Mutluluk ertelenir mi? Bu sorunun cevabı tabii ki de “Hayır” olmalı. Sonucunu bilmediğiniz veya hayatınızı fazla etkilemeyecek sonuçlar doğuran günlük olaylara takılmayın.İşinizin zorluğunu hayat engeli olarak görüp, “Ben olmazsam işler sarpa sarar moduna girerek kendinizi yaşamın güzelliklerinden soyutlamayın. Çünkü Rabbim her şeyi kararlamıştır. Sizin olur olmaz şeyler için kendinizi yıpratmanız beden ve ruhunuzdayaralar açmaktan başka bir işe yaramaz.

Biliyorum hayat gerçekten zor ve yaşama tutunmak büyük bir çaba gerektiriyor. Fakat unutmayın ki her gün her saniye geri gelmemek üzere elimizden uçup gidiyor. Zorluklarla başa çıkabilmek adına yapılabilecek bir sürü şey var. Önemli olan size en iyi geleni bulmak ve yaşamak. Mesela, yemyeşil çimlerin üzerine uzanıp yanınızdaki papatyaya gülümseyebilir,böylece mutluluğunuzu tabiatla paylaşabilirsiniz. Kıyafetinizin kırışıklığını, saçınızın dağınıklığını ya da üzerinize dökülen kahvenin bıraktığı lekeyi görmezden gelebilir, yolunuza devam edebilirsiniz.Yağmur mu yağıyor, varsın ıslansın üstünüz başınız; nasıl olsa bir şekilde kurutabilirsiniz.Eşinizin, çocuklarınızın hayatlarına, sorumluluklarına ortak olup var gücünüzle onlara sarılabilir, mutluluğu kalbinizde hissedebilirsiniz. Aile büyüklerinizin öğütlerine kulak verebilir, anlattıklarından kendinize ders çıkarabilirsiniz. Ne de olsa her öğüt kulağa küpedir. Sizinle paylaşmak istedikleri anılarını can kulağıyla dinleyebilir, kalplerini kırmak yerine gönüllerini alabilirsiniz. Çünkü yarın sizde anılarınızı kendi çocuk ve torunlarınıza anlatacaksınız, unutmayın. Hiçbir şeyin garantisi olmadığı gibi hayatın da garantisi ve tekrarı yok. Bu yüzden anı yaşamaktan çekinmeyin.Kendinize zaman ayırın, gerektiği yerde de şımartın. Nefesimizin sayılı olduğu hayat acısıyla tatlısıyla yaşanması gereken uzun bir serüvendir. Duygularınızı bastırmayın. Yeri geldiğinde ağlayın yeri geldiğinde gülün; bırakın duygularınız hayatın içinde kendisine yer edinsin. Ruhunuzu yoracak olumsuz duygulara kapılacağınıza her sabah nefes alarak uyandığınıza, fiziksel ve ruhsal sağlığınıza şükredin. Önemsiz şeylere takılı kalıp şikâyette bulunmayın. Kendi aklınızı kullanın hayat rotanızı kendi duygularınızla çizin ama neticede üzülmemek adına doğru şekilde, hataya mahal vermeden. İnsanların hayatınızı yönetmelerine izin vermeyin. İnsanların sizin için ne düşünüp ne düşünmediğini önemsemeyin. Hayatı kalp ve beyin bütünlüğü içinde yaşayın.

Hiçbirimiz hayata yeni baştan gelmeyeceğiz. Bu yüzden mutluluğunuza açılan kapıları kendi ellerinizle kapatarak yaşayacaklarınızı ertelemeyin.

“Eğer ertelediğin şey mutluluğun ise, kaybedeceğin şey, koca bir hayat olur.” Dostoyevski