkür ediyorum.
Sağlıkla sanatla kalın…