Katıldığım, “Etkili iletişim, Beden Dili ve Mikro Beden Dili” konulu bir tv programında sunucunun beni tanıtırken, “kişisel gelişimci, eğitimci/yazar” ifadeleri kötü his yaşamama neden olmuştu…

Kişisel gelişimci nedir?

“Kişisel gelişimci” deyince aklıma ilk gelen “işini bilen ve durumu fırsata çeviren, uyanık tezgahtar” tanımıdır…

Çünkü,

*Liberalizmin işsizliğe yoksulluğa sürüklediği büyük kitleler içinde bulundukları açmazın gerçek nedenlerinin sistemden değil de, kendi tembelliğinden, yetersizliklerinden kaynaklandığını düşünmelerini sağlayanlar kişisel gelişimcilerdir.

*Ülkemizde ve bireyciliğin yüceltildiği ABD dahil bir çok ülkede kişisel gelişimciler oldukça büyük paralar kazanabilmektedirler.

 *%100 Düşünce Gücü, Fakirsen Sebebi Sensin, Beynine Format At, Her Koyun Kendi Bacağından Asılır vb diyenler yazdıkları kitaplar,  terapi uygulamaları sayesinde “mutlu, güçlü ve başarılı” oldular, zenginleştiler. Ama kendilerine para akıtanları zenginleştiremeseler de iyi hissetmelerini sağladılar; onlara daha çok yaşam koçluğu yaptılar, daha çok kitap sattılar.

*Orta çağda inanç tacirleri, yeryüzünde mutlu olamayanlara gökyüzünde mutluluk vaat ettiler; cennetin anahtarlarını sattılar ve garibanların son paralarını gasp ederek kendileri bu dünyada cenneti yaşadılar

 *1789  Sonraları “özgürlük, eşitlik ve hürriyet” diyerek, orta çağın feodal yapısını darmadağın eden sermaye sınıfı günümüzde de tıpkı geçmişte olduğu gibi “özgür, eşit ama çaresiz”  kitlelere umut satan tacirlerin adı kişisel gelişimci oldu. Yeni çağın umut satan papazlarının adı “kişisel gelişimci” oldu.

* Dünya da en çok satanlar listesinde yer alan, “Ferrarisini satan bilge” kitabı, seminerleri sohbetleri sayesinde zengin olan  Rabin Sharma parlak zekasıyla uydurduğu öyküsü, etkili anlatımı sayesinde çok zengin oldu.

 *Mutsuz, başarısız ve güçsüzlüğünüzün faturasını içinde bulunduğunuz sisteme değil, kendinize kesersiniz ve kişisel gelişimciler, koçlar “mutlu, güçlü ve başarılı” yapmak için sizi bekliyorlar. Onlar nasıl mutlu, güçlü ve başarılı olduklarının hikayesini size sattığı kitaplar verdiği meditasyon eğitimleri yogalarla anlatırken zaten zenginleşirler.

*Kişisel gelişimciler, yaşam koçları, yoga ve meditasyon eğitimleri içinde bulunulan koşulların belirleyiciliğine kördürler.

*Bireyci olması sağlanmış bir insan, fakir güçsüz ve çaresizliğinin nedeni olarak kendisinin tembel, yetersiz olmasına bağlar.

 *”Kişinin problemleri onun kifayetsizliğindedir” felsefesine inanan insanlar kişisel gelişim kurslarına gider, kişisel gelişim kitaplarını daha çok okur, “birileri başarıyorsa bende başarabilirim başaramıyorsam sorumlusu benim sistem değildir” mantığını benimser.

 *”Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler´ diyen fırsatlar(!) sunan yapıda, hepimiz Vehbi Koç, Sabancı, Steve Jop, Bill Gates olabiliriz! Her insan içinde ki devi uyandırsa geride kalmazdı" felsefesi dikkatlerin dağılmasına neden olur. 

*Kapitalizm, insanlara mutluluk, zenginlik, barış, özgürlük vaat eder. “Çalışırsan senin de olur” der. Milyonlarca işsizin yanında milyonlarca çalışan ve daha çok tüketerek borçlanmış iki yakası bir araya gelmeyen köleler haline gelirler.

*Onların kendilerini iyi hissetmelerinin ve umutlarının canlı tutulmasını ve uyuşturulmalarını sağlayan kişisel gelişimcilerin, yarattıkları beklentiler plasebo etkisi yaratır ve insanların umutları canlı tutulurken, pozitif düşünen yaşama olumlu bakan ama gırtlağına kadar borca batmış sorunlarla boğuşanlara umut satmak iyi para kazandırmaktadır. 

*Garibanlar üç beş hamle ile ceo olabileceklerine, uçup kaçabileceklerine inanırlarken sanki olmuşlar gibi bir his yaşarlar ki kendilerini iyi hissettiren umut tacirlerine daha çok bağlanırlar ve bu kısır döngüden kurtulamazlar. Çünkü uyuşturulmuş beyinleri ile içinde yaşadıkları dünyayı kuyunun dibindeki kurbağa gibi görürler.

Olması gerekenler nedir?

*Kuyunun dibindeki kurbağa gökyüzünü kuyunun ağzı kadar zanneder. Kuyunun dibinde duran, okuduğu her kitap, edindiği bilgiler onu kuyunun ağzına yaklaştırdıkça gökyüzünü görme çapı artarken ufku genişler; kendisine ve çevresine olan körlüğü azalmaya başlar.

   Analitik düşünmeyi, muhakeme yeteneğini geliştirmek, sanatı bilimi felsefeyi önemsemek ve liyakat sahibi çalışkan üretken yardımlaşan bölüşenlerden olmak ve  dürüst olmak  doğamıza en uygun olanıdır.

     Aklı vicdanı bilimi rehber edinmek, sınır ve sorumluluk bilinci içinde özgür olmak, bizi ruhsal duygusal ve zihinsel olarak daha verimli kılacaktır.

    “Mutlu ve başarılı” olmaktan çok, “değerli ve huzurlu” olmak daha önemlidir çünkü başarıda vermekten çok almak vardır, sonuç odaklı olmak vardır. Sonuca ulaşmış olmak başarıdır ancak nasıl ulaştığımız çok da sorgulanmaz.

    Değerli ve huzurlu olmak doğamıza uygun yaşamakla mümkündür. Elde eden ve bencil olan değil, paylaşan yardımlaşan daha huzurludur. Sonuçtan çok, süreçte yaşanılanlar bizi daha huzurlu kılacak mutluluğumuzun daha sağlıklı olmasına neden olabilecektir. 

    İnsan doğasına uygun yaşadığı zaman olumlu olumsuz tüm duygu durumları içinde kendisini daha huzurlu hissedecektir.

 Kitap önerim: Dr. Gülseren Budayıcıoğlu “GünahınÜçRengi”