Hiç şüphesiz ki bugün Ortadoğu’da yaşanan savaşların ana nedeni petroldür. Petrol dünyadaki para ve gücü temsil etmektedir. Petrolün hangi para birimi ile işlem görürse o para birimini güçlendirir. 

   İşte bugün dünyayı yönetmek ve sömürmek gücü elinde bulundurmak isteyen egemen güçler, için petrolü kontrol etmek gücün devamı anlamını taşımaktadır. 

   Petrolünü dolar para birimiyle satmak istemeyen Saddam’ın başına gelenler. Kaddafi tüm Afrika ülkelerini kapsayacak bir para birimi üzerinde çalışıyordu ve petrolünü bu para birimi ile satmak gibi bir gayesi vardı sonuç yine değişmedi sonu ölüm olmuştur. 

   İşin aslı gücün devamı için doların tahtını koruması gerekiyor. Gayri ahlakide olsa mutlaka her şey mubahtı emperyalizm için.

   Günümüzde Ortadoğu’da asla kan gözyaşı mezhepsel ve bölgesel savaşlar petrolün önem kazanmasından bu yana tüm hızıyla devam etmektedir.

   Petrolün önemini yitirmesine ve alternatif bir yakıtın onun yerini alıncaya kadar bölgede kargaşa ve savaşların sona ermesi düşünülemez.  Bölgedeki ülkeleri bu kadar koyla karıştırmanın hiç şüphesiz Arap toplumunun demokrasi insan hakları ve yozlaşmış bir dini anlayışları önemli katkı sağlamaktadır ortamının oluşmasına.

   Irakta 63 millet var ise bugün hepsinin pastadan bir parmakta olsa pay kapma istekleri yatmaktadır.  Coğrafyada bulunan birçok terör örgütünün hepsi dış bağlantılı ve yemlidir. DEAŞ, PYD ve PKK gibi örgütler aynı damardan beslenmektedir. Hepsi istisnasız taşerondur. 

   Bu örgütleri organize eden besleyen kim ise yine onlara karşı mücadele ettiğini söyleyenler aynı güçlerdir. Bu bir savaş taktiğidir. 

Filleri terbiye etmek ve onlara hükmetmek belli taktikler sonucu ortaya çıkar.

Terbiye edilmek istenen filleri siyah elbiseli adamlar kuyularda ve değişik mekânlarda işkencelere tabi tutarlar daha sonra beyaz elbiseli adamlar gelir ve onları kurtarır. Aslında beyaz ve siyah elbiseliler aynı kişilerdir veya aynı zihniyete hizmet ederler. 

 Beyaz elbiseli adamlar filleri kurtarır onlara yiyecek verirler yaralarını sararlar. Artık filler için beyaz elbiseliler iyi adamlardır. Onları benimserler onlara bir ömür boyu minnet duyarlar onlar için çalışırlar. 

   Ortadoğu’da yapılan budur. Önce terör yarat korku sal yak yık şehirleri as kes sonra sizi kurtarmaya gelen yabancılar olarak alkışlanırsınız ve kabul görürüsünüz. Artık onlar sizin kurtarıcınız tabi ki kazın ayağı öyle değildir. Gönüllü köle olduğunuzun farkına bile varamayacak kadar düşünme yetinizi kaybetmişsinizdir. Farkına varmış olsanız dahi iş işten çoktan geçmiştir.

  Demokrasi, hukuk ve özgürlüklerin kısıtlı toplumları yönlendirmek çok daha kolaydır. Çünkü bilgi tek elden verilince insanların aydınlanması güçtür.  

   Marabalık kültürünü yenememiş güce tapan bireyler sürüden farklı bir anlam taşımaz. Kalabalıkların çokluğu değil demokrasi inancıyla yetişmiş bireyler küçük topluluklar dahi olsa daha etkindir. 

Kapitalizm dünyada sevmediği iki tip insan karakteri vardır.

1: Köylü kesimi: çünkü kırsal kesim onlar için ne müşteridir nede potansiyeldir. Kendi üretip kendi yiyen insanlar onlar için acilen ıslah edilmesi gereken mahlûklardır.

   Asidirler sömürülmeleri güçtür ne modaya uyarlar nede kariyer uğruna entrika bilirler. Bankalarından kredi çekmezler lüks restoranların kapısından içeri girmezler. Marka nedir bilmezler giysi giysidir derler. Size modern kölelik yapmazlar. 

2: Demokrat ve milliyetçiler: Demokrasi inancıyla yetişmiş ulusal düşünen vatan ve bayrak sevgisi ile yoğrulmuş halklar onlar için bir numaralı düşmandır. Sorgulamak terstir kapitaliz için. Milli kelimesinin adını bile işitmek istemezler. Dünyayı tek bir merkezden yönetmektir hayalleri.  

   Durum ahval üzerine Ortadoğu halkları sömürenler için bulunmaz kaftandır. Ne verirsen yerler aynı dine inanmış olmanız bile sizi düşmansız bırakmaz Ortadoğu.

    Hep bir düşmanınız vardır. Aynı dine ve kitaba inanmalarına rağmen karşı mezhebin düşmanısınızdır. Hoşgörü dini İslam’ın mesajını daha anlayamayan din dedikleri uydurdukları dinle yaşar Ortadoğu halkı.