'Kilit' oyununun prömiyer gecesine yoğun ilgi....

Yönetmenliğini Ayşe Örgün`ün üstlendiği, Elif Başaran`ın kaleme aldığı “Kilit” adlı tek perdelik tiyatro oyunu, geçtiğimiz ay, Kozyatağı Kültür Merkezi Gazanfer Özcan Sahnesi’nde ilk kez tiyatro severlerle buluştu. Oyuncu kadrosu, Acıbadem Gönüllü Evi Tiyatro Topluluğu öğrencilerinden oluşan 'Kilit' oyunu, Feyiz yapımın ve Ayşe Örgün Oyunculuk Atölyesinin sahibi yönetmen Ayşe Örgün’ün öğrencilerinin ilk oyunu olma özelliği taşıyor. “Kilit”  Kadıköy Belediyesi, Koşuyolu ve Acıbadem Gönüllü Evlerinin katkılarıyla hazırlanan gecede Kozyatağı Kültür Merkezi'nde prömiyerini yaptı. Tiyatro oyuncusu Hatice Çelik ‘in sunuculuğunu yaptığı bu sanat gecesi Mus’ab Sarın’ın pandomim gösterisi ile başladı. Piyanist Mevsim Çelik'in piyano resitalinin ardından `Kilit` oyunu izleyicisiyle buluştu.Yanlışlıkla, sevdiği kızın evini soyarken yakalanan bir hırsızın hikayesini anlatan komedi oyunu çok beğenildi.Piyanosuyla hırsızın eve giriş sahnesine canlı müzik yaparak hayat veren Mevsim Çelik büyük ilgi gördü. Gece oyunun ardından verilen kokteylde Fethi Kaleli’nin keman dinletisi ile devam etti. Tüm Kilit ekibinin kolektif bir şekilde emek vererek ortaya koyduğu bu güzel sanat gecesi, tiyatro severlerlerin dakikalarca ayakta alkışlamasıyla son buldu.

Oyuncular; Kasım Önal, İbrahim Özdemir, Necla Kalacı, Aleyna Yılmaz, Semiha Çubuk, Canan Demir, Hatice Erbil, Murat Maral, Ali Özdemir, Elif Kaynar.

Yardımcı Yönetmen ve Dekor Tasarımı: Güler Aşık

Kostüm; Necla Kalacı Saç/Makyaj: Aleyna Yılmaz

Işık Teknisyeni: Cengiz Demircioğlu, Musab Sarın

Ses Teknisyeni: Güler Aşık,

Sahne Asistanı: Aytuğ Şenkal,

Fuaye Sorumlusu: Elanur Sezer

Afiş Tasarım: Murat Akkan,

Sahne Fotografçısı: Gizem Erkoç

Sahne Kameramanları: Güneş Aydoğdu, Bengü Akagül.

CANAN DEMİR....

Bize kendinizden bahseder misiniz? Merhaba ben Canan Demir 17 yaşındayım konservatuara hazırlanıyorum seneye sınavlara gireceğim. Bu sene liseden mezun oldum.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır? Evet bazen zorluğu oluyor. Çünkü bazen yapmak istemeseniz de rol gereği yapmanız gereken şeyler oluyor ve bu sizi zorlayabiliyor. Ama gerçekten de severek yaptığınız için zorlukların üstesinden gelebiliyorsunuz.

 Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz? Kilit oyunun serüveninin en başından beri olmak en büyük şanslarımdan biri Ayşe Örgün sayesinde dahil oldum.

Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi artısı nedir? Bence güldürmek ağlatmakdan bi tık daha daha zor çünkü insanlar onlara komik gelmeyen şeylere pek gülmüyorlar. O sebepten dolayı komedi de yer almak sizi çoğu konuda geliştiriyor ve oynarken eğleniyorsunuz. Ama aynı zamanda komedi oynamanın şu yönde eksileri var bazen yapılan esprilere seyirciler gülmüyorlar derin bir sessizlik olduğu zaman panik olabiliyorsunuz.

Tiyatro yaşantınız nasıl başladı?  Aslında benim tiyatro yaşantım doğduğum gün başladı diyebilirim. Babam tiyatrocu olduğundan dolayı hayatım hep sahnelerde geçti. Yıllarca babamla sahnelerde yer aldım. Babam hayatımdaki en büyük şanslarımdan biridir.

 Tiyatroya başlamanız da İzlediğiniz bir oyunun ya da oyuncunun etkisi oldu mu? Tiyatroya başlamamdaki en büyük etken babam, çocukluğumdan beri bu sektörün içinde olmam beni bu sektörün işine itti. Babamın etkisi oldu tiyatrodan devam etmem onun sayesinde. Her zaman ona bu konuda minnettarım.

Tiyatrocu olmaya ne zaman karar verdiniz? Çocukluğumdan itibaren tiyatronun için de olsam da tam anlamıyla tiyatrocu olmaya son 3-4 yıldır karar verdim diyebilirim. Sahnelerde olmayı seviyorum ve beni mutlu ediyor.

Bu ekipte olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu? Ekipteki herkes çok iyi insanlar hepsini çok seviyorum. Harika bir uyumumuz olduğunu düşünüyorum. Böyle bir ekip ile beraber olduğum için çok şanslıyım. Oyunun bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Oynadığım karakter yani ‘Nihal’ bana çok şey kattı. Daha önce hiç Nihal gibi bir karakteri canlandırmamıştım.

Neden tiyatrocu olmak istediniz? Yukarıda da bahsettiğim gibi babama özendiğim için babamın yolundan devam etmeye karar verdim. Sahnede olmak beni mutlu ediyor. Her sahneye çıktığımda kalbimin çarpmasını sağlayan tatlı bir heyecan beni ele geçiriyor bu heyecanı seviyorum. Aynı zamanda tiyatrocu ve oyuncu olmak her mesleği aynı anda yapabilmek demek oynadığın role göre bütün her şey değişiyor bu çok heyecanlı bir durum.

Oynadığınız rol size neler kattı? Oynadığım rol hamile ve bunu saklayan bir karakterdi. Bu rolün bana kattığı en güzel şey galiba hamile olmasıydı 17 yaşımda böyle bir rolü canlandırmak beni heyecanlandırdı.

