.…….Bu ne lanet bir kaderrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
……….Sürgünümmm, sürgündünüz ve zaten sürülmüşlerdi….
………Kimin neyine battınız, kimin neresine sığmadınız?…
………Suçlu olan saklanır, suçunuz neydi ki saklandınız.. Benim suçum neydi ki kendimi saklamaya çalışıyorum. Allah topunuzun ve topunun belasını versin…
……………..herkesten saklıyordu Linet..
…………….saklamak gereği duyuyordu.. Özgürce  ben Yahudi’yim diyemiyordu..
………..Başındaki örtü ve hanımefendi davranışları, onun hep dini bütün bir Müslüman zannedilmesine sebep oluyordu.. Halbuki, her tek Tanrılı dinde, her kutsal kitapta yazılı olduğu gibi ona baş örtüsü emredilmişti…
………….. Onyedi yaşına kadar pekte sıkıntı değildi aslında mensubu olduğu dinini saklama hissi… Ne zaman ki sevdiği erkeğin ve annesinin ağzından
---------Kahrolası pis Yahudiler!! Soyları kuruyasıcalar, sözlerini duyana kadar…
 
……….E  hani Sevdiği gencin annesi olan Fatma hanım da boşuna söylememişti bu sözleri..
………Zira İsrail, Filistin’e misket bombaları yağdırıyordu o gün ve tam da o an itibarı ile…
………..Linet evine doğru gelirken, Meydanda insanlar toplanmış Filistin bayraklarının beraberinde, yeşil  kumaşlardan bayrak yapmışlar ve İsrail e ölüm sloganları atıyorlardı.. Hele bazıları bu olayları tüm yeryüzü Yahudi’lerine malediyor ve hepsinin kökünü kazımalı diye bağırıyorlar dı..
…………İşte o anda galeyana gelmişti Fatma hanım ve sonrasında Linete derin darbeler geçirten cümleleri kurmuştu aşık olduğu oğlu Mehmet …
Mehmet:
------- Hitlerin Allah belasını versin ki başladığı işi yarım bırakmış, kazıyıp ta si… atamamış piç kurularını…. Yahudilere ölümmmmm!!!…
………….Anlayamadı linet, o an anlayamadı,,, ne İsrail, ne Filistin’i, ne Mehmet’i, ne de annesi Fatma hanımı; anlayamadı meydandaki kalabalığı, anlayamadı…
……Sadece Şimdi emindi ve Tek doğru vardı. Saklamalıydı kendini…. Ve anlıyordu artık anne babasını. Saklanmalısın, asla ne olduğumuzu kimse bilmemeli sözlerinin nedenini….
………… Yüzyıllardır saklanmaya mecbur kalmışlar, deşifre olunca da her seferinde sürgün yemişlerdi..
………..Büyük dedesi Polonya’da yükdek rütbeli bir subayken, tüm mal varlığını bırakarak canını zor kurtarmıştı ailesi ile birlikte… yemişlerdi en son sürgünü.. Çünki Yahudi olduklarını tüm saklama gayretlerine rağmen açık etmişlerdi aklı ermeyen çocukları…., Ve onsekizinci yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlı imparatorluğunun çöküş döneminde sığınmak zorunda kalmıştı İzmir’e… ve sonrasında İstanbul’da kök salmaya çalışmışlardı…
……….Ahh Tanrı tek değil miydi??
……….Kutsal kitap hep birbirinin aynı güzel ahlakı emretmiyor muydu?..
…………Bütün peygamberlerin anlattığı ;kardeşlik ve  barış  değimliydi?
ŞİMDİ NEDEN BİRİLERİ BİRYERLERDE SIĞINTIDIR VE HEP DÜRGÜNDÜR?????