Ekonomik kriz, üstesinden gelinebilir bir durum. Yöneticilerin krizi görmemesi veya krizi yaşayan toplumun içine girmemesi başka bir kriz yaşatır. İşte bu krizin üstesinden gelinir mi, bilemem. 

Türkiye’de ekonomik anlamda kriz yok denemez. Türkiye birçok dönem kriz görmüş ve atlatmış bir ülkedir. Bu krizleri de atlatacağız elbette; fakat asıl sorun krizin atlatılması değil, krizin aşağıdan yukarı doğru çıkamaması. Toplumsal krizlerde en etkili kriz yönetimi, “krizi yaşayanlarla krizin içine dahil olmak”. Türkiye’de yerel yönetimler ve merkezi yönetimler, toplumla sadece seçim zamanı yan yana geldiğinden, ekstrem durumlar yaşanmadıkça toplum içine girmezler.

 Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, beraberinde yönetim krizini de getiriyor. Yöneticiler kriz dönemlerinde vatandaşın yanında olmadığından veya yeterince yanında olmadığından yönetim krizi ortaya çıkıyor. Çünkü toplum, sorunların konuşulduğunu, yöneticilerin ciddi anlamda bu sorunlarla ilgilendiğini görmek ister. 

Gelişen dünyada yönetim anlayışı değişiyor. Yöneticiler, yönettiği kesimleri de yönetim süreçlerine dahil etmeye başladı. Çalıştığınız kurumda sizi ilgilendiren kararlar alınırken size sorulmadığında, zamanla kendinizi oraya ait hissetmemeye başlarsınız. Yaşadığınız sorunları görmeyen patronunuz varsa, bir süre sonra alır ceketinizi gidersiniz. Fakat bu iş toplum yönetimine geldiğinde karmaşık bir hal alıyor. Yöneticilerin sorunu görmezden gelme gibi bir şansı yok. Şu anda toplum iki şeyden şikayetçi. Ekonomik Krizden zaten şikayetçiydi. Toplum şimdi, sorunlarının dinlenmemesinden ve ilgilenilmemesinden şikayetçi. Yöneticiler, ilgililerse bile bunu topluma yansıtamıyorlar. Tamda bu yüzden kriz içinde kriz yaşanıyor.

GEZİP TOZMANIN ZAMANI MI?

Kovid verileri tekrar tırmanışa geçti. İstanbul, neredeyse vakaların yarısına sahip. Sağlık bakanı daha ne yapsın? İnsanlar gerçekten kurallara uymuyor.  

Geçen cumartesi günü mecburiyetten Eminönü tramvayına binmek zorunda kaldım. Gözlerimle görmesem gerçekten inanmam. Tramvayın içi bebek arabası dolu. Ailesini alan gezmeye çıkmış. Tramvay, en az 9 milletten oluşan uluslararası taşımacılığa dönmüş. Bırakın yer bulmayı, nefes alacak alan yok. Bu şekilde giderse yasaklar dönebilir. 

Kış mevsiminde bu işin önünü alamayacağız gibi. Yaz mevsiminde kaybolur dedikleri virüs 2. Dalgayı yaşattı. Üstüne birde soğuklar tam gelmeden artışa geçti kovid. Kış aylarında ortaya çıkacak tablo korkutucu olabilir.

Kimse aşıya güvenmesin. Doktorlar, aşının sadece “yüzde 60” oranında koruyucu olacağını söylüyor. Maske ve mesafe yüzde 90’lara kadar koruma sağlıyor. Kimse aşıya güvenip tedbiri elden bırakmasın. Kovid aşısı yapılmaya başlandığında insanlar tedbirlerden uzaklaşabilir. Zaten almadıkları tedbirlere birde bu eklenirse işin içinden çıkamayız. Sağlık bakanlığına burada büyük bir iş düşüyor. Aşı yapmaya başlamadan önce aşının tek başına bir işe yaramadığını insanlara anlatmalı. Buna yönelik iletişim stratejisi belirlenmeli.