Türkiye’de sanat yapmak ve sanatçı olmak nasıl bir duygu? Türkiye’ de sanat yapmak gerçekten de bazen çok zor olabiliyor. Bazı durumlarda sanata ve sanatçıya saygı duyulmuyor bu da hem sanatı değersizleştiriyor hem de sanatçıyı üzüyor. Türkiye’ de sanatların daha iyi tanıtılması gerektiğini düşünüyorum. Yapılan sanatın değersizleştirilmesi bizleri üzüyor. Onun dışında aynı zamanda sanat ile uğraşmak çok güzel bir duygu herkes bir sanat dalı ile uğraşmalı bence.

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir? Bence bir oyunu oyun yapan en büyük etken yönetmendir ve tabi ki de oyuncular. Oyuncular ve yönetmen birbirini tamamlar. Birbirini tamamlasalarda yine de yönetmen oyunculardan bi tık daha önemli bir etkendir bence çünkü her anlamı ile oyunu devam ettiren şey yönetmenin iyi bir yönetmen olmasıdır.

Tiyatroyu seven, tiyatro oyuncusu veya yazarı olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?  Biraz fazla sıradan olacak ama asla pes etmeyin derdim. Her zaman hayatta sizi engellemeye çalışan insanlar olacaktır. Ya da her zaman önünüze çıkan engeller olacaktır. Yine de devam edip pes etmediğiniz zaman karşılığını göreceksiniz.

Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek ya da dikkat çekmek istediğiniz bir şey var mı?

ELİF BAŞARAN...

Bize kendinizden bahseder misiniz?

1984 İstanbul doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Sinema ve Televizyon mezunuyum. Dizi ve film senaristiyim. 

Oyun yazmaya nasıl karar verdiniz? 

Sinema okumama rağmen benim için tiyatronun hep büyülü bir etkisi vardı. Seyircinin tepkisini o anda görebilmek, anın içinde iletişim kurabilmek olağanüstü bir deneyim. Dramatik disiplinler birbirine benzer ama her disiplinin geleneği ve anlatım biçimleri farklıdır. Hali hazırda iyi bir tiyatro seyircisiyken iyi bir okur da olmaya çalıştım. Bernard Shaw, Ray Cooney gibi ilham veren yazarlar keşfettim. Oyuncular için sahne tozu yutmak diye bir deyim vardır. Aynısı yazar için de geçerlidir. O istek bir kez doğdu mu yazmanız gerekir, başka türlü kurtulamazsınızJ

Kilit nasıl bir oyun? Biraz bahseder misiniz?

Kilit, aslında basit bir fikirden doğdu. Ünlü bir kilit firmasıyla ilgili bir belgesel seyretmiştim. O firmanın sahibinin evine hırsız girse ne olur dedim ve Kilit’i kurmaya başladım. Aile, kadın, ataerkillik, normal kavramı, insanın kültür ve medeniyetle baskılanması, kibirle vicdanın çatışması gibi alt metinleri; olayların gelişimi içinde işledim. Bu kavramlara zaman zaman farklı pencerelerden bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Yerleşik olan düşünceler konforlu olsa da konfor aynı zamanda insanın önündeki en büyük handikaptır. Bu yüzden oyunun sonuna doğru karakterler zaaflarıyla yüzleşirken biz de genel geçer kabul ettiklerimizle yüzleşiyoruz. En temelde sevgi ve anlayış üzerine Kilit. Sevdikten sonra her şey mümkün demek istiyor.

 Türkiye’de oyun yazmanın zorluğu nedir?

En büyük zorluğu prodüksiyon. Kilit 10 kişinin aynı anda sahnede olduğu, provaları, mizanseni, trafiği oldukça zor bir oyun. Yönetmenimiz Ayşe Örgün’e bu vesileyle bir kez daha teşekkür ederim. Ödenekleri tiyatroların bile zorlanacağı bir oyunu üstün bir çabayla canı gönülden sahneye koydu. Türkiye’de eseri seyirciyle buluşturmak, gerçekten uzun ve zor bir yol. Ama inanıp sevdiğinizde bütün o zorluklar akıp gidiyor. Sanki hevesinizi hiç kırmamışlar, aradan o yıllar geçmemiş de daha dün yazmışsınız gibi… Sevmek ve inanmak çok önemli. Ben tüm oyuncuların, ekibin gözlerinde Kilit’i ne kadar sevdiklerini gördüm. Ve bu sahneye yansıdı. Seyircimiz de Kilit’i sevdi. Bu da bütün zorluklara değer.

GÜLER AŞIK... ( Yardımcı yönetmen, dekor tasarımcısı.)

Bize kendinizden bahseder misiniz?

2008 yılında Marmara Üniversitesi GSF resim bölümünden mezun oldum ve 2012 yılında “90’lı yıllar sonrasında Türkiye’de performans sanatı” başlıklı tezimle mezun oldum. Akbank Sanat “Günümüz Sanatçıları”, Galeri Zilberman “Genç/Yeni/Farklı”, Siemens Sanat “Sınırlar-Yörüngeler”, Mamut Art gibi seçmeli sergilerde yer aldım resim, video art ve performanslarımla. İlk kamera önü oyunculuğumu Kaynanalar dizisinde figüran olarak yaptım. İlk başrol oyunculuğumu ise Murat Toktamışoğlu'nun yönettiği korku seansı 2:AEEP ile yaptım. Disiplinler arası çalışıyorum. İki senedir bir rehabilitasyon merkezinde madde bağımlılığı tedavisi görmüş hastalara resim dersi veriyorum. Bunun dışında Acıbadem Gönüllüleri’ndenim; gönüllü evimizde de resim dersleri vermekteyim.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır?

Oyuncu da olsanız, yönetmen yahut ışık teknikeri de olsanız bu alandaki ilk zorluk tam anlamıyla uyumlu bir ekip olup olamamakta. Uyum varsa her türlü sorun kolay aşılabiliyor.

 Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz ?

Yönetmenimiz Ayşe düzenlemiş olduğu kamera önü oyunculuğu atölyesi sonunda bir tiyatro oyunu çıkarma düşüncesindeydi; benim de yer almamı istedi. Yoğunluğum dolayısıyla oyuncu olarak yer alamadım ancak yardımcı yönetmenlik, dekor tasarım/uygulama yaptım, aynı zamanda ses teknikerliğini yapıyorum.

Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi artısı nedir?

Komedide doğaçlama öğelerini rahatça kullanabilmek geniş bir özgürlük alanı açıyor. Bir dramda yapacağınız doğaçlamanın, o anki duygu durumunu yanlış aktarma riski yüksek.

Tiyatro yaşantınız nasıl başladı?

