SUMRU AYDIN

Ancak cerrahi tedavi kadar hastanın da sürece katkısı çok önemli. Obezite ameliyatlarında hastalar bazen istediği kadar yeseler bile kilo almayacaklarını düşünüyorlar. Bu algı tamamen yanlış. Obezite ameliyatlarından sonra hareketli ve dengeli beslenmenin hakim olduğu bir yaşam tarzı benimsemek gerekiyor. Yani eski günlerinize tamamen bir perde çekmeli, yeni bir hayata adım atmak için çok çalışmasınız. Sağlık Notlarında bu hafta Avrasya Hastanesi Obezite Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Coşkun Görmüş Sağlıklı yaşamın önündeki en büyük engellerden biri olan Obezitenin tedavisinde cerrahi yöntemleri anlatıyor. Bu tarz ameliyatlarda deneyimi fazla olan güvenli ellerde olmak çok önemli. Ayrıca evde kaldığınız bu günlerde lütfen hareket etmeye özen gösterin. Basit egzersizler hayat kurtarıcı olabilir. Yani bu sürecin sonunda bir de obezite tehlikesiyle karşı karşıya kalmayalım. Herkese iyi bayramlar diliyorum. Baklavaları yedikten sonra lütfen hareket edelim. Evde kalmaya devam... 

Obezite Nedir?

Obezite, en basit tanımıyla vücutta olması gerekenden fazla yağ depolanmasıdır. Türkiye’de hızla artan obezite kadınlarda erkeklerden daha çok görülüyor. Aşırı kilo, şeker hastalığı başta olmak üzere, tansiyon yüksekliği, damar sertliği, kanser ve kalp hastalıkları gibi birçok yandaş hastalığı da beraberinde getiriyor. Belli bir oranı aşan obezite ise, yaşamsal riskler taşıdığı için morbid obezite olarak adlandırılıyor. Fazla kilo ile obezitenin ilk derecelerini tedavi etmekte önerilen diyet, egzersiz, davranış terapisi ve ilaçlar ise morbid obezite tedavisinde işe yaramıyor.

Obezite Birçok Organa Zarar Veriyor...

Vücudun işleyişinde ciddi bozukluklara neden olan obezite, kişiyi başka diğer hastalıkları da içeren bir kısır döngü içerisine alıyor. Obez kişiler, hastalığı kabullenmedikleri ve gerekli önlemleri almadıkları zaman ciddi sağlık kayıplarıyla karşılaşabiliyorlar. Obezite metabolizmayla ilgili olarak görülse de aslında diğer pek çok organı etkiler ve başka hastalıkların nedeni haline gelir. 

Obezite vücudumuzdaki neredeyse bütün organlara zarar verebilir. Tip 2 diyabet, kalp yetmezliği, hipertansiyon, beyin kanaması, uyku bozuklukları gibi birçok hastalığa neden olmaktadır. Bu nedenle obeziteye yol açan etkenleri hayatımızdan uzaklaştırmalı ve uzman bir hekimden profesyonel yardım alınmalıdır. 

Obezite kaderiniz değil!

Diyet, egzersiz, terapi gibi tüm yöntemler denenmiş ancak başarılı bir sonuç elde edilememişse, obezite cerrahisi değerlendirilmelidir. Günümüzde obezite ameliyatları başarıyla uygulanıyor. Obezite ve beraberinde gelen hastalıkları tedavi etmek üzere sindirim sistemi üzerinde gerçekleştirdiğimiz her türlü müdahaleye bariatrik ve metabolik cerrahi adını veriyoruz. Şişmanlığın ileri aşaması olan morbit obezite durumunda ve özellikle kontrolsüz diyabet vakalarında uzun vadede etkili olduğu gösterilen tek yöntem obezite cerrahisidir. Günümüzde, uzmanlaşmış cerrahlar ve merkezler tarafından son derece düşük risklerle (binde 2) yapılabilen bu ameliyatlar, karın açılmadan yani laparoskopik yöntemle gerçekleştirilebiliyor. 

Her Hastaya Uygun Cerrahi Yöntem Seçilmeli! 

Obezite cerrahisi dendiğinde tek bir ameliyat türü anlaşılmamalıdır. İhtiyaca göre farklı ameliyat türleri uygulayabiliyoruz. Ancak temelde obezite cerrahisinin etki mekanizması iki türlüdür. Mide hacmini küçülterek ve / veya mide bağırsak arasında yeni kısa yollar oluşturup, gıdaların emilimini azaltarak.

Ameliyatların tümü laparoskopik, yani kapalı teknikle yapılabilmektedir, bu yöntem sayesinde ameliyattan sonra hastalar çok az ağrı hisseder ve hızlı iyileşirler,

Kilo kaybı ve yandaş hastalıklardaki düzelmeler ameliyattan kısa süre sonra başlar,

Ortalama 8-12 ay sonra hasta önemli oranda kilo kaybeder,

Diyabetik hastalarda ise, ameliyatın türüne göre, ilk haftalardan itibaren belirgin düzelme olur.

Ülkemizde son yıllarda, obezite tedavisinde önemli bir yere sahip cerrahi uygulamalarda dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Obezite cerrahisinde güven önemlidir. Bu ameliyatların deneyimli hastaneler ve cerrahlar tarafından gerçekleştirilmesi kötü örneklerin yaşanmasını engelleyecektir. Dolayısıyla bu cerrahi türünün, düşük risk içerdiği anlaşıldıktan sonra obezitenin tedavisinde daha hızlı yol alınacak ve diyabete bağlı birçok organ kaybı önlenebilecektir.