Çınar ağacı yüzyılların ululuğunu yansıtır.

Asırlarca ayakta kalır gölgesinden faydalanılır, gölgesine sığınılır.

O koruyan kollayan tecrübe, aynı zamanda sır deposudur.  Kişilerin sırrı da milletlerin sırrı da onda bulunur, tarihe şahitlik etmiştir ama hiçbir zaman çenesi düşüklük, boşboğazlık yapmamış hiçbir zaman ihanet etmemiştir.

Bu sebepten her zaman saygıya değerdir, büyüktür.

Başka ağaçlarda önemlidir ama gölgesinden bu denli faydalanılmaz. Sadece odun olarak kullanılanları da bir hayli fazladır.

Çınar ağacı gibi uzun süre ayakta kalamazlar.

İnsanlarda böyledir.

Bazı insanlar vardır ki çınar ağacı gibidir. Haysiyeti, şerefi, onuru, büyüklüğü dal budak sarmıştır.

Gölgesinden faydalanılır, koruyucu ve kollayıcıdır.

Ülkesine milletine, dinine, devletine gölgelik olurlar, onlara gelecek tehlikeye karşı göğüslerini siper ederler.

Tıpkı Mete Han gibiş

Tıpkı Selçuklu Sultanı Alparslan gibi.

Tuğrul ve Çağrı beyler,

Osmanlı’nın Osman Bey’i,

Yıldırım Beyazıt,

Fatih,

Yavuz,

Kanuni gibi.

Yenilikçi Sultan II. Mahmut gibi.

Başkasını bilmem ama benim açımdan büyük değere sahip, Ankara savaşından sonra birliği sağlayan Çelebi Mehmet gibi.

Kurtuluş Savaşımızın kahramanı, Cumhuriyetin banisi Büyük Atatürk çok önemli çınarlarımızdandır.  

Asli unsuru Türk olan ama özelliklerinden bihaber insanların çoğunlukta olduğu bir yerde, zor şartlar altında Türk Milliyetçisi yetiştiren,

Türk Milliyetçiliği fikrini tabana yayılmasına önder olan Türkeş’te, Bağımsızlık savaşında kendini düşünmeden ileri atılıp sellercesine coşan, aile hayatını bir kenara bırakıp Kıbrıs’da soydaşları için mücadele veren büyük dava adamı Rauf Denktaş’ta bu kategorinin son halkalarındandır.

İnşallah bu halka son bulmaz Türk Milletinin ulu çınarları varlığını devam ettirir.

Maddi ve manevi olarak bu büyük Çınarlara ihtiyacımız var.

Manevi Çınarlarımız yok mudur? Elbette vardır. Sarı Saltuk gibi, Hacı Bektaşi Veli, Hacı Bayram Veli, Şeyh Edebalı, Yunus Emre, Tapduk Emre, Ahmet Yesevi vb. Bugünümüzü onların himmetlerine borçluyuz.

        

Bu çınarların yere düşmemeleri gerekir. Çınarlara yere düşmek, birilerine ihtiyaç duymak yakışmaz.

Onun için her zaman ki dileğim “Çınarlar ayakta ölmeli”

Türk Milliyetçiliği fikrini bir avuç elitin tekelinden Türk insanına ulaştıran, sokaktaki insanı bile Türklüğü, Türk Milliyetçiliğini konuşur yapan  Başbuğ ALPARSLAN TÜRKEŞ çınarımız, çok şükür yere düşmeden   27 sene önce Hak’ka yürüdü.

Tüm canlılar ölümü tadacaktır amenna.

Liderlerin de, Çınarlarında hayatı sonlanacaktır ama gönülden istediğim onların ölmeden önce düşmemeleridir. Onların yere düşmesi çanımızı çok yakar.

Başbuğ Türkeş’in öldüğüne çok üzülmüştüm ama arkadaşlarımla da paylaştığım gibi öldü ama yere düşmedi, kimseye ihtiyaç duyma noktasına gelmeden gitti, ona yakışan bir ölümdü vakur, mağrur ve sevimli demiştim.

Başbuğum; Ruhun şad olsun/ Mekânın cennet olsun.