2013 yılında Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde bir yıl eğitim aldım. Sonrasında çeşitli atölyelerde eğitime devam ettim. Emre Cingöz’ün sahneye koyduğu “Keşanlı ve Ali Destanı” adlı oyunda hem oyuncu hem de dekor tasarım/uygulamada yer aldım. Ardından Oyun Sandalı ve Ginko Tiyatrosunda sahne amirliği, ses teknikeri gibi konumlarda çalıştım. Tiyatro çalışmalarıma Ayşe Örgün ile devam etmekteyim.

Tiyatroya başlamanız da İzlediğiniz bir oyunun ya da oyuncunun etkisi oldu mu?

“Kaynanalar” dizi çekimlerinde rahmetli Tekin Akmansoy ile tanıştım. Kısa süreli muhabbetlerimizde onun oyunculuk ve sanata dair engin bilgisi ve sevgisi beni çok etkilemişti. Tiyatroyu dünyayı güzelleştiren bir büyü olarak  görmeye başladım.

Tiyatrocu olmaya ne zaman karar verdiniz?

Buna karar verdiğim bir zaman yok aslında; tiyatro eğitimi almayı hep istemiştim fakat o şans elime 2013 yılında geçti ve Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde aldığım eğitimle yürümeye başladım ve bırakmadım.

Bu ekipde olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu?

Tiyatroya yeni başlayanlar ve yıllardır tiyatro yapanların birarada olduğu bir ekip bu.

Herkesin birbirinden öğrendiği çok şey oldu hayata ve tiyatroya dair.

Neden tiyatrocu olmak istediniz?

Tiyatroda seyirciyle aracısız olarak iletişim halindesiniz ve her şey o anda gerçekleşiyor; gerçeklik ve anda olma hali bana “yaşama” hissini daha çok veriyor.

Türkiye’de sanat yapmak ve sanatçı olmak nasıl bir duygu?

Disiplinler arası çalışan bir sanatçı olarak Türkiye'de üretmenin zorluklarını çokça yaşadım ve yaşamaktayım. Resim ürettiğinizde de bir tiyatro oyunu ortaya çıkarttığınızda da aslında sorun aynı; bunları ortaya koyabilmek için gereken maddi kaynak ve sunum alanı. Bu anlamda bulabileceğiniz destek neredeyse yok gibi. Biz bu anlamda şanslıydık; Kadıköy Belediyesi, Acıbadem ve Koşuyolu Gönüllüleri prova alanı, ulaşım gibi konularda destek oldular. Bunların dışında görünmeyen ismini bile bilmediğimiz destekçilerimiz oldu. Bunlar bizim için büyük bir motivasyon kaynağıydı.

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir?

Egolarından arınmış bir ekip bilinci ve ruhuyla ele alınan metnin sindirilmesi; disiplin ve özveriyle herkesin kendine düşen payda hakkıyla çalışması öncelikli etken ve sonrasında tabi ki seyircinin varlığı.

Tiyatroyu seven, tiyatro oyuncusu veya yazarı olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Tiyatroyla uğraşmak isteyenlere öneri; her şeyden önce bu iş sadece kitaplardan okunarak yapılmaz, okuduğunu pratik ederek, gözlemleyerek, bedenini ve ruhunu disipline ederek, severek ve arzulayarak yapılabilecek bir şey. Güzel Sanatlar Fakültesinden, konservatuardan mezun olan herkes sanatçı olmuyor; içinde sanat ateşini büyütüp, çalışmayı elden bırakmayanlar, azim ve kararlılıklarıyla o güzel mertebeye ulaşıyorlar. Sanat yaşamı anlamlı kılan en önemli şeylerden biri.  Ortaya koyduğunuz eser sonunda sizi maddi olarak tatmin etmeyebilir belki ancak manevi olarak sizi doyurduğunda hissedeceğiniz şey şu olabilir; büyük bir yangının ortasındasınız ve iyi olan tek şey döktüğünüz terin sizi serinletme ihtimali.

Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek ya da dikkat çekmek istediğiniz bir şey var mı?

Sanat iyileştirir. Sanat ve sevgiyle kalın…

HATİCE ERBİL...

Bize kendinizden bahseder misiniz? Adım Hatice Erbil. Üniversite mezunuyum. Çocuk gelişimi okudum. Emekliyim.Boş zamanlarımda ise tiyatro, koro, dans, müzik ve spor ile ilgilenmekten keyif alıyorum.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır? Elbette var; insana hitap eden, insanların ruhunda bir yere dokunan her iş zordur ve özellikle de bu iş bir yetenek gerektiriyorsa ve sonucunda bir sanat eseri ortaya çıkıyorsa bu yadsınamaz bir gerçek.

Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz? Yaklaşık 10 yıldır tiyatro ile ilgileniyorum, benim için yeni bir süreç değil katıldığım kurs sayesinde bu oyunda yer alma şansı buldum.

Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi artısı nedir?

Öncelikle komedi olduğu için kendimizin de oynarken ekstra eğlenmesi kaçınılmaz oluyor. Eksi bir yönünü göremiyorum. Bilakis beni geliştiriyor.

 Tiyatro yaşantınız nasıl başladı?

Yaklaşık 10 yıl önce başladığım bir kurs ile başladı ve o zamandan beri pandemi dışında her sene katıldım.

Tiyatroya başlamanız da İzlediğiniz bir oyunun ya da oyuncunun etkisi oldu mu?

Hayır, tamemen kendi isteğimle oldu.

Tiyatrocu olmaya ne zaman karar verdiniz? Yaklaşık 10 yıl kadar önce bu işten keyif aldığımı farkettiğimde devamını getirmek istedim.

Bu ekipde olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu? Ekibimizle cok iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum . Hem eğlendik hem güldük. Keyif aldığım bir oyun oldu. Heyecanı bile başlı başına yeterli .

Neden tiyatrocu olmak istediniz? Keyif aldığım için ve farklı farklı rollerde oynarken aslında kendimi bulduğumu ve geliştirdiğimi düşündüğüm için.

Oynadığınız rol size neler kattı? Güldüm, eğlendim ve ekip ruhu beni geliştirdi.

Türkiye’de sanat yapmak ve sanatçı olmak nasıl bir duygu? Sanat yapmak kolay değil ama her ne olursa olsun dünya sanatla dönüyor o yüzden sanat hic susmamalı, devam etmeli.

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir? Ekip ruhu, seyirci ve bol alkış.

Tiyatroyu seven, tiyatro oyuncusu veya yazarı olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Böyle bir istekleri varsa hangi engel çıkarsa çıksın o isteklerinin peşinden sonuna kadar gidip vazgeçmemelerini dileyebilirim.

Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek ya da dikkat çekmek istediğiniz bir şey var mı?  Bu oyunda olmak çok keyifliydi ve beni cok mutlu etti. Sevgili hocamız Ayşe Örgün’e ve ekip arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

ALEYNA YILMAZ...

 Bize kendinizden bahseder misiniz? Merhaba, ben Aleyna Yılmaz 23 yaşındayım Rizeliyim konservatuara hazırlanıyorum.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır? Zorluk denilemez ama her işte olduğu gibi ciddi bir özveri ile çalışmak gerekiyor. Yeri geldiğinde kendinden vermen, ekip çalışmasına uyum sağlaman ve en önemlisi asla vazgeçmemen.

Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz? Kilit oyununa ekipte yer alan Murat Maral’ın önerisi ile dahil oldum oyun çalışmaları çok önceden başlamıştı. Yönetmenimiz Ayşe Örgün’ ün oyunculuk atölyesindeydim Murat Beyin önerisi ve yönetmenimizin kabulü ile dahil oldum.

Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi artısı nedir? En büyük artısının komedide bir tipleme yaratmakta bir karakter oluşturmakta daha fazla seçenek sunması denilebilir. Olayın iç yüzüne baktığımızda aslında güldüğümüz her şeyin yaşantımızdan herhangi bir bölümü olduğunu görüyoruz. Bu karakterler gerçekte de var normali ele alarak komiklik yaratmak kimine göre sıradan olanı bambaşka ele almak artılarından bir diğeri diyebilirim. Eksisi olarak adlandırmak yerine zorluk olarak diyeceğim şu ki komedi diğer oyun türlerine kıyasla seyirciye bir iddia sunmakta, bu sebeple seyircinin beklentisini karşılamak için fazlasıyla enerji ve efor sarf etmek gerekiyor.

Tiyatro yaşantınız nasıl başladı?  Tiyatroyla ilk kez orta okulda karşılaştım fakat maalesef devamlılığı olmadı iki sene önce hayatımın tam da dönüm noktası diyebileceğim bir dönem geçirdim. Masa başı işten, istemediğim bir bölüm okumaktan ve hayatım boyunca mutsuz olmaktansa kendime bir soru sordum, sorumun cevabı beni buralara kadar getirdi.

Tiyatroya başlamanız da İzlediğiniz bir oyunun ya da oyuncunun etkisi oldu mu?

 Demet Akbağ hayranıyım ve kendisinin etkisi altında kalmamak mümkün değil.

Tiyatrocu olmaya ne zaman karar verdiniz? İki sene önce

Bu ekipde olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu? Bu ekip benim ikinci tiyatro ekibim ama o kadar çok şey öğrendim ve o kadar çok şey kattım ki bu süre zarfı içinde kendime ekipteki herkese milyonlarca kez teşekkür ederim. Sadece bir tiyatro ekibi değil, gerçekten aile gibi gördüğüm insanlar edindim, her zaman birbirine destek veren, her zaman ellerini omuzumda hissettiğim insanlar. Menfaatten uzak gönülden iş yapmanın, işini karşılık beklemeden yapmanın ne demek olduğunu öğrendim. Umarım hep var olurlar!

Neden tiyatrocu olmak istediniz? Aslında çocukluğumdan beri sahnedeyim. Okulda tahtanın önünde, evde televizyon önünde. Evde kimse yokken kendi kendime yarattığım karakterlerle aynanın önünde. Hep bi seslenme isteği vardı içimde insanlara , kendimi duyurmak gibi, görünür olmak gibi , tüm farklılıklarımla kabul görülmek gibi . Tiyatro bu isteklerimi tam anlamıyla karşılayan bişey ve ben her ne kadar farklı karakterlere bürün semde kendimi tam olarak kendim gibi hissettiğim tek güvenli alan.

Oynadığınız rol size neler kattı? Esma, aslında beni yaşımın çokça ötesine götürdü yapabileceklerimin bir sınırı olmadığını gösterdi. Tiyatro bana göre bir insan keşfi bende kendimin bir diğer halini Esma sayesinde keşfettim.

Türkiye’de sanat yapmak ve sanatçı olmak nasıl bir duygu? Türkiye’ de bir çok şey gibi maalesef sanat yapmak da sanatçı olmakta fazlasıyla zor. Sebebi ise yapabileceklerinin kısıtlı olması diyebilirim, isteklerimizin önüne engeller konulabiliyor zorluklar bundan kaynaklanıyor fakat tüm bu zorlukları aşıp vazgeçmemek ve istediğin basamağa ulaşmak en büyük haz.

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir? Bana göre bir oyunu oyun yapan en büyük etken senaryo, senaryonun ise eğitici olması ve gerçekliktir. İzleyiciler gülmek, ağlamak veya herhangi amaçla oyun izlemeye geliyor olabilir ama oyunun izleyiciler üstünde bir etki yaratması gerekmektedir. Akılda kalıcı tek bir söz, kişinin hayatında değişiklik yaratabilir. Aynı zamanda bir izleyici olarak aradığım nitelikler bu şekilde.

Tiyatroyu seven, tiyatro oyuncusu veya yazarı olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? O gençler içinde bende yer alıyorum ama naçizane fikrimi belirtmek isterim . Eğer daha yola çıkmadıysan cesaretini topla ve asla korkma. Kimseden yardım bekleme sana senin dışında hiç kimse yardım edemez. Olduğun yerden kalk ve harekete geç! Eğer benim gibi yolun başındaysan pes etmen için çok çaba sarf edenler olacak, yeteneksiz olduğunu söyleyen, başaramayacağını düşünen, desteklemeyen… Hiç birine aldırış etme sadece hep kendine katarak, donanım edinerek ilerle!!

Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek ya da dikkat çekmek istediğiniz bir şey var mı? Son sözlerimi ebeveynlere söylemek istiyorum. Bir anne değilim fakat bir evlat ve en önemlisi bir birey olarak özgürlüğün bizler için en büyük nimet olduğunu belirtmek isterim . Kendi düşüncelerinizi çocuklarınıza aşılamak yerine çocuklarınızın düşünceleri olmasına izin vermeniz gerekiyor ! Kendi başarısızlıklarınızı evlatlarınızın sırtına yük etmeyin, başarılı olmak zorunda değildiniz ve çocuklarınızda değil. Aman ben yaşadım evladım yaşamasın dediğiniz şeyleri bırakında yaşayalım ve biz tecrübe edelim, düşeceksek bırakın düşelim düşmeden kalkmasını öğrenemeyiz. Son olarak evladınızın anne babası olmaktan çok arkadaşı olmayı deneyin.

