27-29 Nisan 2021 Tarihleri arasında BM öncülüğünde Cenevre’de yapılan 5+1 gayrı resmi Kıbrıs konferansı sona erdikten sonra KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar ile Türkiye Dışişleri Bakanı Sn. Mevlüt Çavuşoğlu,  ortak basın toplantısı düzenleyerek şu hususlara dikkat çekmişlerdir:

Sn.Tatar, burada yaptığı konuşmada:

"Rum Kesimi'nin amacı, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devamı ve anayasal değişiklikle Kıbrıslı Türklerin buna yama edilmesidir. Eşitliğe dayalı ve eşit statü tanınmadan eski şartlarda masaya oturmamız ve resmi görüşmelere başlamamızın anlamı olmaz" diyerek görüşlerini açıklamış.

Sn. Çavuşoğlu ise:

"KKTC'nin egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm önerisine çok güçlü bir şekilde destek vermeye devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulunarak, Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Anastasiadis'in toplantıya yeni bir vizyon getiremediğine dikkat çekerek, "Takılmış plak gibi eski söylemlerini tekrarladı. KKTC'nin bağımsızlığı, egemenliği ve eşitliği konusunda ödün vermeyeceğiz" demiştir.

Bu görüşmelerde KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Tatar’ın BM Genel Sekreterine sunmuş olduğu 6 maddelik yeni öneriler paketi bence bu toplantının en önemli, en çarpıcı gelişmesidir. 

O maddelere kısaca bakalım:

1-Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi'nin iki tarafın eşit uluslararası statüsünün ve egemen eşitliğinin güvence altına alındığı bir kararı kabul etmesi için inisiyatif alacaktır. Böyle bir karar, mevcut iki Devlet arasında iş birliğine dayalı bir ilişki kurulması için yeni bir temel oluşturacaktır. ​​​​​​
2- Yukarıda belirtilen düzenlemeyle iki tarafın eşit uluslararası statüsü ve egemen eşitliği sağlandıktan sonra, BM Genel Sekreteri himayesinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir iş birliği anlaşması oluşturmak için sonuç odaklı ve belli bir zaman aralığına dayalı müzakerelere başlayacaklardır.
3- Müzakereler, iki bağımsız Devlet arasındaki gelecekteki ilişkilere, mülkiyet, güvenlik ve sınır düzenlemesinin yanı sıra AB ile ilişkilere odaklanacak.
4- Müzakereler, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin yanı sıra uygun olduğu hallerde, gözlemci olarak AB tarafından desteklenecektir.
5- Herhangi bir anlaşma bağlamında, iki Devlet karşılıklı olarak birbirini tanıyacak, üç Garantör Devlet bunu destekleyecektir.
6- Bu müzakereler sonucunda varılacak herhangi bir anlaşma, iki Devlette ayrı olarak eşzamanlı referandumlarda onaya sunulacaktır.

Yukarıda sıraladığım hususlar, Kıbrıs Türk tarafınca masaya ilk kez getirilmektedir. Aslında bu maddeler, görüşmeler öncesinde KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Ersin Tatar’ın ifade etmiş olduğu yeni çözüm önerisinin de esaslarını teşkil etmektedir.

Sn. Ersin Tatar’ı bu öneriler paketini kararlı bir biçimde hem Rum tarafının, hem de Yunanistan ve İngiltere Dış İşleri Bakanlarının önüne koyduğu için tebrik etmek gerekir. Sn. Tatar Kıbrıs Türk Halkının bugüne değin savunulmaktan hep kaçınılmış hak ve hukukunu, bu altı maddelik öneri ile muhataplarına iletmiştir. Ayrıca bu öneriler paketi tüm dünya basınında da yer alarak Kıbrıs Türk’ünün sesi dünyanın her yerinde duyulmuştur.

Bu esaslar, bundan böyle ‘’Birleşik Kıbrıs’’ sonucuna giden ‘’Federasyon’’ önerisinin bir daha görüşmeler masasında olmayacağının da çok net ifadesidir.

Türkiye’nin de desteklediği bu öneriler paketinin, GKRY lideri Bay Anastasiadis tarafından kabul görmeyeceği kesindir.

Zaten Rum tarafının hala Kıbrıs Cumhuriyetini savunması, Kıbrıs Türklerini anayasal bir değişiklikle bu cumhuriyete yama etmek görüşünden vazgeçmemeleri de bundandır.

Yani GKRY lideri takılmış/bozuk bir plak gibi hep aynı şeyleri tekrarlamakta, ‘’Hep Rumlara, Hep Rum Tarafına’’ demektedir.

Artık yolun sonu gözükmüştür. 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyetini 1963 yılında ‘’Kanlı Noel’’ olaylarıyla ortadan kaldıran, 15 Temmuz 1974 darbesi ile Kıbrıs adasını Yunanistan’a bağlamaya kalkan Rumlar, bundan böyle ne adada, ne de AB üyeliğini kullanarak Doğu Akdeniz’in enerji yatakları üzerinde türlü Bizans oyunları oynayamayacaklardır.

Ancak şu hususun altını kalın çizgilerle bir kez daha çizmek gerekirse; adanın yönetimi Rum tarafına geçmedikçe, GKRY hiçbir çözüm önerisine evet demeyecektir.

Böyle bir sona ne Türkiye, ne de KKTC evet demeyeceğine göre, bundan sonrası için atılacak adım; 1983 yılından beri adanın kuzeyinde yaşayan KKTC’nin tanıtılması için Türkiye’nin çalışmalara başlaması gerçeğidir.  

Bir 60 yıl daha beklenmeyeceğine göre hayata geçirilecek bu gerçek, yıllardan beri süregelen Kıbrıs anlaşmazlığına da son verecektir.

Sözün özü 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Kıbrıs konusunda Türk tarafı Cenevre’de tarihi bir adım atmıştır.