HABER: FUNDA AKOSMAN ERMAN

İSTANBUL - Doğumunun 125. Yılında anılan Magcan Cumbayev için gerçekleştirilen sempozyuma Kazak Devlet Tarım Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hangeldi Abjanov, Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nden Prof. Dr. Metin Karaörs, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Doç.Dr. Güljanat Kurmangaliyeva Ercilasun, Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü’nden Doç.Dr. Vakur Sümer, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Abdulvahap Kara, Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sadettin Gömeç, Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nergis Biray, Bakü Devlet Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sabira Nematzade, L.N. Gumilev Avrasya Üniversitesi Doktora Öğrencisi Jazira Kökbas ve Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nden Dr. Yerlan Jiyenbay konuşmacı olarak katıldılar.

“TÜRK-KAZAK DOSTLUĞUNU ŞİİRLEŞTİREN ALAŞ MİLLİ HAREKETİ MENSUBU MAGCAN CUMABAY VE ESERLERİ” uluslararası sempozyumu, Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Programının açılış konuşmasının ardından dört oturum halinde devam eden sempozyum, değerlendirme oturumu ile sona erdi.

Sempozyumun açılış konuşmasını Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölüm Başkan ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fatma Ürekli yaptı.

  

Ürekli konuşmasında : "Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten" diyen vatan şairi Namık Kemal'dir bir tanesi. Diğeri ise;  45 yıllık ömründe yine büyük işler yapan, büyük eserler bırakan Türk dünyasının tarihi şahsiyeti Magcan Cumabayev'dir.  Her ikisi de vatan sevdalısıdır.Çok veciz şiiirleri vardır. Bugün onlar miras kalmıştır.

Magcan Cumabayev Ural Dağı şiirinde şöyle sesleniyor;

"Sevgili Ural! Yüzünü ilk sahibine, çevir, bu tarafa dön...

Bahadır Türk evlatları!

Birleşip, Ural'ı çiğnetmeyiniz!

Düşmanın yolunu kesip dizgine sarılınız!" Dolayısıyla bu denli büyük Türk halkına hizmeti geçen, canı pahasına hizmet eden, ömrünü veren tarihi şahsiyetlerin bugünkü nesle tanıtılması, anlatılması çok önemli bir hizmettir.  Dolayısıyla bu amaca hizmet için yapılmış olan bu sempozyumda siz katılımcılar, dinleyiciler ve tüm emeği geçenlere teşekkür diyorum.” dedi.

Sempozyumu hazırlayan Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Abdulvahap Kara müthiş konuşması ile hem Kazak hem Türk dinleyicilere şahane bir sunum yaptı.

Prof. Dr. Abdulvahap Kara, Magcan Cumabayev ‘Uzaktaki Kardeşime sesleniyorum’ şiiri ile Türkiyenin içinde bulunduğu ağır vaziyeti şiirsel dille çok güzel anlatıyor ve sonunda da çözüm önerisi de sunuyor. "Siz orada biz burada tan yıkıyoruz." diyor Orta Asya'da da zor günler… Gel gidelim almaya Altay miras diye Türkleri de Orta Asya'ya çağırıyor. Kimse kendi vatanında yabancıyı davet etmez  ancak kardeşini davet eder. bu beyanda önemli.” diye konuştu Abdulvahap hocamız devam etti unutulmaz konuşmasına...

“Diğer önemli hususta Türkistan'dır. Türkistan dünyanın eski medeniyeti. özel konumunda çok güzel bir yere sahiptir. Aslında Magcan Cumabayev şair anlamıyla da büyük Türk’tür çok asildir. Onun kadar iyi şiir yazan ikinci bir şair yoktur.” dedi.

Sempozyuma katılımcılarına hediyeler sunuldu ve Prof. Dr. Abdulvahap Kara yeni Kazak paralarını hediye etti.

Diğer üniversitelerden de konuşmacılar Engin bilgileri ile katkıda bulundular. Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü müdürü Doç. Dr.  Vakur Sümer şair, vatan sevdalısı Magcan Cumabayevi Doğumunun 125. Yılında önemini vurguladı. Türk dünyasının birliği için önemli çözüm önerilerinde bulundu.

Turancılık konusunda, bütün Türk devletlerini birleştirmek için Hüseyin Nihal Atsız ve Magcan Cumabayev hayatları boyunca uğraştıklarını emek verdikleri anlatıldı. Cumabayev bu uğurda canından olmuştur. Sarsılmaz kişiliklerinde Türk milliyetçileğini kanlarının son damlasına kadar savundukları anlatıldı.

  

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Metin Karaörs de Türk dili ile Kazak dilini karşılaştırdı.

Genel mesaj da tüm Türklerin aynı dili konuşabilmesi için ya birbirlerinin dillerini öğrenmeleri ya da aynı dili konuşmak gerektiği vurgulandı.