ALİ ÖZDEMİR...

Bize kendinizden bahseder misiniz? Ben Ali Özdemir. 20 yaşındayım YTÜ'de Moleküler Biyoloji ve genetik okuyorum. Ortaokul yıllarımdan beri hobi olarak tiyatroyla ilgileniyorum.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır? Her işte olduğu gibi tabii ki bunun da insanı zorlayan kısımları var. Ama ne derler bilirsiniz: Zorlayan şey geliştirir. Uzun süren bir sürecin sonucunda sahneye çıkılıyor bu yüzden sabırsız bir kişinin yapabileceği bir iş değildir tiyatro.

Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz? Ayşe hocamın başında olduğu tiyatro kursuna başladım. Kursun sonlarında, başladıktan birkaç ay sonra "Kilit" oyununun senaryosu geldi karşımıza ekipçe okuduk ve çok beğendik. Okuma provasında Ayşe hocamız polis rolünü bana vererek beni gururlandırdı. Umarım hakkını verebilmişimdir.

Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi artısı nedir? Artılarından biri kesinlikle okurken de oynarken de eğlenmemiz. Eksisi de bunla bağlantılı aslında: komik sahnelerde rolde kalıp gülmemeye çalışmak bir hayli zor...

Tiyatro yaşantınız nasıl başladı? Yanlışlıkla başladı desem yalan olmaz. Ortaokulda boş bir derste canım sıkılıyordu. Birden bir duyuru geldi: okulumuz tiyatrosuna figüran lazımmış. Ben de nasıl olsa sadece duracağım zor bir şey değil diyerek katıldım. Ancak provaya gidip de hocaya figüranlık için geldiğimi söylediğimde "Yok yok, senden güzel 'baba' olur al bu karakter senin" diyerek önemli bir karakteri vermişti bana. Provalar ve sahneye çıkış hoşuma gitmiş olacak ki o günden beri tiyatroyla ilgiliyim.

 Bu ekipde olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu? En büyük etkisi yeni yeni insanlarla tanışmış olmam. Güzel arkadaşlar da edindim bu süreçte. Hepsine tek tek teşekkür ediyor ve emekleri için ayakta alkışlıyorum.

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir? Ekibin kimyasının birbirine uymasıdır. Bir bakıma takım oyunudur çünkü tiyatro.

AYŞE ÖRGÜN (Yönetmen)...

Merhaba ‘’Kilit’’ oyunuyla yönetmen olarak karşımızda Ayşe Örgün. Kimdir neler yapar? Uzun yıllar tiyatro yaptım. Çoğu başrol olmak üzere on tv filmim var. Yardımcı yönetmenlik. Genel koordinatörlük, sonrasında da bir belgesel ve iki kısa film yazdım Yönettim yapımcılığını üstlendim. En son ki üretimimiz ‘’ Kilit ‘’ adlı tiyatro oyunumuz. İlk gösterimi geçen hafta yaptık. Devlet okullarında drama öğretmenliği yaptığım dönemlerde öğrencilerimle pek çok tiyatro oyunları sahnelemiştim. Tiyatroyla yetinmeyip on üç de kısa filmde çekdim. En son çektiğim filmiminin başrol oyuncuları İyas Salman ve Murat Evgin. Alzheimer hastalığını konu eden,  ‘’Unutma’’ filmi ile ödüle layık görüldüm.  Alzheimer maalesef tüm dünyada yaygın bir hastalık. Bende geniş kitleleri ilgilendiren konulara dikkat çekmeyi seviyorum. Bir diğer işim gene sosyal bir konu ‘’Engeller – Engeliler – Engelleyenler’’ isimli belgesel filmim. Sosyal konulara, engelliler için yapılan projelere karşı daha hassasım. Engelli bir annenin ve Alzheimer’lı bir babanın çocuğuyum. Bu süreçte yaşadığım deneyimleri. Engelli yakınlarına ve insanlara nasıl aktarır ve hayatlarını kolaylaştırırım diye çabalıyorum. Beni sıkça sosyal sorumluluk projelerinde görebilirsiniz.

İlk olarak tiyatro ile başladığınızı biliyoruz.  Nasıl başladı hikayeniz? Nerede başladı? Birinden mi etkilendiniz?  Bu yolculuğa nasıl çıktığınızdan bahseder misiniz? Memnuniyetle. Çok küçük yaşta çıktım bu yola. Bakkalı bile olmayan, imkanları yok denecek kadar kısıtlı bir köyde doğup büyüdüm. Siyah beyaz bir televizyonumuz vardı. Ara sıra çalışırdı. Yurdum insanı misali bir iki tokat atınca sırtına çalışırdı Genelde Yeşilçam filmleri izlerdim. Hayranlıkla izlediğim bu Türk filmlerinden öyle çok şey öğrendim ki… aldığım ilk eğitim bu filmler, ilk öğretmenlerim de Yeşilçam’ın o muhteşem starlarıydı. Filmleri izleyip dışarı çıkar, arkadaşlarımı toplar, onlara roller dağıtır, annemin kıyafetlerinden kostüm yapardım. Şarkı söylerdim, role bürünürdüm, aksesuarlar yapardım, dekor hazırlardım. Tabii ki arkadaşlarım da yardım ederdi. Ta o günlerden oyunculuk, yönetmenlik, yazarlık, dekor, kostüm bir bütündü benim için. Bu hikâye ve hayallerim beş altı yaşlarımda başladı kısacası.

Türk sineması denince tarihe damgasını vuran bir Yeşilçam var karşımızda. Sizin, meslekte örnek aldığınız oyuncular var mıydı? Olmaz olur mu? Az önce değindiğim gibi ilk öğretmenlerimdi onlar. Hepsinden öyle çok şey öğrendim ki.. Gerek kamera önünde gerek kamera arkasında tek tek sayamayacağım kadar çok kişiden etkilendim. Filmler bitince kim hangi görevde çalışmış diye jeneriği okurdum sonuna kadar. Hepsine vefa borcum var. Günün birinde bu yıldızlarla çalışacağımı hayâl etmiştim. Ne mutlu ki bugün İlyas Salman, Salih Güney, Fatma Belgen, Meral Konrat’ın ve nice değerli oyuncularımızın menajerliğini de yapıyorum.

