Ariflerden İnciler 6: “Bir Ermeni Arifin Süleyman Nazif’e Haykırdığı Acı Hakikat”
Akademisyen, Mustafa Gündüz’ün hazırladığı, Abdullah Cevdet’in yazılarından derlediği “Abdullah Cevdet, İçtihad’ın İçtihad’ı” isimli kitabı daha önceki yıllarda zevk alarak okumuştum. Abdullah Cevdet, doktorluğuyla sadece para kazanmayı düşünen önemli orandaki diğer meslektaşlarından daha ziyade yazar ve düşünce adamı olarak Türk düşünce dünyasına katkı sağlamış parlak bir beyindir.
 
Osmanlı Devleti’nin son döneminde özellikle İçtihad dergisi etrafında düşüncelerini serdetmeye çalışmıştır. Cemiyetimizin sıkıntılarının çözümüne yönelik çaba sarf etmiş bir aydınımızdır. Dış düşmanlardan daha ziyade iç düşmanımızı gündeme getirmiştir. Millet ve toplum olarak zaaflarımızı, kötü alışkanlıklarımızı eleştirmekten geri durmamıştır. Kitapta Süleyman Nazif’ten dinlediği bir anekdotu paylaşır. Ermeni sorunun başımızı her geçen gün ağrıttığı, Ermeni Tehcirinden yaklaşık 2 yıl kadar önce bir Ermeni vatandaşımızın Nazif’e söylediği acı hakikati önemsiyorum. Sözü Abdullah Cevdet’e bırakıyorum:
 
“Hiçbir zaman ve hiçbir yerde tevekkül azme, tembellik faaliyete, zulmet nura, cehâlet ilme, uzun müddet hâkim ve galip olamaz bu delilsiz ve sıradan bir tabiat kâidesi ve tarihi kânundur. Biz bu tabiat kaidesini memleketimiz için bir istisna yapamayız.
 
Ermeni ilmi heyetinden bir zât Türkçe şiirler şâiri ve sabık Erzurum Valisi dostum Mehmet Emin (Yurdakul) Bey’e:
‘Bizim köylüler Şekspir’i (Sheakpeare) okuyorlar, siz bizlere hâkim olamazsınız.’ demiş. Mehmet Emin Bey, daha evvelki gün Makriköy’üne (Bakırköy) giderken şimendiferde daha diğer iki arkadaşımın yanında bunu hikâye ediyordu.
Şüphesiz ne Ermenilere ne de diğer Osmanlı unsuruna hâkim olmak veya hâkim kalmak davasında bulunmasak gerektir. Fakat ben bu Ermeni ilim adamının bu cümlesinde şu manayı okuyorum:
‘Ermeni köylüleri Şekspir’i okuyacak kadar yükselmişlerdir. Sizin köylülerle beraber mahkûm olamayız.’
….Erzurum’da Ermeni nüfus, Müslüman nüfusunun onda biri kadardır. Yine Erzurum’da Ermeni talebelerin adedi, 2500 olduğu halde Müslüman talebelerin adedi-…ah pek sıkılıyorum- ancak ve ancak 500’dür. Bu rakamları küçümsemeyin ve hafife almayın. En büyük devletlere aynalık eden bu rakamlardır.”
(Abdullah Cevdet, İçtihad, (Vur! Fakat Dinle!) 11 Nisan 1329, No:61, s. 1332-1336’dan aktaran, “Abdullah Cevdet, İçtihad’ın İçtihad’ı: Abdullah Cevdet’ten Seçme Yazılar, Hazırlayan: Mustafa Gündüz, sayfa 160-1-2,  2008, Ankara, Lotus Yayınevi)