Bundan 20 yıl önce Türkiye’de “mahalle kültürü” kavramı vardı. O yılları hatırlayanlar bilir. Mahalle kültürünün güzelliklerini, bizlere kattıklarını. O dönemi ve bu dönemi gören biri olarak pek çok şey değişti.

Mahalle kültürünün bizlere öğrettiği önemli şeylerden biri bence toplu yaşam kültürüne alıştırması. Komşuluklar çok derin olduğu için iyi ve kötü şeyler paylaşılırdı. Hatta televizyonun yeni yeni yaygınlaştığı o dönemde, mahallede kimin televizyonu varsa o evde toplanılır televizyon izlenilirdi.

Akşam çaylarında mahalleli evlerinin önüne çıkarak bir araya gelir, sohbet eşliğinde çaylarını içerlerdi. Yardımlaşma duygusu hat safhada olduğu için yardıma ihtiyacı olana düşünmeden yardım edilirdi. Mahalle kültürünün bize kattığı en güzel şey; Türkiye’deki değişik kültürlere sahip insanların bir araya gelerek hem kültür aktarımına hem de kültürlerin harmanlanmasına olanak sağlamasıdır.

Aslında anlatılacak daha çok şey var fakat amacımız bazı saptamalar yapmak. Değişimin bu kadar hızlı olması bence korkutucu. Korkutucu olduğu kadar bizler ne kadar hazırlıklıyız? 

 Mahallesinde olan bitenden kimin haberi var? 

Teknolojiyi överken hep şunu söyleriz: Teknolojinin gelişmesiyle Dünya büyük bir köy oldu. Evet, büyük bir köy oldu fakat çocuğumuzun kimlerle dolaştığını bilmiyoruz daha. Mahallemizde olanları bilmiyoruz. 

Dünya’yı takip edeceğim derken bir bakmışız yapa yalnız kalmışız. Derdimizi anlatacak kimsecikler yok yanımızda. Bundan daha önemlisi çocuklarımız bu şekilde yetişiyor ve iletişim kuramadıkları için birçok sosyoloji ve psikoloji sorun çıkıyor ortaya.

Bu değişime hazırlıklı değiliz. Bunun en büyük göstergesi, insanların yalnızlaşması. Teknoloji bu süreci hızlandırdı ama bizler teknolojiyi hala kullanamıyoruz. Bu işin üstesinden gelmek için öncelikle teknolojiyi kullanmayı öğrenmemiz gerek. 

Tekrar mahalle kültürüne dönelim demiyorum. Tabii ki de şekil olarak yeni binaların içinde oturacağız ama içerik olarak bazı şeylerin değişmemesi gerek. Yeni binadan kastım, bulutlara değen binalar değil.

Bu değişimi bizler gördük. Öncesi ve sonrasını ayırt edebiliyoruz. Yeni kuşaklar mahalle kültürünü bilmeden büyüyor. Mahalle kültüründen kastım, o kültürün bizlere öğrettiği sosyolojik ve psikolojik değerler. 

Mahalle kültürünü devam ettirecek ortamlar olmayabilir ama bir kapı uzağımızdaki komşularımızdan da haberimiz olsun. İyi günde, kötü günde bizlere uzanacak ilk el yanı başımızda ki komşularımızdan gelecektir ve mahalle kültürünün kazanımlarını bu şekilde tamamen kaybetmemiş olacağız.