Oyunculukla ilgili eğitiminize değinmek istiyorum... Konservatuar okuma şansım olmadı. Bahsettiğim gibi, imkanları kısıtlı bir köy, çevre ve ailede başlayınca hayata kendi şansınızı kendiniz yaratmanız gerekiyor. O yüzden insanların mazeretler arkasına saklanmasını kabul edemiyorum. İnsan istedikten sonra başaramayacağı hiçbir şey yok bu hayatda. Eğitimin önemini her zaman bildim. Bol bol farklı eğitim kurumlarından, tiyatro, drama, kişisel gelişim, senaryo yazarlığı, yönetmenlik, kısa film yapımı, diksiyon dans şan dersleri aldım. Kısacası mesleğimle ilgili beni geliştirecek, besleyecek hangi bilgi varsa ulaştım. Uzun yıldır da çeşitli kurumlarda eğitimler vererek güzel şeyler üretmeye gayret ediyorum.

Bu mesleği yapmak isteyenlere neler önerirsiniz? Bir hedefleri, amaçları, hayalleri olalı.  Karşılarına çıkacak engelleri aşıp yola pes etmeden devam etmeleri…

Cast direktörü olarak, yönetmen olarak bir oyuncuda ne özellikler ararsınız? Önceliği neye verirsiniz?  Kulise. Pek çok faktör söylenebilir bunun için. Ama ben kişilerin kulisine dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ekip arkadaşlarıyla olan uyumuna, çabasına, azmine bakarım.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?  Bu işler ekip işidir. ‘’Kilit’’ ekibimle, canla başla çalıştık, yoktan bir oyun var ettik hep birlikte. Tüm ekibime bir kez daha sizler aracılığı ile teşekkür ederim. Sezon da oyunumuza herkesi bekleriz. Son olarak, hızla tüketen bir toplum olduk. Üretelim. Bizi üretmek kurtarır.

İBRAHİM ÖZDEMİR...

Bize kendinizden bahseder misiniz? Adım İbrahim Özdemir. 30 yaşındayım. Ben İstanbul,Şileliyim ama bir ayağımız orada olsa da Üsküdar'da doğdum ve büyüdüm. Üniversiteden Otel Yöneticiliği bölümünden  mezun oldum. 7-8 sene otelcilik yaptıktan sonra şu an bir sağlık turizmi şirketinde Operasyon Uzmanı olarak çalışıyorum. Sanatın birçok dalıyla amatör olarak uğraşıyorum, son olarak da listeye tiyatroyu eklemiş olduk.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır? Kendimi şu an için tiyatrocu olarak görmemekle birlikte, tabii ki yüksek seviyede bir adanmışlık ve özveri gerektiren bir iş. Sadece ezber yapmak ve provalara gidip gelmekle olmuyor. Bütün oyunla ve karakterlerle ilgili gerekli araştırmaları yapmak ve hepsini içselleştirmek gerekiyor. Aynı zamanda üstündeki baskıyla da iyi mücadele edebilmen lazım çünkü güzel vakit geçirmek amacıyla gelmiş birçok insanın beklentilerini karşılamalıyız ve bunların hepsi sahnede ve o an yaşanıyor.

Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz? Benim erkek kardeşim lisedeyken edebiyat öğretmeniyle tiyatro yapıyordu. Birkaç yıl sonra öğretmeni Acıbadem Gönüllüleri'nin tiyatro topluluğundan bahsetmiş. Kardeşim de bana sordu, o aralar müsait olduğum için olur dedim ve kendimi denemeye karar verdim. Daha sonrasında oynayacağımız oyun belli olduktan sonra sevgili yönetmenimiz beni de uygun görmüş ve bu şekilde çalışmaya başladık.

Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi ve artısı nedir? Komedi oynamanın bana göre en büyük artısı, provalarda çalışırken daha çok eğlenme şansınız oluyor. Eksi değil de zorluk olarak da şunu söyleyebilirim ki seyirciler belirli bir gülme beklentisiyle geldiği için o beklentileri boşa çıkarmadan hem seyircilere hem de kendimize güzel vakit geçirtmemiz gerekiyor.

Bu ekipte olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu? İlk olarak ekip konusunda çok ama çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Bu benim ilk oyunculuk deneyimimdi ve herkes her anlamda çok destek oldu. Oyunun en başından en sonuna kadar istisnasız bütün süreçleri beraber omuz omuza vererek hallettik ve güzel de bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Umarım daha uzun yıllar bu ekiple beraber birçok işe imza atarız. Oyuna gelince, ilk okuduğumda gerçekten çok şaşırmış ve heyecanlanmıştım. Senaristimiz Elif Başaran'ın ellerine sağlık, ciddi anlamda çok başarılı bir oyun yazmış. Böyle bir ekiple çalışmak ve bu oyunu oynamak benim için çok değerli ve öğretici bir süreçti.

Oynadığınız rol size neler kattı? Oyundaki Ömer Bey'i oynamak, özellikle benim gibi bu işin başındaki bir insan için çok öğretici bir deneyimdi. Yaşça benden çok büyük, yarı entelektüel bir karakteri oynadığım için ondan hala iyi ve kötü bir sürü şey öğrenebileceğimi düşünüyorum. :)

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir? Sadece bir tane etkenden bahsetmek çok zor. Zaten kolektif bir iş yaptığımız için, bir oyunu oyun yapan şeyler senaryo, oyuncular ve yönetmen diyebilirim. Bunların hepsinde gerekli uyumu sağladığımız takdirde başarılı sonuçlara ulaşabiliriz.

KASIM ÖNAL....

Bize kendinizden bahseder misiniz? Kasım Önal ben 27 yaşındayım. İlkokulda öğretmeninin yönlendirmesiyle başlayan tiyatro deneyimim gün geçtikçe artan sevgim ile beraber devam ediyor.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır? Her işin kendince bir zorluğu vardır. Ama severek yapılan hiçbir iş insana zor gelmez.

Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz? Ayşe Örgün Oyunculuk Atölyesinde ders alıp Oyuna dahil oldum. Ayşe örgünün üzerimde emeği çok buradan da kendisine teşekkürlerimi ileteyim.

 Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi artısı nedir? İnsanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koyarken izleyenleri güldürmek ve güldürürken düşündürmek bu işin en büyük artısı bence.

Tiyatro yaşantınız nasıl başladı? Daha küçücük bir çocukken eve gelen misafir çocuklara taklitler gösteriler yapardım. İlkokulda bir öğretmenimin yönlendirmesi ile okul tiyatrosuna başladım. İlk sahne tozunu yutmam ile birlikte tiyatro yaşantım başlamış oldu.  

