Ellili-altmışlı ve yetmişli yıllarda İstanbul'un muhtelif bölgelerinde fikir locaları vardı. Buralarda, tarih ve edebiyat goncaları açılır, etrafa ilim ve irfan nurları saçılırdı. Uzun yıllar Bayezıt Camii'nin hemen yanıbaşında bulunan ve devrin şairleri, yazarları için tam bir cazibe merkezi haline gelen Küllük, daha sonraki yıllarda, "Marmara Kıraathanesi"ne dönüştü. Buraya devam edenlere "Marmaratör" denilmeye başlandı. Gerçekten de Marmara Kıraathanesi bir çeşit serbest akademiydi. Bundan dolayıdır ki, ön tarafında oyun oynanmıyor, gürültü patırtı edilmiyor, tadına doyum olmayan sohbetler yapılıyor, tartışmalar oluyordu. Marmara Kıraathanesi 'Bir Devrin Hikayesi' belgeseli, gündem yaratacak röportajlar ve çarpıcı anılarla dolu. Bu belgesel ile birlikte ilk defa gün yüzüne çıkacak bilinmeyen olaylar ise, gerçekten de ülkede gündem yaratacak nitelikte. Yedirenk İletişim tarafından Prodüksiyonu yapılan belgeselin Yönetmenliğini Alparslan BOZKURT, senaryosunu Muhammet ÖZMEN yazdı. Belgeselin yapımını ise İsrafil Kuralay, Kemal Çifti ve Bilal Arıoğlu üstlendiler. Marmara Kıraathanesi Belgeseli'nin Tanıtım toplantısına, yazar Mehmet Niyazi Özdemir, TRT Genel Müdür Yardımcısı Muhsin Mete, TRT İstanbul Televizyonu müdürü Zafer Karatay, yazar Mehmet Doğan, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, gazeteci-yazar Beşir Ayvazoğlu, Yedirenk İletişim Yönetim Kurulu Başkanı İsrafil Kuralay, BSF Akademi Koordinatörü Yusuf Kaplan ve çok sayıda "marmaratör" katıldı. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, 6 bölümden oluşan belgeselin özet görüntülerinden sonra yaptığı konuşmada, BSF Akademi ve Yedirenk Ajans'a bu çalışmadan ötürü teşekkür ederek şöyle konuştu: "Bir devri yaşattıkları, bizi birbirimize kucaklattıkları için... Bir devrin farklı bir yönde anlatıldığı çok güzel bir çalışma. Marmara Kıraathanesi kökleri yukarıda dalları aşağıda bir ağaç gibidir. Bağımsız düşünceye önem veren, kimsenin susturulmadığı, tevazu ve edeb kültürünün yaşandığı bir yer." TRT Genel Müdür Yardımcısı Muhsin Mete, Yedirenk Film-Yapım yetkililerine teşekkür ederek şöyle konuştu: "Tabiat boşluk kabul etmiyor. Marmara Kıraathanesi bir boşluğu dolduruyordu. Bu tür ortamlar olmadıkça kültür, bilgi alışverişi olmuyor. İnsanlar olduğu kadar mekanlarda tarihi gelecek kuşaklara aktarmamızda yardımcı oluyor. Bu projeye çok önem verdik. Yedirenk'e olan güvenimiz de bu projeyi kabul etmemizde çok büyük rol oynadı." Yedirenk Film Yapım Yönetim Kurulu Başkanı İsrafil Kuralay ise yaptığı konuşmada Marmara Kıraathanesi belgeselinin 6 bölümden oluştuğunu hatırlatarak Pazar günleri TRT2'de 23.15'de yayınlanacağını ifade etti. Kuralay, konuşmasının devamında şunları aktardı:"Yedirenk Film Yapım olarak hazırladığımız Marmara Kıraathanesi belgeseli, 1950 ve 60'lı yıllara dair çok da konuşulmamış, belki de ilk defa duyulan konuları gündeme getirecek. Bugüne kadar çok sayıda belgesele ve televizyon programına imza atan Yedirenk Film Yapım, bundan sonra da bu tür çalışmalara ve önemli projeler üretmeye devam edecek. 11 yıldan beri faaliyette bulunan Yedirenk Film Yapım olarak gönlümüzden geçen, daha çok belgesel yapmak. Zira televizyonlarımızda en çok ihmal edilen belgeseller ve kültür programları... Oysa ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu program türleri de bunlar. Kültür ve eğitim konularına duyduğumuz ilgiden dolayı BSF Akademi'yi kurduk. Sinema, televizyon ve gazetecilik alanında ihtiyaç duyulan kaliteli elemanları yetiştiriyoruz. 2005'ten buyana faaliyette olan BSF'de ayrıca reklamcılık, grafik, sosyal bilimler ve yabancı diller alanlarında özgün eğitimler veriliyor. 1960 darbesinden sonra, 'düşükler' yaftasıyla birlikte Yassıada'da zorunlu ikamet ettirilen ve türlü eziyetlere maruz kalan Menderes ve arkadaşları hakkında çıkan idam kararı, tüm ülke gibi Marmara Kıraathanesi'ni şok etmiştir. Vakit geçirilmeden asılan Polatkan ve Zorlu'nun ardından sıra Menderes'te idi. İşte, Marmara Kıraathanesi burada devreye giriyor. O zamanın İstanbul İnfaz Savcısı ve bir Marmaratör olan Mehmet Feyyad'a göre Menderes'in idam kararının onaylanması için İstanbul Başsavcılığı'ndan geçmesi gerekiyordu. Ama, dönemin Yassıada savcısı Egesel bunu göz ardı ederek, Menderes'i apar topar idam etti. Mehmed Feyyad, bunun yasadışı bir uygulama olduğunu söyler, ama o zamanlar, etrafında sesini duyuracak kimseyi bulamaz. 1960 darbesiyle birlikte çoğu trajik olaylar yaşanırken, zaman zaman Yassıada Mahkemeleri'nde ilginç davalar, komik denecek derecede duruşmalar da yaşanmıştı. Bunlardan biri de Tünel Vakası'dır. Marmara müdavimi birkaç kişinin otururken, kendi aralarında dertleşip, çaresizliklerine dem vurarak Yenikapı'dan Yassıada'ya tünel kazıp Menderes'i kaçırma gibi hayal mahsulu şeyler üretiyorlardı. Dönemin ihbar furyasına bu Marmaratörler de takılırlar ve bu fantezilerden ötürü önce Balmumcu'da hapsedilirler, sonra Yassıada'da yargılanırlar. Hakimin, 'demek tünel kazacaktınız ha' sorusu üzerine tünelcilerden, 'Biz, bu teknolojik ve ekonomik şartlarda denizin dibinden tünel kazıp Yenikapı'dan Yassıada'ya tünel kazabiliyorsak, bizi el üstünde tutmalısınız' cevabını alır. Marmara Kıraathanesi belgeseli bu ve benzeri trajik, bazen de traji-komik hadiseleri duvarlarında, masalarında, sandalyelerinde yaşamış, bir devre tanıklık etmiştir. Kah ülke adına gülmüş, kah ızdırap çekmiş, kah eziyet görmüş, kah kendi kabuğuna çekilmiş... Ama, her zaman BÜYÜK TÜRKİYE ideali için yaşamış, konuşmuş... TRT-2 zevkle seyredeceğiniz Marmaratörler dizisinde kendinizi bulacaksınız. Şimdiden iyi seyirler dilerler, emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.