Tiyatroya başlamanız da İzlediğiniz bir oyunun ya da oyuncunun etkisi oldu mu?

 Aklımda kalan şey ilkokulda okula tiyatro tanıtımına geldiklerinde ben onlardan daha çok heyecanlanır ve oyunları izlemeye gittiğimde bende sahnede olmalıyım derdim hep.

Tiyatrocu olmaya ne zaman karar verdiniz? İlk önce avukat olmak istiyordum. Küçük yaşlarda meslek seçimleri oldukça değişiyor ama ilk sahneye çıkmam ile birlikte tiyatro hayatıma girmiş oldu ve sevgim gün geçtikçe çoğaldı. Kararımı daha ilkokulda vermiştim.

Bu ekip de olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu? Çok şanslı hissediyorum kendimi bu ekipte olduğum için çünkü herkes ayrı bir karakter ve ayrı bir yetenek hepsinden her gün yeni şeyler öğreniyorum. Bu da benim her anlamda gelişmemi sağlıyor. Oyununda ekibinde bendeki etkisi büyük.  

Neden tiyatrocu olmak istediniz? Tiyatronun o kadar çok geliştirici ve iyileştirici etkisi var ki saymakla bitmez. Bunu tecrübe ettikten sonra daha da iyi anlayıp böyle bir karar verdim. Hazırlık süreci harika geçti her provada yeni bir şeyler eklendi üzerine bende yeni bir karakter tanımış ve onu benimsemiş oldum. Canlandırdığım karakter çok renkli eğlenceli ve yetenekli birbirimize birçok şey öğretiyoruz.

Türkiye’de sanat yapmak ve sanatçı olmak nasıl bir duygu? Sanatla uğraşmak ve sanat icra etmek dünyanın her yerinde çok zor ve bence her şeye rağmen birçok saygıdeğer sanatçıya sahip bir ülkede olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir? Disiplin, Çok çalışma iyi bir senaryo ve iyi bir yönetmen birçok etken sayılabilir fakat en büyük etkenler bunlardır.

Tiyatroyu seven, tiyatro oyuncusu veya yazarı olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Oyunculuğu, popüler olmak ve tanınmak dürtüsünden öte isteklerle yapmaya çalışmalılar. Ayrıca sorumluluk bilinçlerini sorgulamaları gerekir. Sorumsuz kişilerin yetenekli olsalar bile bu sanatla uğraşmalarını asla istemem. Ve tabi ki disiplinli, çalışkan olmalarını öneririm. 

Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek ya da dikkat çekmek istediğiniz bir şey var mı? Ben teşekkür ederim. Yeni sezonda oyunumuz devam edecek. Herkesi bekleriz.

MURAT MARAL...

Ben Murat MARAL. 1987 yılından beri amatörce tiyatro yapıyorum. Eğitim fakültesi mezunuyum. Tabiki kendine göre zorlukları var. Sahne bulmak gibi, ekonomik zorluklar gibi. Ayşe hanımın atölye eğitimi sonucu ekibimiz kurulmuş oldu. Komedi oynamak insanı rahatlatıyor seyirci ile iletişim daha kolay oluyor…

 Zorluğu ise acaba güldürebilir miyim düşüncesi oluyor. 1987 yılında rahmetli Sosyal Bilgiler öğretmenimin sahneye çıkarmasıyla. Rutkay Aziz ve Genco Erkal'ı bu konuda tek geçerim. Bu ekip genç ve dinamik bir grup heyecan dolu çok istekli bu gruptan iyi Oyuncular çıkar diye düşünüyorum. Türkiye’de sanat yapmak ve insanları güldürmek alkış almak çok güzel bir duygu. Oyuncu olmak veya oyun yazmak isteyenler önce çok çok okumalı ve muhakkak bu işin eğitimi veren bir okuldan geçmelidir diye düşünüyorum. Son olarak tiyatro canlı bir sanat dalı olduğu için kitle ile elektriği çok daha görünür oluyor, seyirci etki tepkisini anında alıyorsunuz… Bu fırsatı bizlere tanıtıp ver ayırdığınız için sizlere de çok teşekkür ederim..

NEJLA KALACI...

Bize kendinizden bahseder misiniz? 52 yaşındayım. Otuz yıl eğitmen olarak bilfiil çalıştıktan sonra iki sene önce emekliliğe ayrıldım.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır? Her alanda olduğu gibi... Hazırlık aşaması zamana sığmaz. Fazlasıyla özverili olmak gerekir. En önemlisi ekip ruhuna sahip olmaktır…  En büyük zorluğu da o ruhu yakalayamadığın zaman yaşarsın. 

Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz? Yönetmenimiz Ayşe Örgün ile bir piknik organizasyonunda, onun da deyimiyle "kısır yerken" tanıştık:)) Sohbet ilerleyince eğitim almam için öneride bulundu. İyi ki...

Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi artısı nedir? Komedi oyunu, filmi her zaman daha zordur diye düşünüyorum. Dram konularında  izleyicinin hemfikir olduğu  kavramlar  çoktur: ölüm, ayrılık, kaza, şiddet, baskı vs. Fakat komedi için aynı şeyi söyleyemeyiz. Gülme konusunda ortaklaşma zordur.

Tiyatro yaşantınız nasıl başladı? Aslında üniversite yıllarında Antakya şehir Tiyatrosunda bir yıl kadar oynamıştım. Sonra bir 20 yıl kadar önce üye olduğum sendikanın kadın tiyatrosunda iki farklı oyun sergilemiştik. Ama bunlar başlangıç sayılır mı bilmiyorum. Milattan öncesi gibi:))

Bu ekipte olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu? Genç arkadaşlarımla kendimi daha enerjik hissettim bir kere:)) Hepsini çok seviyorum. Yönetmenimizin yapıcı, birleştirici özelliğini de yabana atmamak lazım. Bu oyun, zoru başarmanın hazzını yaşattı bana. Gelecek projeleri heyecanla bekliyorum.

Oynadığınız rol size neler kattı? Muazzez karakterini önce yadırgamıştım. Zamanla sevdim. Öyle bir insan  olsaydım. Gamsız, işine nasıl gelirse öyle yaşayan:))  

Bize kendinizden bahseder misiniz? 52 yaşındayım. Otuz yıl eğitmen olarak bilfiil çalıştıktan sonra iki sene önce emekliliğe ayrıldım.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır? Her alanda olduğu gibi.. . Hazırlık aşaması zamana sığmaz. Fazlasıyla özverili olmak gerekir. En önemlisi ekip ruhuna sahip olmaktır. . En büyük zorluğu da o ruhu yakalayamadığın zaman yaşarsın. 

Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz? Yönetmenimiz Ayşe Örgün ile bir piknik organizasyonunda, onun da deyimiyle "kısır yerken" tanıştık:)) Sohbet ilerleyince eğitim almam için öneride bulundu. İyiki...

Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi artısı nedir?

Komedi oyunu, filmi her zaman daha zordur diye düşünüyorum. Dram konularında  izleyicinin hemfikir olduğu  kavramlar  çoktur: ölüm, ayrılık, kaza, şiddet, baskı vs. Fakat komedi için aynı şeyi söyleyemeyiz. Gülme konusunda ortaklaşma zordur.

Tiyatro yaşantınız nasıl başladı? Aslında ünüversite yıllarında Antakya şehir Tiyatrosunda bir yıl kadar oynamıştım. Sonra bir 20 yıl kadar önce üye olduğum sendikanın kadın tiyatrosunda iki farklı oyun sergilemiştik. Ama bunlar başlangıç sayılır mı bilmiyorum. Milattan öncesi gibi:))

Bu ekipte olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu? Genç arkadaşlarımla kendimi daha enerjik hissettim bir kere:)) Hepsini çok seviyorum. Yönetmenimizin yapıcı, birleştirici  özelliğini de yabana atmamak lazım. Bu oyun, zoru başarmanın hazzını yaşattı bana. Gelecek projeleri heyecanla bekliyorum.

Oynadığınız rol size neler kattı? Muazzez karakterini önce yadırgamıştım. Zamanla sevdim. Öyle bir insan olsaydım. Gamsız, işine nasıl gelirse öyle yaşayan:))

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir? Ekip ruhu...

Tiyatroyu seven, tiyatro oyuncusu veya yazarı olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Klasik bir cevap olacak: Er ya da geç hayallerini gerçekleştirmek için çabaları olsun.

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir?  Ekip ruhu...

Tiyatroyu seven, tiyatro oyuncusu veya yazarı olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Klasik bir cevap olacak: Er ya da geç hayallerini gerçekleştirmek için çabaları olsun.

SEMİHA ÇUBUK...

 Bize kendinizden bahseder misiniz? Merhaba Ben Semiha Çubuk 21 yaşındayım, İstanbul da yaşıyorum . Konservatuara hazırlanıyorum aynı zamanda bu sene Bakırköy Sinema Akademide oyunculuk eğitimi aldım ve çeşitli oyunlarda yer alıp tiyatro konusunda kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

Tiyatrocu olmanın zorluğu var mıdır? Elbette, her meslek gibi bazı zorlukları var fakat bu işi severek yapan biri olarak günün  sonunda o zorluk yerini keyifli heyecana bırakıyor.

Kilit oyununa nasıl dahil oldunuz ?  Bir arkadaşımın önerisi ile Ayşe Örgünün vermiş olduğu Oyunculuk eğitimine katıldım sevgili yönetmenimle orda tanışarak Serap karakterine önerildim ve oyununa dahil oldum Kilik serüvenim de bu şekilde başlamış oldu.

Oyununuz komedi. Peki komedi oynamanın size eksisi artısı nedir? Genellikle artı kısmı benim için daha yoğun çünkü kendinize de komik gelen şeyleri canlandırırken daha çok eğleniyorsunuz. Eski kısmına değinicek olursam seyircilerin hepsine aynı şekilde hitap ediyor olsak da herkesi aynı derecede eğlendirmek zorlayıcı olabiliyor.

 Tiyatro yaşantınız nasıl başladı?  Lise yıllarımın sonunda izlediğim bir kaç oyundan etkilenmiştim ama o dönem başka bir meslekle ilgilendiğim için askıya almak zorunda kalmıştım sonrasın da tiyatro oynarken kendimi daha mutlu hissedeceğimi düşünüp eğitim alarak  bu işe başlama kararı aldım .

Tiyatroya başlamanız da İzlediğiniz bir oyunun ya da oyuncunun etkisi oldu mu? Sahnelenen oyunları izlerken ki hissetmiş olduğum duygulardı zaten beni buralara getiren, işin içine girince de tabi ki beni oyunculuğu ile etkileyen karakterler ve oyuncular oldu.

Tiyatrocu olmaya ne zaman karar verdiniz? Lise yıllarımın sonunda izlediğim oyunların etkisi bu kararı vermemde tabi ki çok büyük bir etken oldu benim için.

Bu ekipde olmak ve oyunun size ne gibi etkileri oldu? Yeni insanlar kazandım, tiyatro bir ekip işi giderek büyüyen bir aile olmanın vermiş olduğu duygu da perde arkasında ve önünde bize çok şey kattı. Oyuncu arkadaşlarımla aramızda oluşan bu samimiyet oyunumuzun daha iyi olmasında etkili oldu .

Neden tiyatrocu olmak istediniz? Farklı hayatlar ve farklı kişileri anlayarak bir oyun çıkartmak ve o duyguları hissetmek dünyanın en güzel duygusu olabilir bence. Bu iş hissetmeden ve hissettirmeden yapılabilmek imkansız gibi bir şey ben hissedip ve hissettirmeyi başarabildiğimi düşündüğüm için tiyatrocu olmaya karar verdim.

Türkiye’de sanat yapmak ve sanatçı olmak nasıl bir duygu? Türkiyede sanat yapmak ve sanatçı olmak bazı şartlar sebebi ile zorlayıcı olabiliyor izleyici kitlesini arttırmak ve dikkat çekmek gerektiğini düşünüyorum ama bizlere de bu noktada gerekli imkanların sunulması gerekiyor tabi ki. Diliyorum ki zamanla severek yaptığımız bu işi daha fazla kitlelere ulaştırabileceğiz.

Bir oyunu oyun yapan en büyük etken nedir? Bir oyunu oyun yapan ekip olmaktır ve enerjisi yüksek seyircilerdir.

Tiyatroyu seven, tiyatro oyuncusu veya yazarı olmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Kesinlike vazgeçmeyin bir sürü tiyatro oyunu okuyun bir sürü tiyatro izleyin  ve kendinizi bu konuda geliştirmekten asla vazgeçmeyin yapabildiğiniz ve gidebildiğiniz kadar bu yolda ilerleyin. Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek ya da dikkat çekmek istediğiniz bir şey var mı?

-